Sizleri sıkmadan bu günümün nasıl geçtiğini ve aslında kendime nasıl bir iyilik yaptığımı anladığımı anlatacağım…
Şu anda üşüttüğüm için hastayım. Sabah ilk defa aç karnına Yoga X’imi yaptım. Hasta ve aç olduğum için 3-4 kere başım döndü. Bir daha hastayken aç karnına spor yapmayı düşünmüyorum.
Bir akrabam ile birlikte kuaföre gittik. O saçını kestirirken ben de oturup onu bekledim. Kuaförde televizyon açıktı ve sürekli reklamlar veriliyordu. Ekranda çıkan incecik kadın ağzına attığı bir parça çikolatadan büyük bir haz alıyordu (fakat gerçek hayatta o çikolatayı, ağzına bile sürmediğinin de farkındayım). Aniden canım abur cubur çekmeye başladı. Ben düşünmemeye çalıştıkça benzeri reklamlar devam etti.
Orada çalışan beyefendiden, bir haber kanalı açmasını ya da televizyonu kapatmasını rica ederek hem kendimi bu durumdan kurtardım ve canımın abur cubur çekmesinden kurtuldum, hem de haberler sayesinde oradaki insanlar saçma sapan şarkıları ve reklamları izlemek yerine dünyadan, ülkemizde yaşananlardan haberdar oldu.
Günlük hayatımda televizyon izlemeyerek kendime ne büyük bir iyilik ettiğimi anladım. Hele ki markete gidince bütün ıvır zıvırlar “beni al, beni al” dese de :-) hiç birine elimi uzatmayınca :-) Aslında bize “zehiri!” balmış gibi gösterip, almaya ve yemeye teşvik ediyorlar. Bunları yemek yasak değil, aksine serbest. Nasıl olsa zararını gören, sağlığı bozulan biziz…
Benden size söz, bir daha şeker tüketmeyeceğim. Sadece günde 3 kere orta boy meyve hakkı tanıyorum kendime (bunu buraya yazma sebebim sizlere karşı sorumluluk hissetmem ve bu sayede sizlere söz verdiğim için bir daha şeker tüketmeyecek olmam).
Hepinize fit ve sağlıklı günler dilerim…
Reklamlara karşı değilim aslında sadece neyin reklamı yapıldığı önemlidir sonuçta obeziteye karşı en az 30 dk yürüyün yada son zamanlarda biliyorsunuz nargileye karşı çok fazla reklam yapılıyor ama önemsenmiyor bence reklamlardan ziyade çoğu insanın kafa yapısı değişmeli, bi reklamda çikolota diğerinde de obezite yada sigara veya nargileye karşı reklam yapılırken ve bu rekabetten çikolota kazançlı çıkıyorsa reklamlarda çok suçlu değildir diye düşünüyorum sadece insanların neye gitmek istediği belli :)
bu arada farkındayım çikolatayı yanlış yazmışım, çikolota diyenlere çok güldüğümden cezasını çektim :D :D
Tabii ki kamu spotu reklamlarına karşı değilim :-) Faydalı reklamlar sonuçta ama…
Çikolatanın daha çekici bir seçenek olduğu da kabul edilmeli :D
Çikolataya isterseniz çikileta bile diyebilirsiniz :D Bence problem yok :)
çok önemli bir noktaya değinilmiş teşekkürler toy:)geçen gün izlediğim reklamda kadının yanından çikolatalar fışkırırken bende aynı düşünceyi paylaştım seninle..televizyon gereksiz bir alet bana göre öğrenci evlerime asla almadım aldırmadım …izlemeye izlemeye bir yerde televizyon gördüğüm zaman çok değişik hissediyorum hipnotize olmuş gibi….eğer bir gün kendime ait bir evim olursa televizyon almayacağım günde bir film bir belgesel aykut hocanın dediği gibi çok iyi olur ….bazen ağzımı açmış bir şekilde bir saat boyunca saçma sapan bir şey izlerken bulunca kendimi çok kızıyorum kendime :)o içecek reklamlarıda çok çekici ve dondurma yiyen kadınların olduğu reklamlarda
Sanırım aynı reklamı izlemişiz Musess :-) .Bende ilerde evime televizyon almayı düşünmüyorum.Sadece vakit kaybı,insanın hayatından çalıyor…Bende hiç bakmayıp bakmayıp birden görünce aynı sizin gibi oluyorum.Sanki televizyon bizi içine çekmeye başlıyor.
