Bahaneler… Bahaneler… Bahaneler… Aksini yapmak için onca sebep varken, insanın poposunu kaldırıp egzersiz yapmaya başlamaması için gereken şey… bahaneler!
Örneğin, bu sitede yayınlanmış inanılmaz “Öncesi & Sonrası” değişimlerine, iki birbirinden çok farklı bakış açısı ile bakmak mümkündür. Kimi “Afferim, helal olsun! Ne de güzel yapmış; o yapabiliyorsa ben de yapabilirim” der ve başlar… Kimi ise “Hıh! Tamam yapmış da, o imkanlar bende var mı, benim bahanelerim var” der ve bahane üretir…
İşte bu yazıda, egzersiz yapmamak için üretilen bahanelerin en popülerlerini masaya yatıracak ve bu bahaneleri başarıyıla çürüteceğiz!
5) Çok Yorgunum!
En sık baş vurulan bahanelerden… “Ne sporu?! Tüm gün iş yerinde canım çıkıyor… Okul, dersler, sınavlar… Evde zaten çocuklarla boğuşuyorum… Zaten deli gibi yoruluyorum, bir de üstüne egzersiz mi yapayım?!”
Aslında şunu bilmeniz lazım ki, fiziksel açıdan sizi daha da yoracağını düşündüğünüz egzersiz, en azından mental açıdan (ve belki ilk haftanızı saymazsanız orta-uzun vadede fiziksel açıdan da) sizi daha fazla “yormayacak”, aksine sizi rehabilite edecektir. Herhangi bir egzersize başladıktan kısa süre sonra salgılanacak olan hormonlara bakmanız yeterli. Endorfin, nam-ı diğer “mutluluk hormonu” ve Dopamin; ağrı kesici etkisi morfinden yaklaşık 30 kat daha fazladır. Serotonin; insana canlılık, mutluluk ve zindelik hissi verir, aynı zamanda bebekler gibi huzurlu uyumanızı sağlayacaktır.
Çok Yorgunum Bahanesi = Çürütüldü!
4) Ne Yapsam İşe Yaramıyor!
İnsana kendini iyi hissettiren bahanelerdendir… En azından denedim olmadı demek. “Yok anam, daha önce neler neler denedim, hiçbiri işe yaramadı. Ne diyetler, ne koşu bantları, çeşit çeşit aletler… Koşu bandını şimdi çamaşır asacağı olarak kullanıyoruz!”
Egzersiz endüstrisi, işe yarayan metodlardan çok, işe yaramayanlar üzerine kurulmuştur! O yüzden piyasa, moda diyetlerle, işe yaramayacak saçma-sapan spor aletleriyle dolup taşar. Çünkü bir tanesi gerçekten işe yarasa, herkes işsiz kalır! İşte tam da burada, bizler bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Bu sitede göreceğiniz programları yapıp da sonuç almayan tek bir kişi bile görmedik biz henüz. “Ben denedim ama işe yaramadı” diyene madalya veriyoruz! Sizin de bahaneniz “ne yapsam işe yaramıyor” ise, henüz doğru yöntemle tanışmamışsınız demektir.
Ne Yapsam İşe Yaramıyor = Çürütüldü!
3) Param Yok!
Diğer elle tutulur gözle görülür olmayan bahanelerden kaytaramıyorsam, kesin parasızlıktan kaytarabilirim! “Vücut geliştirmeymiş, fitnessmış, zengi işi bunlar! Ben karnımı zor doyuruyorum, nasıl sağlıklı besleneceğim. Spor salonuna verecek para var mı bende?!”
Sağlık dünyasında çok yanlış bilinen bir inanış, sağlıklı beslenmenin pahalı olduğudur. Oysa aksine pahalı olan, sağlıksız beslenmedir. Pizzalar, kolalar, fast-food’lar, bol şekerli gıdalar… Sadece yiyeceklerin kendi bedeli değil, sağlığınızdan olduktan sonra ödeyeceğiniz bedeli de dahil ettiğinizde, tablo daha da netleşir. Spor salonlarına gelince; bir spor salonuna üye olmak, düzenli gidilip sonuç alınacağına garanti etmez. Zaten bu sebeple spor salonu sahipleri, kapasitelerinin 10 katına kadar üye kabul ederler, para verip yazılanların %90’ının havlu atacağını bildiklerinden! Oysa, egzersiz için spor salonu üyeliğine ihtiyacınız yok. En iyi, en rahat, en bahanesiz salon… evinizin salonudur!
Param Yok = Çürütüldü!
2) Egzersiz Yapmak Çok Sıkıcı!
Bu maddeyi çok çabuk çürütelim; eğer bahaneniz “egzersiz yapmaktan çok sıkılıyorum” ise, Tony Horton’un P90X’i ya da Shaun T’nin Insanity’si ile hiç tanışmamışsınız demektir! Tanışanlar, ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaktır. Bu programların %100 sonuç aldırması ayrı birşey ama, bunu keyifli bir şekilde yaptırmaları, belki de bu işin en büyük sırrıdır.
Egzersiz Yapmak Çok Sıkıcı = Çürütüldü!
1) Vaktim Yok!
İşte en popüler bahaneyi en sona sakladık! Egzersiz yapmaya vaktim yok! Kendileri açık ara en popüler bahanedir. “Egzersiz, spor… İyi hoş da, benim vaktim yok be anam!”
Her zaman kaktığınızdan bir saat erkene kurun saatinizi. Daha kaliteli uyuyun, bir saat az uyuyun. Bol reklamlı 3 saat süren dizilerinizden birazcık feragat ediverin. Maç görüntüsü olmadan 5 saat ne konuştuklarına şaşılan futbol programınızı izlemeyiverin.
Her zaman söylediğimiz söz… “1 saatlik egzersiz, gününüzün sadece %4’ü!”. Bahane yok…
Vaktim Yok = Çürütüldü!
hocam gördünüzmü çakma beachbody gymanya diye birşey:D aylık ücret ödüyorsun ben bır kac hareketıne bakdım baya araklama var hatta metod da aynı sekılde:D 4 5 hoca var ınt uzerınden ızleyıp yapıorsun 1i dısında dıgerlerinin önce p90x yapıp sekle gırmelerı lazım:D dövüs egzersizi yaptıranın zaten kg su epey var görünüyor :D alt karın özellikle hiit yaptıranın zaten vücudu zayıf kol desen 35 cm yok beachbody egzersizler dururken onu yapanları bılmıyorum artık:D
Ahahaha :-) Hayır duymamıştım ama bakayım. Yerini hiçbir şey tutmaz tabii ki.
Bu arada cebim suya duştu, tüm kontaktlar uçtu maalesef. Bi ara bi Whatsapp at da seni yeniden ekleyeyim kardeş :-)
Güzel bir yazı olmuş yine Aykut Hocam. Özellikle egzersiz sırasında ve sonrasında mutluluk hormonu salgılanması ve insanı genel olarak pozitif yapma maddesine çok katılıyorum.
Zamanında çeşit çeşit anti-depresan kullanmış biri olarak, egzersizden daha etkili (ve yan etkisiz) bir anti-depresan düşünemiyorum.
Tüm maddeler doğru. Ama son madde kesinlikle çok doğru. Herkesin en fazla sığınacağı madde zaman yokluğu. Büyükşehirde yaşayan biri için 1 saat yollarda geçiyor. Onu evde egzersize ayırmak çok değil. O %4 olayı da çok çarpıcı olmuş.