İşte bitti… Düşe kalka, bata çıka 30 gün kadar sarkmayla bitti. Başlarken sadece bir hevesti benim için. O kadar alışkınız ki yalana dolana… Titreten kemerler, yürürken cayır cayır yağ yaktıran ayakkabılar, jeller, haplar… Bu da onlardan biri diye düşünmüştüm. Biraz daha araştırınca, befor-after videoları ve fotoları pek inandırıcı gelmemişti. Öyle fotoğraflar vardı ki, “yuh bu kadar da sallanmaz, biraz insanflı atın” bile demiştim. Ta ki P90X-Tr’yi bulana kadar. Sen ben gibi insanlar gördüm. Yağlısı da vardı, skinnyfat diye tabir edilenleri de. İşe yaradığını görür gibi oldum ama emin değildim. Olayın içindekiler; John,(Johngalt üstüne alınmasın, yabancı before-after fotoğraflarındakileri kasdediyorum) David değil de, Ahmet, Uğur , Kemal… olunca inandırıcılığı daha çok gelmişti bana. Sipariş verdikten sonra, setin geleceğinden bile emin değildim. O nedenle kapıda ödeme seçeneği ile sipariş vermiştim :-)
Zor mu? Evet. Özellikle 120 Kg olarak başlamak ölüm gibi. Elini kolunu hatta -af buyurun- kıçını kaldırmak deli gibi zor. “Seni spor diye icat edeni” diyerek, halıya yüz sürdüğüm ilk gün bırakmak en kolay olanıydı benim için… Akan ter ve titreyen bacaklar, kollar, teninize değen ılık suyla birlikte garip bir zevk dalgası olarak yayılmıştı tenime.
Benim yeni başlayacak arkadaşlara ilk ve en önemli tavsiyem, hazırlıklı olun. Başladım gitti diyerek başlarsanız, “bıraktım gitti” diye bırakıverirsiniz. 120 kg bir insan için böyle ağır spor yapmak hem çok zor hem tehlikeli. Kendinize bir diyet programı bulun ve kilo verin. P90X’ten daha iyi performans almanın anahtarlarından birisi bu. Çünkü odun gibi bir bünyeyle hareketlerin pek çoğunu doğru düzgün yapamıyor oluşunuz, alacağınız verimi düşürüyor. Ümitsizliğe kapılıp bırakmanıza zemin hazırlıyor.
İkinci temel husus sürdürülebilir bir beslenme programı. Sitede onlarca örneği var. Ama size vereceğim tek tavsiye, yemek yemeyi zevk olmaktan çıkarın. Edindiğiniz beslenme programına adapte olmanız birkaç hafta sürebilir lakin, oturduktan sonra, bu yemek işi zevk olmaktan çıkıp rutin bir görev haline dönüşüyor ki bu iyi bir şey. Yani “akşam ne yemek var acaba?” diye düşünmeyi bırakmanız gerek. Akşam yemeği için daha akşam üstü olmadan telefonla eşime sipariş verdiğim günler şimdi çok uzak. Ne bulursam onu yiyorum. Maksat vücudumun ihtiyacını karşılamak. Patates kızartırım, yanına da buz gibi bir kola, serilirim koltuğa gelsin film, gitsin dizi olayını aşmanız çok önemli. P90X’i ilk haftalar aksatabilirsiniz, yarıda kalabilir DVD’ler ama beslenmenizi aksatmayın.
20 günden fazla oldu ilk turu bitireli ama bu sürede dahi kilo vermeye devam ediyorum.
Paranoyak olmaya gerek yok. Şunu yedim, bunu yemedim, şunda kaç kalori var gibi sorularla direncinizi düşürmeyin. Alışma evresinde ne yediğiniz değil ne kadar yediğiniz önemlidir. Bazı besinlerden kurtulmak için kendinize zaman tanıyın ve bu zamanı kullanırken tükettiğiniz miktarları sürekli azaltın. Daha yazacak bir şey bulamıyorum. Herkes yazıyor zaten ve hepimizin hikayesi aynı değil mi aslında?
Fotoğrafları Aykut Hocama yolladım. Çok ta özenli değiller açıkçası çünkü, gösterecek ne baklavalarım var ne de pazılarım. 120 Kg olarak çıktığım bu yolculukta 98 kilo civarındayım an itibariyle. Vermem gereken yaklaşık 10 kg daha olduğu için görüntü hala kötü. Ama benim için düşündüğümün fersah fersah ötesinde. Hepimizin motivasyonu elbette farklı. Benimki; “zayıflamak” olduğu için kendimi başarılı görüyorum. İkinci tur için Aykut Hoca’nın tavsiyelerini bekliyorum. Pek yakında ikinci tura başlayıp düz bir karın ile bitirmeyi hedefliyorum İnşallah.
Beachbody olmak gibi bir hedefim olmadı hiç. Vücudum olamasa da, benim gönlüm beachbody :-) Hepinize çıktığınız bu yolda başarılar diliyorum. Sabredin. Mükemmel olmayın, fark yaratın yeter…
Erkan – Öncesi & Sonrası
Not: Bu yazı yorumlara kapalıdır. Yorum bırakmak ve yorumlara açık orijinal versiyonu için Burayı tıklayabilirsiniz.