“Egzersiz yapmaya vakit mi var, ömrümüz yollarda geçiyor!” diyenlerden misiniz?… O zaman bu haber tam size göre! Londra’da özel bir firma (www.ride2rebel.london) toplu taşıma yepyeni bir bakış açısı getiriyor. Ride-to-Rebel firması, yani en yakın Türkçe çevirisiyle “Pedal Çevirerek Başkaldır!”ın belli ki bir isyanı, bir başkaldırısı var. O da trafik problemine ve yolda geçen zamandan egzersize vakit kalmamasına. Çözüm; pedallı şehir otobüsleri! Daha önce bir spor salonunda spinning dersine katılmış olanlar atmosferi bilir… Karanlıkta parlayan neon ışıklar, yanyana spinning bisikletleri, son ses bir müzik ve tercihen sizi motive etmek için bağırıp çağıran bir spor eğitmeni… İşte Ride2Rebel projesi ile amaçlanan, bu etkili spinning atmosferini, gündelik hayata taşımak. Şimdilik bu yaz Londra’nın kuzey, güney, doğu ve batısı olmak üzere 4 farklı hatta hizmet vermesi bekleniyor bu otobüslerin. Bugün (30/06/2016) itibariyle tam 12,398 kişi otobüs biletini önceden almış bile. Tabii bu uygulama, farklı yorumlarını da beraberinde getiriyor. İşte...
Aylık Arşivler: Haziran 2016
Detoks Kürü ile Bomba Gibi Bir Başlangıç!
Son yılların moda kelimelerinden, hep duyuyoruz; detoks, detoks… Peki nedir bu “detoks”? Detoks, Latince kökenli “toxication” yani zehirlenme anlamındaki kelimenin olumsuz ön eki almış hali olan “de-toxication“dan gelir ve vücudumuzda çeşitli nedenlerle birikmiş zehirli atıklardan arınma anlamında kullanılır. Eğer kendinizde sürekli bir yorgunluk hissi, uyku hali, keyifsizlik, kronik sindirim problemleri, sık sık hastalanma gibi semptomlar görüyorsanız, vücudunuzda zamanla biriken toksik maddelerden muzdaripsiniz demektir ve kendi evinizde uygulayacağınız bir detoks kürü, bu şikayetleri ortadan kaldırarak, adeta üzerinizdeki ölü toprağını atıp, zinde ve enerjik bir başlangıç yapmanızı sağlayacaktır. Detoks kürleri tercihe göre genellikle 2 – 7 gün aralığında yapılabilir. Detoks kürleri vücuttaki toksinleri temizlerken, metabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı özellikleri nedeniyle sağlıklı zayıflamaya da yardımcı olurlar. Ancak detoksun daha etkili olması için vücudun asit dengesini bozan gıdalardan genel olarak uzak durulmalıdır. Yine hayvansal gıdalar tüketilmemeli mümkün olduğunca sulu taze sebze yemekleri ve çorbalar tüketilmelidir. Detoks sırasında uzak durulması...
Hiçbir Şey Yapamıyorsanız, Bunu Yapın! – Erken Kalkın!
Ramazan ayında sona yaklaşırken, “Bayramdan sonra başlarım”cılar da yavaş yavaş siteye akın ederek aramıza katılmaya başladı… Bize sorarsanız zaten ne Ramazan ayı ne de bayram-seyran, programa başlamayı ertelemek için sebepler değil ve vücudunuzu (+hayatınızı) artık değiştirmeye kararlıysanız, 1 gün bile ertelememek en doğrusu. Ama yine de “tamam, çok yakında başlıyorum ama bu arada ne yapabilirim?” diye soranlar için bu serimiz… “Hiçbir şey yapamıyorsanız, bunu yapın” yazı dizisine, daha önceki “Su İçin!” ve “Hareket Edin!” maddelerinden sonra, şimdi en az onlar kadar önemli olan “Erken Kalkın!” maddesi ile devam ediyoruz. Gerçekten de sadece “erken kalkma” maddesini uygulamaya koymak, her yönden hayatınızda kendi adınıza alabileceğiniz en etkili kararlardan biri olacaktır. Önce spor ve egzersiz yönünden bakarsak; biliyorsunuz “egzersize vaktim yok” bahaneler listesinin genellikle birinci sırasında yer alırken, bunu ortadan kaldırmak, çalar saatinizi (çalar saat mi kaldı?! akıllı telefonunuzun saatin diyelim) normalde her gün uyandığınızın 1 saat erkenine kurmak kadar...
