Bahsedilen gerçek bir bomba değil tabii ki, benim :) Önceki yazımı, üçüncü haftam bitmek üzereyken yazmıştım, şimdi ise bugün itibarıyla resmen 2. aya girmiş bulundum. Ne giriş ama… Hani filmlerde mafya babaları, grup liderleri odaya girerken ağır çekimde yavaş yavaş gelir, eller yanda, relax bir şekilde sallanır, bazıları sigarasından aldığı derin nefesi yavaş yavaş verir ya… heh işte öyle değil. Benimki aksiyon filmlerinde baskın yapan polislerin, ajanların girişi gibi oldu. Toparlama haftamda öyle rahat rahat salınan bedenim neye uğradığını şaşırdı, kaçmaya çalıştı, eli ayağına dolandı. Oh olsun ona… Patlamaya hazır bir bomba gibiyim dedim ya, gerçekten öyleyim. 2. ayımdan yani bugünden itibaren aldığım bazı kararlar var. Ağırlık çalışmalarının olduğu günlere ekstradan “Cardio-X” çalışmasını da eklemeye başladım. Önümüzdeki hafta bir salona yazılmayı da planlıyorum sadece kardiyo çalışmaları için. Aslında pek ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum ama hem vaktim var, hem de değişiklik olur, yeni insanlar tanırım diye gideceğim...
Aylık Arşivler: Aralık 2015
P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı… 6
P90X reklama ihtiyaç duymaz! Onunla tanıştıktan sonra sadece fiziği değil, çehresi bile değişen Teoman, en iyi reklamdır! P90X ile girdiği ilişkiden sonra 30 kilosu çalınan(!) Uğur, en iyi reklamdır! Şekerparesi varken, 90 günde baklava sahibi olan İbrahim, en iyi reklamdır! Yoğun bir “baba”nın bile, 90 günde 6-pack’lere kavuşabileceğini bize gösteren Ayhan, en iyi reklamdır! 1 tur, 2 tur, 3 tur… yetmez diyen Gökhan, en iyi reklamdır! Erkeklere taş çıkarırcasına, kadınların da programda nasıl hayat değiştirici sonuçlar alabileceğini gösteren Berat ve Ablası, en iyi reklamdır! Sonuçları o kadar iyi olup da acaba Photoshop mu denilen Müge, en iyi reklamdır! Sadece 90 günde 120 kg’den 98’e inen Erkan, en iyi reklamdır! Henüz 16-17 yaşlarında P90X ile tanışacak kadar şanslı olan Metehan ve sonuçları, en iyi reklamdır! Sadece 30 günde, çoğu bayanın belki 1 yılda almayı hayal ettiği sonuçları alarak, bir peri masalını bize gösteren İçten, en iyi reklamdır!...
Hybrid Programı (P90X + Insanity) 20. Gün!
Bu satırları, P90X ile Insanity’nin karışımı olan ve Aykut Hocam’ın benim için özenle hazırladığı :-) Hybrid Programı‘mın 20. gününü de firesiz tamamlamış olarak yazıyorum! Öncelikle şunu söylemeliyim, 10 gün önce burada paylaştığım yazı, benim için çok büyük bir baskı oldu, ama pozitif anlamda. Öyle bir girişten sonra, kesinlikle kaybolup gitmek istemem, daha önce defalarca başıma geldi, havlu attım… ama bu sefer değil! 20 gündür “sıfır fire” ile giderek bunu şimdilik kendime kanıtladım sanırım. Zaten geçtiğimiz bu 10 gün boyunca hep aklımda bu 20. gün paylaşımı vardı. Tıpkı şimdiden itibaren aklımda 30. günüm olduğu gibi. Yani bir anlamda ben programı 10 günlük hedeflere böldüm, bu da sanırım psikolojik anlamda bana çok yardımcı oluyor. Her yazımda Hybrid Programı’nda bir egzersizi kendime göre yorumlayacağıma söz vermiştim, şimdi onu yapacağım. Ama ona geçmeden önce çok kısa yine beslenmeme değineyim. Aykut Hocam sağolsun bana haftalık bir beslenme örneği gönderdi ama...
Jason Statham Usulü Motivasyon
Jason Statham… Aksiyon filmlerinin aranan ismi, Hollywood’un belki de en karizmatik oyuncularından. Ama kendisi hakkında çok da bilinmeyen bir gerçek, onun sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda gerçek bir sporcu, dalgıç, Kickbox ve Uzak Doğu dövüş sanatçısı da olduğu. Yani anlayacağınız aksiyon filmlerinde, iyi dövüşüyor “rolü” yapmıyor, iyi dövüşüyor! “Fit rolü” yapmıyor, fit! Transporter (Taşıyıcı)’dan Crank’a, 40’a yakın prodüksiyonda “dublör kullanmaktan” hoşlanmadığını ve büyük çoğunluğunda kendi dublörlüğünü yaptığını hatırlatalım. Hadi tüm bunları geçtik, Jason Statham’ın 12 yıl boyunca İngiltere Milli Takımı’nda olimpik dalgıç olduğunu ve 1992 Dünya Şampiyonası’nda bu alanda dünya 12’incisi olduğunu çoğu kimsenin bilmediğinden eminiz! Özetle söylemek istediğimiz, Jason Statham’ın sadece karizmatik bir aktör değil, “kaya gibi sağlam” da bir sporcu olduğu. İşte bu sebeple, spor hakkında “bir-iki şey” bildiğine inandığımız Jason’un aşağıdaki sözüne kulak vermek istedik. “İnsan vücudu, bir dinamite benzer… Tüm gün boyunca bir kurşun kalem ile vursanız hiçbir şey olmaz. Ama gerçekten sağlam bir...
