Merhabalar Arkadaşlar…
Ben de sizler gibi bir P90X öğrencisiy(d)im :) Bu sporu bizimle tanıştıran öncelikle Tony Horton başta olmak üzere, Aykut Hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Ben şayet ilk gördüğüm zaman kesinlikle inanmamıştım bu sporun bu kadar etkili olduğuna, özellikle Aykut Hocanın değişim resmini görünce “hadi lan oradan” dedim :)
Velhasıl kelam Aykut Hocadan bir kaç bilgi edindikten sonra ben de başlama kararı aldım P90X’e. Anneme ilk söylediğim zaman çok büyük bir tepki almıştım, “zaten zayıfsın, spor senin neyine, kuruyup gideceksin vs. vs…”. Ama belli başlı sebze, meyve ve yemekleri sıralayınca, annem de hemen başlamamı önerdi, sebebi ise ben; brokoli, karnabahar, brüksel lahanası vs. gibi şeyleri hayatım boyunca yemedim ve yemem diyordum, kokusu bile midemi kaldırmaya yetiyordu :-)
Öte yandan, ben daha önceden kick boks yapmış biriyim yaklaşık 1 yıl kadar. Ama inanın P90X’ten aldığım randımanı kick boks’tan alamamıştım. Ben bu spora başlarken kafamda olayı bitirmiştim, “ne olursa olsun bu spora kendimi adayıp yapacağım arkadaş” demiştim. Ve sadece 2 sefer 7 no’lu DVD yapmadım bu zamana kadar.
Bazı akşamlar işten geldiğim zaman yapmak istemiyordum, özellikle ağırlık antrenmanlarının sonundaki karın parçalayıcı aklıma geldiğinde :-) “Ya bu akşam yapmasam yarın yapsam” diye söylüyordum kendime, ama biliyordum ki bir sefer yapmazsam arkası kesilmeyecek ve isteğim, arzum, şevkim hepsi gidecekti. Sırf bu düşünce yüzünden bir gün dahi aksatmadım.
Ben grafik tasarımcıyım ve P90X’e başladığım günden bu zamana kadar işlerde de bir artış söz konusuydu, mesaiye kalmam gerekiyordu, işten en erken çıktığım saat, akşam 9 ya da 10, en geç ise gece yarısı 12 ve 3 arasıydı, buna spor öncesi yemeği ve 1 saat aralığı da ekleyin… Ve ben buna rağmen bir sefer dahi aksatmadan 90 günlük sporumu tam anlamıyla yaptım demekten gayet gurur duyuyorum :-)
P90X’e başlamadan önce, benim odam da boydan bir ayna var, üzerimi çıkarıp hep orada kendime bakıp şunu söylerdim “ulan Atalay tamamen göz kirliliğisin, denize gitsen millet ha sana bakmış ha kuru bir tahtaya. Ne göğüs, ne kol, ne kanat, ne karın kası var lan” diyordum. Ve inanın ki tamamen umutsuz vakaydım :-) Şimdi ise aynı aynaya baktım mı kendime daha çok güvenim geliyor, gururlanıyorum, ilk defa “abi ben bunu yaptım, bunu başardım” diyebiliyorum.
Ben P90X’e ilk başladığım zaman ilk gün ki fotoğrafımı görüp benimle dalga geçen ağabeyler “çok zayıfsın, ağırlık altında öleceksin, senin neyine spor vs.” diyenler 90 günlük sonuçlarımı görünce anında benden bilgi alıp sipariş verdiler :) ve hala daha benden detaylı bilgi almakta olanlar var.
Ben şöyle bir düşünceye vardım, Avrupa’da 15-25 yaş arası gençlerin %90’ı sporla içli dışlıdır, geri kalan kısım ise oyun ve yemekle ilgili. Bizde ise 15-25 yaş arası gençlerin %90’ı okul önlerinde kız tavlamanın, kaypaklığın peşinde (sözüm meclisten dışarı), geriye kalan kısım ise bizler gibi hayatını spor sosyal anlamda geliştirmek isteyen kısımdır, bu benim şahsi görüşümdür tabii ki.
Tony hep şunu der DVD’lerde “vücudunuz ne kadar iyi olur gelişir ve sertleşir ise dış dünyada da bunu hissedersiniz, özgüveniniz yerine gelir, bakış açınız değişir”.
Ve gene Tony’nin de dediği gibi “Roma bile 1 günde inşa edilmedi” kendinizi adayın ve pes etmeyin, Tony bile 45 yaşındaki hali ile bu kadar mükemmel ise senin benim bahaneye ihtiyacımız yok :-)
DVD’yi takın ve Play tuşuna basın, gerisi tamamen sizin elinizde dostum.
Ben ilk raundu kazandım ve 2. Raunda başlayacağım bu Pazartesi :-) Unutmayın eğer onlar yapabiliyor ise bizler de yapabiliriz.
Biz kim miyiz?
Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “bizler TÜRKÜZ” yeter ki isteyelim, yapamayacağımız hiçbir şey yok…
Hepinize saygılar…