“Başlamak bitirmenin yarısıdır” derler esasında. Oldum olası hiç hazzetmedim bu sözden. Dünyanın en samimiyetsiz motivasyon cümlesidir. Kimi zaman da alay etmek için kullanır bazıları. Başlamak; çoğu kez heves etmekten, meraktan, ayak uydurmaktan ibarettir. Geçmişi şöyle bir hatırlarsanız eğer, yogaların, pilateslerin televizyon ekranlarında, sabah kuşaklarında boy gösterdiği zamanlar vardı. En az 10 kişi tanıyorum, sabah çok afedersiniz camış gibi beslenip, şekerli türk kahvesini de yuvarladıktan sonra, televizyonun karşısında çamurda debelenen su aygırı gibi enstantaneler veren… Sonrasında medeni memleketlerde çok çok uzun yıllardır var olan ama bizde yeni yeni yaygınlaşan spor parklarında, ne yaptığını bilmeden, hiç bir fikri olmadan, sağlıklarını tehlikeye atarak pedal çeviren, hoplayan zıplayan teyzeler peydah oldu. Aslında maksat spor falan değildi. “Falanca gidiyor, biz de gidelim. Patlayana kadar yiyelim, eşofmanları çekelim, spora gidelim, bedenimize zulüm edelim…” Mantık bu olmasa da yaptıkları tek şey buydu. Spor yaparken Mualla Hanımın yeni aldığı halının rengini tartışmalar, alt...
Aylık Arşivler: Ağustos 2014
O Yapabiliyorsa, Sen de Yapabilirsin! – 24
P90X-TR’de büyük ilgi gören, motivasyonel “O Yapabiliyorsa, Sen de Yapabilirsin” serisine bir süredir ara vermiştik ama yoğun istek üzerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugün paylaşacağımız değişimde, aslında fazla söze gerek yok. P90X’inin ilk gününde tartıldığında, 105 kiloyu gören, eski bir asker… Ama P90X’i yaparken başta ne kadar zorlansa da, hareketlere kendisini öylesine adamış ki, biz izlerken bile yoruluyoruz :-) 90 gün bittiğinde ise ortada bu sefer çok farklı bir tablo var. 82 kiloda, 90 gün öncesi ile kıyaslanamayacak derecek iyi ve sağlıklı bir fizik. Ve işte her zaman dediğimiz gibi, o yapabiliyorsa, bizler yapabiliyorsak… siz de yapabilirsiniz! O’nun Hikayesi…...
Protein Bombası
Selam Arkadaşlar, Şahsen, ne yesem de ipin ucunu kaçırmasam ama proteinimi alsam, mümkünse karbonhidratı düşük olsa, kalorisi az olsa diye düşünmekten şizofrene bağlamak üzere olan biri olarak, sürekli tükettiğim ama bugüne kadar besin değerlerini merak edip de bakmamış biri olarak size bir tarif vermek istiyorum. Düşük karbonhidrat ve kalori içermesine rağmen gayet, sağlam bir protein miktarına sahip, lezzetli ve sağlıklı bir tarif. Malzemeler: 150 gr taze börülce 1 yemek kaşığı zeytinyağı 2 diş orta boy sarımsak 1 adet limon Hazırlanışı: Börülcemizi ayıklayıp, üçe dörde bölerek tencereye alalım. Börülceler boğulana dek suyu koyalım ve orta ateşte kaynamaya bırakalım. Börülcemiz haşlanırken biz sosumuza geçelim. Sarımsakları ince ince rendeleyelim ya da parçalayıcı kullanabilirsiniz. Zeytinyağımızı ve sarımsağımızı karıştırıp, üzerine 1 limonu komple sıkıp sosumuzu yapalım. İyice karıştırıp buzdolabına kaldıralım (karışımın ağzını kapatın yoksa sarımsak kokusu dolabı sarar). Börülcelerimizin haşlandığını anlamak çok zor değil. Kabuklu ya da tanesinden bir tanesini...
Öfkeli Olmak Ne İşe Yarar?
