Bu Pazartesi de P90X’e ya da Hybrid Programı’na başlayacak, yani hayatlarını değiştirmeye ilk adımı atacak, çok sayıda kişi var. Bunlardan kimi, daha önce denemiş ama çeşitli sebeplerden dolayı yarım bırakmış, kimi ise ilk kez bu serüvene başlayacak.

Bu arada küçük bir hatırlatma, spora – diyete vs. hep Pazartesi’leri başlama, büyük bir klişedir ama kesinlikle öyle bir zorunluluğunuz yok. Asında başlamak için her zaman en iyi gün, hızlı karar verdiğiniz “o gün”, içinde bulunduğunuz gündür. Ama yine de işte bu Pazartesi başlayacak olanlara küçük öneriler…

– Amaç… Her zaman tavsiye ettiğimiz, ilk önce mutlaka kafanızda bir AMACINIZ olsun. Bilirsiniz, tazı yarışlarında bile tazıların hemen önlerinde mekanik bir tavşan koşturulur. Tazıların amacı, onları hızlı koşmaya motive eden, o tavşanı yakalamaktır. İşte sizin de 90 gün boyunca motivasyonunuzu aktif tutacak bir (ya da birçok) amacınız mutlaka olmalı. 3 ayın sonlarında programı bitirmeyi hedeflediniz tam bir tarih, katılınacak bir etkinlikte bomba gibi boy göstermek, artık aynadaki görüntünüzü değiştirmek, yürüdüğünüzde/koştuğunuzda yorulmamak, ya da genel olarak daha sağlıklı ve fit olmak. Ama amacınız ne kadar SOMUT olursa, o kadar iyi.

– Plan… Bu hayatta herkes “planlılar” ve “plansızlar” olarak ikiye ayrılır. Siz planlılardan olun. İnanın işinizi çok çok daha kolaylaştırmış olursunuz. Egzersizlerinizi günün hangi saatinde yapacağınızı önceden planlayın. “Bakalım, ne zaman vakit bulursam o zaman” değil! Gün içerisindeki yiyecek – içeceklerinizi de planlayın. “Önüme ne gelirse” değil! Mutfak alışverişinizi de buna göre yapın. Fiziksel olarak elinizde (aklınızda değil) bir liste ile alışverişe çıktığınızda, kontrolsüz olarak sepete bir paket cips ya da kola atmanız da zor olacaktır. Evinizde ne varsa onu tüketirsiniz; o zaman bir numaralı kural zararlı besinleri önce evinize sokmamak.

– Devamlılık… Kayaları bile delen damlanın gücü değil, sürekliliğidir. Ne kadar doğru bir söz. Eğer bugün aynaya baktığınızda fiziğinizden %100 memnun değilseniz, bunun sorumlusu sizsiniz. Onu bozmak 1 günde olmadı, düzeltmek de 1 günde olmayacak. Başlarda zorlanacak olmanız çok normal, ama tek yapmanız gereken programa uymak ve devam etmek. İsterseniz başlarda yarım yamalak, ekranda gördüklerinizin belki %50’sini, belki daha da azını yapabilin. Ama yeter ki yapın, deneyin, o PLAY tuşuna basıp sürekliliği sağlayın. Programın sloganlarından biri de “Elinizden gelenin en iyisini yapın, gerisini boş verin”. Yarım yamalak yapılmış bir egzersiz bile, sıfır egzersizden iyidir. Bu şekilde ne olursa olsun sürekliliği sağlayın.

– Fiziksel Aktivite… Tamam, P90X (ya da Hybrid) egzersizleriniz, yaklaşık ortalama 1 saat boyunca, sizi fazlasıyla aktif kılacak! Ama bu demek değildir ki, günün kalan 23 saatinde sırt üstü yatmalısınız. Hayatınıza ekleyeceğiniz her türlü aktivitenin, sonuçlarınıza faydası olacağını ve sonuçları almanızı hızlandıracağını aklınızda tutun. Alışveriş merkezine gittiğinizde, illa kapıya en yakın yere parketmeye çalışmayın, en uzak köşeye parkedin! Yürüyen merdiven ya da asansör yerine normal merdivenlerden çıkmayı tercih edin ara sıra. Barfiks barınızın asılı olduğu bir kapı varsa, her altından geçişinizde 1-2 tane asılıverin! Her türlü ekstradan fiziksel aktivitenin, programınıza zararı değil, faydası olacaktır.

– Kendinizi Vermek ve Sevmek… Bu madde, diğerleri kadar elle tutulur, gözle görülür olmayabilir ama belki en az onlar kadar önemlidir. Son 5 yılı aşkın süre içerisinde programı başarıyla sonuçlandırmış ve inanılmaz iyi sonuçlar almış olanlara baktığımızda, %90’ın üzerinde programı “severek” yaptıklarını gördük. Zaten bu iş hergün “lanet olsun” diye yapılacak bir iş değil! Hayatın acımasızlığında yaptığınız her şeyin iyi karşılığını alacağınızın bir garantisi yok, ama bu programda karşılığını çok iyi bir fizik ile alacağınızın garantisi var! O yüzden yaptığınızı sevin. İlk günden (haftalardan) sevmeseniz bile, sevmeyi öğrenin. Zaten hızla aynada görmeye başlayacağınız sonuçların, sizi motive etmeye yetmesi de artması lazım. Ha bu arada ayna demişken, küçük bir hatırlatma daha; mutlaka başlamadan önce (ne kadar kötü olursa olsun) “1. Gün” fotonuzu çekin ve saklayın. “Öncesi” olmayanın “Sonrası” da o kadar kıymetli olmaz. 90 günde geçireceğiniz değişimi çok daha iyi görebilmek için, bu motivasyonel unsurdan da mutlaka faydalanın.

– Dinlenme… Bu işten anlayanlar bilir ki, çalışma ne kadar önemliyse, dinlenme de o kadar önemlidir. Ne mutlu ki, program takviminizde haftanın dinlenme günleri, hatta her 3 haftadan sonra hafifletilmiş bir nevi Dinlenme / Toparlama haftası düzenlenmiş şekildedir. Ama “iki katı egzersiz yapsam, iki katı sonuç alır mıyım” yanılgısına düşmeyin, siz programınıza uyun, yeterince de dinlenin. Dinlenme deyince ilk akla gelen, uykudur. Ama aslında ilk akla gelen “kaliteli uyku” olmalı. Söz konusu uyku olduğunda, niceliğinden (kaç saat uyuduğunuzdan) çok, uykunun niteliği daha önemlidir. Bir kere yattığınız odada telefon (ve televizyon) bulundurma alışkanlığınızda vaz geçin. Yine odanın tam karanlık olması, önceden 5-10 dakika havalandırılmış olması ve çarşafların / yastık kılıfının temiz olması, uykunuzun kalitesini arttıracaktır. Son olarak yine dinlenme (fiziksel ve mental) ile ilgili, stresi mümkün olduğunca hayatınızdan çıkarmaya çalışın. “Stres”in neredeyse bütün hastalıkların körükleyicisi olduğu günümüzde kabul ediliyor. En kızgın olduğunuz anda içinizden 10’a kadar saymayı ve genel olarak stres yönetimini öğrenmeniz, çok ama çok faydanıza olacaktır.

İşte tüm bunları aklınızın bir köşesine yazıp uyguladığınızda, yakın geleceğinizin çok ama çok parlak olacağını bilin. Başarılar :-)