Bütün ıvır zıvır reklamlarına ayrı bir çekicilik katıyorlar.Uzak durmak zor da olsa başaracağımıza inanıyorum :)
hocam şu sizin yorumlarınıza hastayım :)aykut hoca için)toy eline sağlık aç karnını sabah spor yap ama hastayken yapma sıkıntı yarata bilir reklam konusuna gelince baksanızya yeyin gayri teyzeyi o teyzem o cipleri her gün yesin bak ne hale geliyor bu bir sektör kazanç için yapılmış bizlerde p90x vs gibi sayfalar sayesinde bilinçlendirilip daha dikkatli olucaz seninde yaptığın gibi
Aykut Hoca’nın bütün söylediklerine katılıyorum :) .Bir daha aç karnına yapmayacağım dedim ama dayanamayıp hala aç karnına yapıyorum :-) .O teyzeyi bende hiç sevmem.Kadıncağız yıllardır cips yiye yiye iyice şişti :) .Haklısınız,bu sayfalar iyi ki var :) Tam bir destek oluyor insana :)
Selam Toy,
Saçma sapan kanalları değiştirtmek ile çok iyi yapmışsın. Aslında bu yazıyı okuyunca anladım ama benim başarı sırrımı (sırlarımdan birini :-) soracak olursanız, o da televizyon izlememem. Yani çok çok özel şeyleri izlerim ama reklam olayına kökten karşıyım. Reklamlarıyla beraber saçma sapan bir dizi 3.5 saat sürerken, ben bu sürede bir kitabı komple bitirdiğimi bilirim. Mesela Facebook’um da yoktur (sır 2), işimin popüleritesine popülerlik katacağını bilsem de, Facebook’u (günümüzde kullanıldığı anlamda) koca bir zaman kaybı olarak görüyorum (kimse kızmasın bana).
Ama bu, televizyon ya da bilgisayar ekranında hiçbir şey izlemediğim anlamına gelmez. İflah olmaz bir dokümanter aşığıyım, hemen hergün mutlaka bir dökümanter (belgesel) izliyorum sanırım. Aklınıza gelebilecek her konuda. Bir ip cambazının hayatı da, ABD’deki hapishane sistemi de beni enterese eder; yani her konuda. Bir yönetmenin ya da yapımcının bazen 35 yıllık birikimini adayarak çektiği bir belgeseli, saatler içinde özümseyebiliyorsunuz; bu da çok değerli bir bilgi bence.
Neyse… bir dokundun bin ah işittin… Sözün özü: Reklamlardan uzak durun!
Küçükken bakardım televizyona ve şimdi ne büyük zaman kaybı olduğunu,insanların beynini nasıl yıkadıklarını iyice anladım.
Facebook’un vakit kaybı olduğu konusunda da haklısınız.Ben kullanıyorum fakat günde 5 dakika girip bir bakınır,çıkarım :-) .
Bence de belgesel izlemek en iyisi.Bende bir şey izleyeceksem tercihim belgesel olur :) Ama daha çok tarihi ve hayvanlarla ilgili belgeselleri izlemeyi seviyorum.Sizin izledikleriniz de çok güzel seçimler.
Ya da dünyayı gezen,her ülkenin kültürlerini gören ve anlatan programları izliyorum.
İyi ki uzun bir yorum yaptınız hocam.Sizlerin yazdığım bloglara uzun yorum yapması bile beni bir şeyler yapmaya heveslendiriyor :-) Teşekkür ederim :)