DİKKAT! BU YAZI SİZİ MOTİVE ETMEZ, BENİM İÇSEL DÜNYAMI İÇERİR. Duygularımın nasıl ve neden duygusuzluğa çıkarken öfkeye dönüşmesini anlattım. spor yapmama sebep olan itici gücün bu olduğundan bahsettim özetle. Sitenin büyük çoğunluğu erkeklerden oluştuğu için belki bu yazdıklarım tepkinizi çekebilir fakat genel bir algıdan bahsediyorum. Okuyacaksanız bunu unutmadan okumanızı dilerim… Ne kadar itici bir başlık öyle değil mi? Öfke olumsuz olarak kabul edilen bir duygu ve ben çok öfkeliyim. Oturduğum yerden kalkıp harekete geçmemi sağlayan şey ise arzularım değil öfkem. Bu resmen ağır bir itiraf :) Öfke sorunu yaşayan çocukları spora yönlendirmek hep bir çözüm olmuştur, enerjilerini atarlar ve zararsız-etkisiz hale getirilirler. Öyle sağı solu kırıp döken bir öfke değil, sinsi sinsi damarlarımda dolaşıp fark etmeden nefes almayı uzun süre unutturacak bir yoğunlukta. Gündelik yaşantımda kimse öfkeli ve sinirli biri olduğumu göremez, öyle sakin ve suskunum ki; sığ ve dingin gözüküyorum. Bütün bu sistem karşısında...
Günlerden “Karın Sinerjik”
Her gün canını dişine takıp, alın terini matlarına şıp şıp diye değil, sular seller gibi akıtan tüm P90X Ailesine merhabalar… Bir ayını bitirmeye çok yaklaşmış, sadece 3 günü kalmış bir P90X çaylağı olarak, biraz gevezelik yapıp hem kendimi motive edeyim, hem de bugün neler yapmışım gözden geçireyim dedim… Efendim “Karın Sinerjik” denilen antrenmanı yapmayalı oldukça uzun bir zaman olmuştu, benim programımın ilk gününde vardı yalnızca. Önceki denememde yarım bıraktığım tek DVD olan zıplama antrenmanından daha çok zorlandım diyebilirim. Vücudum hareketleri unutmuş haliyle, arada bir iki saniyeliğine de olsa kanepeye yıkılıp sonra direne direne kalkıp diğer ki hareketleri kaçırmamak için nasıl debelendiğimi bir ben bilebilir… diyeceğim ama :) bunu herkes yaşıyor (yalnız hissetmemek mükemmel bir şey). Başlamadan önceki kaytarma belirtilerini bugün de yaşadım. Bunları özelikle anlatmak istiyorum ki bitirdiğimde inşallah bir aksilik olmazsa bitireceğim, kimse 90 gün boyunca şahane istekli, harika bir motivasyona sahip olduğumu düşünmesin....
Tatlı Krizine Çare
Şekeri ve şekerli içecekleri bıraktıktan sonra anladım ki, iflah olmaz bir şeker müptelasıymışım. Özellikle antrenmanlardan sonra ufak çaplı tatlı krizleri yaşıyordum ki, dün gecenin 2’sinde oturup çözüm ürettim :-) Vereceğim tarif elbette herkesin damak tadına hitap etmeyebilir, tadı garip gelebilir ama sağlıklı ve düşük kalorili bir tarif. Hatta ara öğünlerde bile değerlendirilebilir. (Editörün Notu: Verilen besin değerleri kontrol edilmiş ve doğrudur :-) Malzemeler (Besin Değerleri İle) 1 adet orta boy şeftali = 12 g karbonhidrat – 1 gram protein – 57 kalori 1 adet orta boy muz = 11 g karbonhidrat – 1 g protein – 49 kalori 1 adet orta boy incir = 16 g karbonhidrat – 1 gram protein – 71 kalori 1 avuç kavrulmamış tuzsuz badem = 1,4 g karbonhidrat – 5 g protein – 257 kalori Hazırlanışı: Şeftalimizi ve muzumuzu blendırda iyice çekiyoruz. İyice derken sıvı hale getirmeyelim, lapa gibi ya...
