Bugün Pazar ve Pazartesi Sendromu arifesinde (ki P90X’çiler bu sendromu yaşamaz!) keyifli bir yazı yazmak istedim. Önceki yazılarımı takip edenler hatırlar (bakınız: https://www.p90xtr.com/p90x-ile-bir-gun, https://www.p90xtr.com/p90x-ile-bir-gun-devam), P90X ile tanışmam ve ilk uygulamam, mükemmel bir zamanlamaya denk gelmez aslında. Full-time bir iş (sabah 8:00 – akşam 6:15), soğuk kış ayları ve yeni doğmuş bir bebek… İşte o günlerin bana yadigar bıraktığı çok fit bir vücut, daha zinde bir Aykut, daha sağlıklı kolay kolay hasta olmayan bir bünye, hayattaki hemen herşeye daha pozitif bir bakış açısı dışında hatırlattığı bir de anı var. O da, P90X için erkenden uyandığım günlerde, uykusu kaçan biricik kızımın bir tek babasını P90X yaparken izleyip sakinleşmesiydi. Bir kez gördüğü şeyi hemen anında kapan ve yapan kızım Selin’in, benim ardımdan Yoga X hareketlerini tekrar ettiğini (ya da etmeye çalıştığını :-) görmek, insanın bütün yorgunluğunu almaya yetiyor da artıyor bile! Biliyorum Yoga X, tüm 92 dakikasıyla belki...