Babalar Gününde Bir Babanın Hikayesi
Türkiye’nin 1 numaralı Ev Fitness Sitesi’nde 4 yılı aşkın bir süredir yayındayız. Bize “egzersizler“in mi yoksa “beslenme“nin mi daha önemli olduğu sorusu hep gelir. Bizim cevabım ise… MOTİVASYON! Evet, tercihiniz ister P90X, Insanity ya da Hybrid olsun, ev fitness programınızı uygularken birincil en önemli unsur, “motivasyon”dur. Şöyle düşünün. Çok iyi bir egzersiz programı ama vasat bir beslenme ile, en mükemmeli olmasa da, yine sonuç alırsınız. Hatta egzersizleri çok kötü yapıp, iyi bir beslenme ile de sonuç alırsınız. Ama motivasyon olmadan hiçbir sonuç alamazsınız. Çünkü, gerekli motivasyon olmadan, başladığınızı yarım bırakmaya mahkumsunuz. Bu satırları okuyan bir sürü kişinin bile, her ne kadar çok isteyerek başlasa da, hatta her gün bu siteye girmeye devam etse de, sonuçlarının garanti olduğunu da bile bile, bu hayat değiştirici deneyimi yarım bıraktığını biliyoruz. Ama iyi haber: Hiçbir şey için geç değil! Yaz ayları hemen köşebaşında ve şimdi hemen tekrar başlayabilirsiniz. Önümüzdeki 90 gün...
Karneler Alındı, Okullar Tatil!.. Bu Tatili Değerlendir!
17 Haziran 2016 – Cuma… Okulla, çocukla veya karne ile alakalı olmayanların, bugün AVM’lerde “bu ne kalabalık” demesine yol açan, okul çağında olanlar için ise daha anlamlı, “oh be, tatil geldi!” dedirten gün… Her ne olursa olsun, yoğun bir yıl geçirmiş olan öğrencileri, ortalama 3 aylık bir tatil bekliyor! Eee, tatil tam 3 ay olur da şimdi biz “haydi spora” çığırtkanlığı yapmaz mıyız?! Gerçekten de sınav-stres “bahanelerinden” uzak bir tatil, sadece fiziğinizi değil, beraberinde muhtemelen tüm hayatınızı değiştirecek bir değişim göstermeniz için en ideal zaman olabilir. O zaman, bu yaz tatilini “miskin-miskin” değil de, en verimli şekilde geçirmek isteyenler, ev fitness programlarını daha önce duymuş-denemiş ama bu sefer farklı bir kararlılıkta yeniden başlayacaklar ya da hayatlarında yepyeni bir sayfa açmaya şimdi hazır olanlar için kısa kısa… – P90X neden bu kadar etkili, işe yarıyor ve sonuç veriyor? Öncelikle hemen şunu peşinen söyleyelim; çevrenizdeki P90X’i hiç duymamış...
Egzersizden Nefret Et-ME!
Şurası kesin… Egzersiz yapmak, istenmeyen yağları kaybetmenizi, kas kazanmanızı ve herşeyden önemlisi kendinizi “müthiş” hissetmenizi sağlar. Daha bitmedi… Cildinizi güzelleştirir, zihninizi netleştirir, günlük hayatınızı kolaylaştırır, cinsel dürtünüzü arttırır vs… Öyleyse neden egzersiz yapmıyorsunuz? Çünkü muhtemelen geçmişte denediğiniz neredeyse tüm egzersiz deneyimleri fiyasko ile sonuçlandı da ondan! “Egzersiz” ile ilgili anılarınız; girer girmez ter kokan bir spor salonu, “haydi aslanım” diye bağıran kolu kafasından büyük bir spor hocası, ya da internetten bir servet ödeyerek ve büyük umutlarla sipariş ettiğiniz, ama şimdi çamaşır askısı olarak kullanılan bir koşu bandından ibaret olabilir! Her ne olursa olsun sorun şu ki, zihninizde “egzersiz” ile ilgili pozitif bir eşleştirme yapamadınız. Bu da başlı başına büyük bir sorun! Gerçekten, nihai başarının anahtarı işte bu kadar basit. Eğer rutin olarak egzersiz yapmak ve bir ömür boyu fit kalmak istiyorsanız, bedeninizi hareket ettirmekten haz almanız gerekir. Off’layıp puff’layarak yapabileceğiniz egzersiz sayısı, ancak bir ya da...