Sadece 1 Kilo Verdim Diye Üzülmek…
Baştan söyleyelim… P90X ile istenildiğinde 90 günde 20’li kilolarda yağlardan kurtulanları da gördük, fazlasını da. Ama bazen de, bize gelen bazı maillerde “henüz sadece 1 kilo vermişim” sitemlerini de… O zaman şimdi biraz matematik yapalım :-) P90X egzersizlerinin 1 saatte ortalama 600 ila 900 kalori yaktığı kabul edilir. Aslında bize zaman zaman gönderilen ekran görüntülerinde bu rakamın çok daha yukarılarını da görürüz (Ben Olmuşum Plyometrics – Yakılan 1150 Kalori!). Yarım kilo yağ ise ortalama 3500 kaloriden meydana gelir. Yani, aldığınız kalorinin üzerine 3500 kalori yaktığınızda, vücudunuzdan yarım kilo fazla yağı kaybedersiniz. Aynı şekilde 7000 kaloride 1 kg vesaire… Şimdi, yazının kapak fotoğrafına baktığınızda, bir elin üzerinde 1 pound’luk yani tam tamına 453 gr‘lık vücuttan kaybedilen bir yağı görüyorsunuz. Lafı fazla uzatmadan söyleyeceğiz ki… sakın ola “henüz sadece 1 kilo vermişim” vs. diyerek hayıflanmayın. Gösterdiğiniz hiçbir başarıya saygısızlık etmeyin. Tabii ki hedefinizi belirleyin, daha fazlasını isteyin…...
Beni Kendi Halime Bırakın!
Selamlar P90X Ailesi… Aranıza yeni katıldım. Öncelikle Aykut Hocamı ve her biri ayrı bir destan niteliğinde olan, P90X maceralarını bizimle paylaşıp, en azından benim harekete geçmem için vesile olan tüm arkadaşları teker teker tebrik ve taktir ettiğimi belirtmek isterim. P90X’e başlamadan, önce sağlıklı beslenme kısmına başladım. Yaşamak için yemek yerine, yemek için yaşamak felsefemden bu kadar kolay vazgeçebileceğimi inanın hiç tahmin etmemiştim. Yaklaşık 1 haftadır sıfır şeker, sıfır ekmek, sıfır tuz, haliyle sıfır asitli ve işlenmiş meyve suyu olarak devam eden imtihanımda, meyveleri almaya başladım diyebilirim. 1 haftada 2 kilo kadar fazlalığımdan kurtulduğumu belirtmek isterim. Bu süre içinde anladım ki, ben aslında çay değil şeker tiryakisiymişim. Evet günde 12-13 bardak, hatta fazlasını içen ben, bir hafta boyunca toplasam 10 bardak çay içmedim. Şekersiz çok anlamsız bir içecek oldu çay benim için. Ben çayı değil içine doldurduğum şekere müptelaymışım meğer. Yine ekmeksiz geçen öğünler, benim için yerine...
21 Gün Geride Kaldı
21 günün önemine Aykut Hoca’nın değindiğini biliyoruz (Sihirli Rakam:21). En önemli dönemi atlattım çok şükür diyelim. Bu 21.gün benim daha önce sakatlık geçirdiğimi öğrendiğim gündü :-) Benim için ayrı bir önem arz ediyor bu sebepten. Doktor bir ay boyunca ayağına yüklenmemelisin, spor yapmayacaksın dediğinde başımdan kaynar sular dökülmüştü. İşin komik tarafı 1 ay istirahat ettikten sonra motosiklet kazası geçirdim ve diğer bacağımı da sakatlamış oldum. Bu sırada başka bir şehirdeki başka bir doktor, diğer bacağımda bir ay istirahat gerektirecek hiç bir şey olmadığını söyledi! (burada kafamı duvarlara vurabilirim ya da başka kafaları…) 1 ay da kaza sonrası dinlenme dönemimdi. Bacağım iyileşir iyileşmez önce koşulara, bir hafta kadar sonra da P90X’e başladım… Bugün dinlenme günüm, kendime beslenme konusunda da müsaade verdim. Özlediğim şeyleri yedim içtim. Bunların arasında şarap da vardı (benim içmeyi tercih etmem, alkolün zararlı olduğu gerçeğini yadsıdığımı göstermiyor). Şarap konusuna diğer içkilerden hep daha...
