Günlük Arşivler: 05/11/2014

“Play Tuşuna Basamamak” – Bardağın Dolu Tarafı

Yazının ilk bölümünü bu linkten okuyabilirsiniz. Şimdi herkes P90X ile tanıştığı ilk günü düşünsün… Fotoğraflar, videolar, bloglar… Hemen başlamak için motivasyonla dolup taştınız. Siparişi verdiniz, Aykut Hocayı maillerle, mesajlarla, telefonla canından bezdirdiniz. Bir an önce başlamak için can atıyorsunuz. Ürünleriniz kargoya verildi, bu sefer de kargocuyu yiyip bitirdiniz, “nerede benim kargom” diye. Paket elinize ulaştı, akşam olsun diye bekleyip durdunuz ya da hemen eve koştunuz DVD’yi taktınız. Antrenman başladı. Isındınız. DVD’miz 2 nolu (Plyo) olan olsun. Veeee geldi çattı o 30 tekrarlık squat. 10 tane yaptınız ama bacaklarınızdaki yanma sizi zorlamaya başladı. Elinizden gelenin en iyisini yapmakta kararlısınız ve devam ediyorsunuz. Artık dayanılmaz olan yanma sizi 20. tekrar da bırakmaya zorladı. Kan ter içinde ve bacaklarınızda o inanılmaz yanma hissiyle baş başa kaldınız. Ama 3 saniye sürüyor biliyor musunuz? Evet dayanılmaz yanma, hareketi bıraktıktan sonraki 3 saniye içinde kayboluyor. Yani elinizi duvara vurmak ya da...

Devamını Oku

“Play Tuşuna Basamamak” – Bardağın Boş Tarafı

Aykut Hocamın deyimiyle “Bay Muhalefet” olarak ve can sıkıntısından da mütevellit, birbirimizi motivasyona boğmaya çalıştığımız şu günlerde ben üzerime düşeni yapıp, neden play tuşuna basmalıyız konusunda değil de (herkes yazdı çizdi zaten), “Neden Play Tuşuna Basamıyoruz” konulu bir blog yazmayı düşündüm ve yazıyorum. Daha iyi bir hayat, daha sağlıklı bir hayat, özgüven, mutluluk, dayanıklılık, eski sevgiliden intikam, kendimizle barışmak, kendimizi yenmek… Bunlar neden P90X yapmamız gerektiğinin ya da yaptığımızın sebepleri. Bunları daha da çoğaltabiliriz ama P90X yaparken hepimizin yaşadığı en büyük sorun ve hatta yarım kalan pek çok P90X macerasının temel sebebi motivasyon… Videolar, şarkılar, türküler, başarı hikayeleri, deneyimler ve daha pek çok motivasyon aracına rağmen, ve dahi ihtiyacımız bizi spor yapmaya hatta P90X yapmaya yönlendirirken, neden biz o “play tuşuna” basamıyoruz? Basamıyor muyuz yoksa basmıyor muyuz? Ya da basmamıza engel olan bir şeyler mi var? Engeller fiziki ise benim aklıma “play tuşunun bozuk olması”...

Devamını Oku

Hacim mi, Definasyon mu?

Eğer hedefe yönelik antrenman yapacaksak, vücudumuzu ve vücudumuzdaki adaleyi oluştura lifleri iyi tanımalı ve ona göre çalışmalar yapmalıyız. Ağırlık çalısmada amaç daha fazla adele çalıştırmak olmalıdır ve adale lifleri çalıştıkça daha fazla güç ve adale elde edilir. Eğer bir adale grubundaki lifleriniz yavaş seğiren liflerden meydana geliyorsa, bunları harekete geçirmek için o adaleyi çok tekrar, kısa dinlenme ve şiddetiyle çalıştırmalısınız, çünkü bu çeşit lifler büyümeyi çabuklaştırmak için daha çok çalısmayı gerektirir. Diğerlerine nazaran bu liflerin gelişimi sınırlıdır. Özetle, eğer bir adale grubundaki “seğiren lifler”,  hızlı seğiren liften oluşuyorsa, az tekrarla, yüksek güçle calışılmalıdır. Eğer adaleniz kolay gelişme sağlamıyorsa, demek ki sizin yavaş seğiren lifleriniz çoğunlukta demektir. Yavaş gelişen lifleri çalıştırmak için gerekli olan antrenman şekli; örneğin fazla tekrar 12-15 set, şiddetli antrenman şeklinde daha fazla set ve setler arası dinlenme 30 saniye – 1 dakika arası olmalıdır. Hızlı değiren adale lifleri için ise az tekrar, örneğin 6-8, maksimum...

Devamını Oku