Ter: Ölen Yağlarınızın Cenazesi!
Bugüne kadar Yoga Matı’nız ince mi olmalı, kalın mı olmalı, kaç mm. olmalı vs. gibi bir sürü yazı paylaşıldı… Ama bugünkü onlardan biri değil. Bugün size, benim Yoga matım neden “siyah”, onu açıklayacağım. Yoga matım özellikle siyah, çünkü her egzersizde “ölen yağlarımın” cenazesine ev sahipliği yapmakta. Evet, her damla ter, aslında ölen bir yağ! Belki teorikte, tam olarak öyle olduğunu düşünmeseniz de, öyle… Bu şekilde kendinizi adamaya ve ter atmaya devam ederseniz, yağlarınızın ruhuna Fatiha okuyabilirsiniz! Aşağıdaki fotoğraflar, bir Kenpo X egzersizinden hemen sonra çekildi. Hem de “Kenpo yani”… sözde P90X’in en kolay egzersizlerinden. Eğer siz “Kenpo’da terleyemiyorum” diyorsanız, bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz! Gölgenizle dövüşün, ya da sevmediğiniz birini patakladığınızı hayal edin, kendinizi verin… Akan her damla terinizde, ölen yağlarınızı sonsuz yolculuğa uğurladığınızı düşünün… Allah rahmet eylesin, yolları açık olsun… Ter: Ölen Yağların Cenazesi! Standart bir Kenpo-X sonu… Bu da, finalde üstteki T-Shirt’ün de suyu...
Euro 2016’da Devre Aralarını Değerlendir!
Spora başlamamak için “vaktim yok” belki de ilk başvurulan bahane! Uzmanların tavsiye ettiği, günlük 1 saati spora ayıramıyoruz da, bol reklamlarıyla 3 saat süren dizilere, Survivor’lara vakit bulmakta problem yok!… (Survivor İzlemek mi, Survivor Vücudu Edinmek mi?!) Şimdi bir de 1 ay boyunca sürecek Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası başladı… Ama onun yeri ayrı, bu sefer Türkiye’miz de sahnede. Euro 2008’de finalin kapısından döndükten sonra, 2012’yi transit geçen millilerimiz, bu sefer 2016’da yine ses getirmenin peşinde. O yüzden 2012’de “dış kapının mandalı” olarak izlenen maçların yerine, futbol meraklılarını daha keyifli 90 dakikalar bekliyor bu sefer televizyon karşısında. Peki, yukarıda bahsettiğimiz, 90 dakikalık spor müsabakasını izlerim ama “spora vaktim yok”cular ne yapabilir? 15 dakikalık devre arası ne güne duruyor?! İşte size P90X’in “Karın Parçalayıcı” (Ab Ripper X) videosu… Başta ve sondaki Tony’nin klasik gevezeliklerini saymazsanız tam 15 dakika! Euro 2016’yı takip ediyorsunuz, keyifli bir ilk yarıyı izlemişsiniz,...