Günün Email’i…
P90X-Türkiye olarak günde yüzlerce email alıyoruz. Ve mümkün olduğunca kısa sürede, her birini en doğru şekilde yanıtlandırmaya çalışıyoruz. Siz de ister P90X, ister beslenme ya da hemen her konuda sorularınızı info@p90xtr.com e-mail adresine yöneltebilirsiniz. Burada, “ne saçma soru, git Google Amca’ya sor!” demek yok :-) Bu başlık altında, bize gelen e-maillerden, başkalarının da cevaplarından yararlanacağını düşünerek seçtiklerimizi (tabii ki isim belirtmeden), cevaplarıyla birlikte sizlerle paylaşacağız. İşte Günün E-mail’i… Tarih: 03/12/2015 – Saat: 17:41 Konu: Hybrid Programı Hakkında Email: Hocam Merhabalar, Siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Her yerde bulamayacağımız bilgileri, benim için önemli kısa ve öz olarak bizlere veriyorsunuz. Son zamanlarda Hybrid programı yazılarda çok karşıma çıkmaya başladı. Özellikle Erdoğan isimli arkadaşın paylaşımı beni çok etkiledi. Bu Hybrid programı tam olarak noluyor, sizden biraz bilgi alabilir miyim. XXXXX Ve Cevabı… Tarih: 04/12/2015 – Saat: 10:24 Konu: Re: Hybrid Programı Hakkında Email: Merhabalar XXXXX, Öncelikle güzel sözleriniz için teşekkürler :-) Hybrid programı hakkında...
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne Özel…
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne özel biraz nostalji yapalım istedik… Uzun süreli P90X-Türkiye takipçileri hatırlıyordur, “O Yapabiliyorsa, Sen de Yapabilirsin!” serimiz vardı, uzun soluklu, neredeyse 30’a yakın blog yazısıyla. Genellikle yabancı transformasyon örneklerinden oluşuyordu ve bizim kendi yerli değişimlerimizin çok artmasıyla ara vermiştik. Ama şimdi biraz nostalji yaparak, aralarında Facebook ve Twitter’da en çok paylaşılanını, belki de en etkileyici hikayeyi tekrar paylaşıyoruz. Ordudaki görevi olan paraşütle atlamalarının ardından gazi ve engelli olan Arthur’un, “engel”lerini nasıl aştığının öyküsü… Motivasyonunuz ya da inancınız mı azaldı? O zaman izleyin! Öyle bir video ki, yetişkin bir adamı ağlatabilir! Yoga’ya inanmıyor musunuz ya da gereksiz olduğunu mu düşünüyorsunuz? Alışık olmadığınız için ve birazcık zorlandınız diye içinizden pes etmek mi geçiyor? Pes etmek yapacağınız en kolay şey! Biz ise, zoru sevenleri seviyoruz. İlk engelde yarım bırakanları değil, devam edenleri… Sonuç alacaklarını bile bile, üşengeçliklerine yenilip rahata düşenleri değil. Artık biliyorsunuz… O...
Vejetaryen Olunca da Oluyormuş: Frank Medrano
Hemen siz söylemeden biz söyleyelim… Halk arasında hep “vejeteryan” olarak yazılıp söylense de, doğrusu “vejetaryen“dir. Tıpkı “sezaryen”e yanlış bir şekilde hep “sezeryan” dendiği gibi… Bilmiyor iseniz bugün yeni birşey öğrendiniz, ne mutlu :-) Neyse, bu Türk Dil Kurumu hassasiyetimizden sonra konumuza dönelim… Yine halk arasında vücut geliştirme sporu ya da kaslı atletik fizikler, genellikle bol “et yeme” ile özdeşleştirilir. Oysa realite bundan uzaktır. Yani “bol et yeme” gibi bir zorunluluk yoktur. Tamam, kasların egzersiz ile çalıştırılıp (yıpratılıp) sonradan tamir olarak gelişmesinde “protein” kilit rol oynar ama proteinin tek kaynağının et olduğu klişesine de düşmemek gerekir. İşte bu konuya en iyi örnek olması için, karşınızda Frank Medrano! Frank Medrano, bugün dünyanın en ünlü atlet, spor eğitmeni ve de Calisthenics temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor. Ama belki de Frank Medrano’yu bu derece ünlü kılan bir özelliği, akıl almaz fiziğini bir “Vegan” olarak elde etmiş olması. Burada hemen...