Önce, “plasebo etkisi” tabirini duymamış olanlar için ansiklopedik tanımı: Plasebo etkisi, farmakolojik olarak etkisiz bir ilacın, telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir.
Şimdi bizim tanımımız… Aslında hiçbir işe yaramayan, mucizevi hap görünümlü bir kesme şekerin ya da bildiğiniz musluk suyunun, eğer siz işe yarayacağına çok inanıyorsanız, gerçekten işe yarama durumudur.
Aslında “plasebo”nun fiziksel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi gücünü, tamamen hastanın verilen ilacın “işe yarayacak” ilaç olduğunu düşünmesinden alır. Bazı zamanlar ise hiçbir hastalığı bulunmayan ama doktor kapıları aşındıran “Hastalık Hastalarının” tek reçeteli ilacıdır. Doktorlar, bu tip “Hastalık Hastaları” için (bu gerçekten psikolojik bir hastalık bu arada), “durumunuz gerçekten kritik, size yazdığım bu ilacı çok düzenli kullanmanız lazım” diyerek, hiçbir tıbbı etkisi olmayan, “boş” bir hap verirler, bu halk arasında “şeker hapı” olarak da adlandırılır. Ve hasta o boş hapa gönülden bağlanarak, düzenli içtiği sürece mutlu-mesut yaşar…
…
İşte, işim ve pozisyonum gereği, spor yapan ya da en azından yapmaya çalışan çok sayıda insan ile muhatap oluyorum. Ve tecrübelerim bana gösteriyor ki, kendine bir çeşit Plasebo ya da en azından bir “ritüel” bulanlar, gerçekten devamlılığı ve beraberinde başarılı daha rahat sağlayabiliyor.
Mesela bir tanıdığım, çok sevdiği spor ayakkabısının, Plyometrics (Zıplama Antrenmanı) egzersizinde onu çok daha havalara uçurduğunu ve egzersizinden maksimum verim almasını sağlayarak, sonunu çok daha kolay getirdiğini söylüyor. Bir başka tanıdığım, Chest & Back (Göğüs & Sırt) egzersizinde, her hareketten önce aldığı bir yudum mavi Powerade’in (her ne kadar ben karşı çıksam da), hareketlerde ona deli gibi enerji vererek, her seferinde şınav ve barfiks sayılarını birer arttırabilmesini, o bir yudum mavi şeyin etkisine bağlıyor…
Benim açımdan, “neye inanıyorsan, o’dur” ve eğer gerçekten lastik bir pabucun (ayakkabı yerine pabuç deyince daha etkili oldu :)) ya da bakkalda satılan mavi bir sıvının, performansını daha yukarı çektiğine “inanıyorsan”, muhtemelen bu gerçekleşir. O zaman giy gitsin ya da iç gitsin; problem değil…
İşte bazen siz de kendinizi alabildiğine “down” hissettiğinizde… Belki sizin de tek ihtiyacınız bir “plasebo” olabilir… Tıpkı Bugs Bunny ve arkadaşları gibi!
Aşağıdaki klipte, Michael Jordan’ın önderliğindeki Looney Tunes karakterlerinden oluşan basketbol takımı, maçın ilk yarısında karşı Canavarlar Takımı tarafından adeta hezimete uğratılır. Devre arasında, efsanevi Michael Jordan’ın tüm motivasyon çabaları bile işe yaramazken, Bugs Bunny’nin musluk suyu ile doldurduğu mataranın üzerine “Sihirli İksir!” türünden bir yazı yazması ve beraberinde biraz telkin ise… işi çözecektir :-) Plasebo!
Bünye p90x çekiyor:)
Sahalara geri dönme vakti geldi sanırım Müge abla -_-
Eren nasılsın? P90x 3 yapıyorum bir kaç gündür ama sevmedim o tadı vermedi bana başlayacağım böyle giderse :) sen devam mı
Ayakkabı konusunda bende arkadaşın gibi düşünüyorum, yeni bir ayakkabı aldım topuk dikeni tanısından sonra ben yürümüyorum ayakkabı yürüyor sanki :) o derce rahat… sanki havada yürüyormuşum hissi veriyor… ( reebok easytone ) Haliyle zıplama harektlerinde normalden daha az yoruluyorum çünkü indiğim zemin yumuşak ve o basınçla daha iyi zıplıyorum… Herkesin plasebosu kendine güzel :)
Aklımda bir soru vardı sanırım doğru yere geldim. “Sakız çiğnemek orucu bozar mı?” :))
Babaanneme ilaç yerine bonibon verip, başının ağrısının geçtiğini söylemesi gibi bişey herhalde bu :-)))
Aynen. Ama geçeceğine “inanırsa”, gerçekten de geçirir…
Hahahaha film çok iyi yaaaaa :D
:-)
Vay biri yaşıyormuş bu arada…
Hocam ben hep buradayım ama kimse yok yorumlarda kendi kendime mi konusucam diye düşündüğümden birşey yazamıyorum :)
Biliyorum, takılıyorum sadece :-)
Bahar yorgunluğu vurdu sanırım herkesi, o yüzden Plasebo’nuzu bulun :-)
Valla bahar yorgunluğu mu tembellik mi bilinmez bi haftadır gündüzleri spor aşkı akşamları yatış modunda geçirdim , o konuştuğumuz yağ yakma olayı güme gitti , bi de iki günlük bi tatile çıktık orda da ne bulduysak yedik , bayağı bi salmış oldum :)) güya tatilde sabahları deniz kenarında spor yapacaktim , nerdeeeee anca yat kalk ye iç yüz
Olsun, o da güzel :-) Çok da aşırı kasmamak lazım. Ama biliyorum, ipin ucu hızlı kaçar.
Aynen öyle bir an önce bu akşamdan tutmam lazım ipin ucunu , işin trajikomik kısmı kaldığım tatil köyünde sabah sporu yapıldı topluca bende balkonda oturup onları izledim :D
Bu arada en basitinden “nazar boncuğu” da bir plasebo değil midir?
Aynen öyle :-)
Yanlız nazar boncuğu plasebo değildir, yani dinimizdede vardır. En azından benim entellektüel bilgim öyle söylüyor.
Birincisi “entelektüel”e “entelLektüel” diyenin entelektüelliğinden biraz şüphe ederim! Kaldı ki “yanlız” diye bir kelime de yoktur ve “dinimizde de”ki “de” ayrı yazılır (ama Dinimiz Dede diye bir dededen bahsettiysen, o ayrı).
Ama bunlardan en önemlisi, dinimizde nazar boncuğu yoktur, o nereden çıktı?!
Tamam dostum sen kazandın, kızma.
Düzeltmek isterim zira entellektuel bilginiz yanlış. Nazar dinimizde vardır evet hatta nazardan korunmak için dualarda vardır evet ama ASLA nazar boncuğu dinimizde yoktur , nazar boncuğundan medet unmak ondan koruma beklemek tamamen ALLAH’A ortak koşmaktir , şirktir. Nasıl putlara tapmak onlardan medet unmak şirk ise nazar boncuğundan fayda beklemekte şirktir.
Süper bir yazı olmuş Aykut Hocam, gaza geldim valla :-D
Klip de çok eğlenceliydi, iş molasında iyi geldi.
Teşekkürler Ahmed,
Bu Space Jam filmi, benim küçükken sinemada gittiğim ilk filmdi, o yüzden çok iyi hatırlarım :-)