3 Samimi Kullanıcı Yorumu…
P90X-Türkiye’de başka bazı sitelerdeki gibi “fake” kullanıcı yorumları yok, hiç olmayacak da! Zaten bugüne kadar 100,000’lerce kullanıcı ve uygulayıp da sonuç almayan ya da memnun kalmayan tek bir kişi bile yok! Ancak bugün gelen samimi bir e-mail, bizi/beni sanki diğerlerinden birazcık daha etkiledi ve yazanın da izni ile isim vermeden buradan paylaşmak istedik. Ve yine çok değil, sadece son 1 haftanın maillerini tarayarak 2 güzel kullanıcı yorumu daha ekledik. Bugün Pazar ve eğer aranızda “Neymiş şu P90X, başlasam mııı, başlamasam mııı…?” diye düşünenler var ise… duyurulur :-) Tabii burası %100 şeffaf bir platform, siteyi takip eden ve bu yazıyı okuyan sizlerin de P90X hakkında olumlu ya da olumsuz düşünceleriniz var ise, aşağıdaki yorumlar bölümünde duymak isteriz. Yorum 1… Sevgili Aykut Hocam, Tarih bundan çok da eski değildi, bir tesadüf eseri P90X ile bizi ilk tanıştırdığınızda. Günde eminim yüzlerce mail alıyorsunuzdur ama vaktinizi kısaca çalarak mutluluğumuzu...
Asla Vazgeçmeyin!!!
P90X Ailesine Selamlar… Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, bu programa başlama kararım Youtube’daki videolar sayesinde gerçekleşti. 2-3 ay içinde inanılmaz değişimleri görünce çok şaşırdım ve adeta inanmadım. Taa ki www.p90xtr.com sitesini ziyaret edene kadar. İlk başta 2-3 gün takip ettim ve çok beğendim. Hemen siparişi verdim ve bir hafta içinde de programa başladım. İyi ki de başlamışım, üniversiteye artık farklı bir fizikle gideceğim inşallah… Bu ilk yazım olduğu için biraz heyecanlıyım haliyle :-) Bu arada 30 günü bitirdiğim için de çok sevinçliyim. Şu an 35. günümdeyim, daha önceden yazacaktım ama nasip olmadı. Buraya kadar gelemezdim diyordum ama; isteyince her şey oluyormuş. İlk başlarken 86 kg idim, sonra 1 haftada 79 kg’a kadar indim, Ramazan bitince 80 kg oldum ve hala da öyleyim. Tabii bu benim için yeterli mi? Hayır fakat daha 2 ayım var, daha çok değişeceğime inanıyorum. İlk başladığım günü hatırlıyorum da, hiç bir hareketi doğru düzgün yapamıyordum,...
Meleklerin de Selüliti Olur!
Neyse ki Victoria Secret modellerinden Karolina Kurkova (yaş 25) sabah koşusuna çıkıp da, tüm özgüvenine rağmen, selülitlerinin de var olduğunu, var olabileceğini gösterdiğinde, bizler de “mükemmel” diye dayatılan klişe bedenlere sahip olmak zorunda olmadığımızı biraz anlamış olduk… Hanımlar… Eğer varsa ki selülitleriniz, kendinize küsmeyin. Beyler… eğer inci gibi dizili 6-pack baklavaları yerine, hala bir şekerpare görüyorsanız aynaya baktığınızda göbeğinizde, siz de kendinize küsmeyin. Zaten hepsinin çaresi var, siz önce kendinizi sevin! Kendinizi sevin ve pozitif olun ki, bu gidişatı değiştirecek ve hayatınızı/fiziğinizi daha iyi kılacak bir şeyler yapmaya başlayacaksanız, bu yolculuğa da daha pozitif start verin. Ama sakın ola hedefiniz size “kusursuz” diye ittirilen klişeler olmasın. Siz kendinizi nasıl daha iyi hissedecekseniz o yönde ilerleyin. Önce “içiniz” güzel olsun, çünkü o zaten sonunda dışınıza da yansıyacaktır. Ve işte size, “kusursuz” Photoshop kahramanlarımızdan bir kaç seçme… Madonna Lindsay Lohan Jessica Alba Penelope Cruz Cameron Diaz George Clooney...
Dimedi Dimeyin!