Başlamak İçin Mükemmel Olmak Zorunda Değilsin…
İnsanın doğası gereği hemen her birey, kendini olduğundan daha iyi görmek ister. İlerlemenin sınırları yoktur ve bu her alan için geçerlidir. Ne Sakıp Sabancı “tamam yeterince zengin olduk, şimdi yatışşş” der, ne Lazar Angelov (bilmeyenler Google’a yazıp pek çoklarına göre mükemmel fiziğin tanımını görebilir) “Oooo istediğim vücuda kavuştum, benden buraya kadar” diyebilir. Ancak ister maddiyat, ister kariyer, ister mükemmel bir fizik ya da her ne olursa olsun, bir şeyleri başaranlar, hep bir yerlerden başlamışlardır; aslında çoğu zaman da “sıfır noktasına” yakın bir yerlerden. O yüzden “Başlamak için mükemmel olmak zorunda değilsin, ama mükemmel olmak için başlamak zorundasın” sözü daha iyi bir şekilde açıklanamaz. Çok işe yarayacağını ve %100 sonuç vereceğini bildiği bir egzersiz rutinine başlamak için de çoğu insan “ha bugün, ha yarın…” demektedir. Önce bir 5 kilo vereyim de öyle başlayayım… Biraz daha kendi kendime şınav çekeyim de önce kollarım biraz güçlensin… Şu Bayram Tatilini...
Muhammed Ali (1942 – 2016) ve Efsane Sözü!
Geçtiğimiz hafta, 3 Haziran 2016’da 74 yaşında aramızdan ayrılan, efsane sporcu Muhammed Ali’nin anısına… Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sporcularını sayın deseniz, efsane boksör Muhammed Ali muhtemelen ilk 3’e girecektir. Keza üşenmeyip baktığımızda; Time Dergisi’nin listesinde 2 numaradayken (1’incide Michael Jordan), ESPN’in listesinde 1 numara, BBC’de ise “Yüzyılın Sporcusu” olarak karşımıza çıkar Muhammed Ali. Şüphesiz böyle bir efsane kolay olunmuyor. Onu bu derece özel ve unutulmaz kılan, sadece ringdeki nakavtları olmasa gerek. Kariyerinin her anı bilinen – çok bilinmeyen sansasyonlarla dolu… 1942’de Cassius Clay olarak doğar; ama 1964’te, 22 yaşında İslam dinini seçerek Muhammad Ali ismini alacaktır… Yine henüz 22 yaşındayken çıktığı ilk ünvan maçında, bahis şirketlerinin galibiyetine 1’e 7 verdiği karşılaşmada, dönemin ağır siklet şampiyonunu yenerek tüm dikkatleri üzerine çeker… 1967’de ise, haksız gördüğü Vietnam Savaşı’na asker olarak katılmayı reddettiği için 3 yıl süreyle bokstan men edilecektir… İtalya’da düzenlenen yaz Olimpiyatları’nda kazandığı altın madalyayı ise, o...
Disiplin… (Ve Jatomi-zede’lere Ne Olacak?!)
Disiplin nedir? Vikipedi ya da Türk Dil Kurumu sözlük tanımlarını bir kenara bırakın… Bugün dünyadaki en net disiplin metodlarından biri aslında “fitness”dir. Eğer hayatınıza daha bir disiplin getirmek istiyorsanız, önce daha fit olmayı deneyin. “Hayatımda her anlamda dağınık ve düzensizdim… Düzenli spor yapana kadar…” Bu sözü ya duyarsınız, ya da dahi iyisi, yaşarsınız. Fitness’in güzelliği ise, basitliğindedir. Fitness metriktir, ölçülebilir. Temelde sadece 2 bileşeni vardır. Diyet (Türkçemizde genellikle yanlış kullanılır; doğrusu “sağlıklı beslenme” anlamında olandır) ve Egzersiz. Diyet (Sağlıklı Beslenme) = Vücudunuzu ne ile beslediğiniz Egzersiz = Vücudunuz ile ne yaptığınız İşin en iyi yanı, bu iki bileşenin kontrolünün de sadece sizde olmasıdır. Hayatta her alanda kontrol sizde değil. İşe alınır mıyım? (torpilin var mı?) Veya çok dikkatli araba kullanırım ben (sarhoş olup karşı şeride geçenle burun buruna geldiğinde ne olacak?)… Kontrol sadece sizde dedik ya… Fit olmanın “para” gerektireceği yargısı da ya kendinizi kandırmaktır, ya...