P90X-Türkiye olarak, ülkenin en büyük ilk 5000 sitesi arasında yer aldığımızdan (*Alexa verilerine göre), ve çok geniş kitlelere ulaşabildiğimizden, bu yazıda açık açık marka belirtmeyeceğiz. Ama konu fotoğrafındaki bet sesli ve gevrek gülüşlü teyzemizi tanıyanlar, zaten az çok neden bahsettiğimizi bileceklerdir :-) Tabii ki sözümüz tek bir markaya da değil. Ama bizim gözlemlerimiz ve haliyle rahatsız olduğumuz, insanlardaki “kola içmiyorum ama buzlu çay faydalıdır/zararsızdır” algısı. Eğer her çeşit Ice-Tea’ye, hazır meyve sularına, hatta mevyeli sodalara masum gözüyle bakıyorsanız… yanılıyorsunuz! Sonra bu 6-pack neden hala çıkmıyor demeyin! Bu tip içeceklerin hemen hepsi, aroma içeren, katkı maddeli ve de en önemlisi şeker deposu ürünler. Tabii ki ara sıra tüketebilirsiniz ama yukarıda söylediğimiz gibi “nasıl olsa artık kola içmiyorum, bunlar çok daha iyi” deyip, bu içecekleri susuzluğu giderici su yerine koymak, zamanla göbek çevrenizi genişletecek ve nihayetinde sizi bir “beachbody”den çok “Didi Teyze”nin 90-90-90 ölçülerine yaklaştırmaya yarayacaktır. Peki,...
Sabah Kral, Akşam Fakir!
Özellikle günün ilk öğünü olan kahvaltı hakkında çok soru alıyoruz ve dün, Blog’un aktif takipçilerinden Muses (Müge)’ye gönderdiğim bir görsel, bugünün yazısının ilham kaynağı oldu. Eski bir söz vardır, “Krallar gibi kahvaltı yap, fakir gibi akşam yemeği ye” diye… Kesinlikle doğru! Yandaki görsel, ilginç bir illüstrasyon ile bunu bize en net şekilde gösteriyor. Kahvaltı öğününü daha “sağlam” yapanların, genel olarak bel çevrelerinin daha ince olduğu, fitness hedeflerine çok daha çabuk ulaştıkları, ulaştıktan sonra da bu fiziği uzun dönem koruyama çok daha elverişli oldukları biliniyor. Tüm geceden kalma bomboş bir mide, vücudumuzun besine, daha doğrusu “doğru besinlere” en aç olduğu dönem. Eğer sabahları üşengeçlikten ya da başka sebeplerden, kahvaltınızı bir simit ya da poğaça ile geçiriyorsanız, gerçekten kendinize yazık ediyorsunuz. Tamam, işinize ya da okulunuza da geç kalın demiyoruz ama gerekirse her zamankinden yarım saat erken kalkın ve kahvaltınıza gereken özeni gösterin. Unutmayın, Krallar gibi! Burada...
Yoga Günü – 11. Günüm…
“Downward Dog” pozisyonundan pek hoşlanmamaya başladım. Sıcak yaz aylarında terimin tadına bakmak zorunda bırakıyor beni. Terinizin ağzınızı geçip göz çukurlarınıza dolması pek hoş değil. Okuyanlar için iğrenç oldu ise kusura bakmayın :-)Yoga gerçekten önemli bir parçası bence P90X’in. Sırtınızı keseleyebilmeniz demek Yoga! Günün özeti: Sabah kahvaltısı, iki saat midemin dinlenmesi için mola ve P90X Yoga :-) Gerisi harika bir gün oluyor (yalan söylüyorum, Yoga-X bittikten hemen sonra, kalkamadığım yerden yazdım bu yazıyı). Neyse günlük görevimi tamamladım en azından. Aykut Koçumuz ya da beslenme konusunda tecrübeli arkadaşlar, sabah kahvaltım eleştirilerinize memnuniyet ile açıktır. Benim için yanlışlarımı bilmek iyi olacaktı. Özellikle önceki bir aylık maceramda sağlıklı denilebilecek yiyeceklerden insani olmayan boyutlarda yediğim için kilo verememiştim ve almıştım. Aykut Hocam, yaz da olsa bir gün ben de İbrahim kadar terleyeceğim demiştim, bakın :-) Kendime güldüm burada. Bunun gibi zayıflayacağım ya da forma gireceğim, güçlü olacağım vb. değil de, ben...