Herkese merhaba… Bilmiyorum, Blog yazılarını okuyanlardan mısınız, yoksa sadece motivasyon videolarını izleyenlerden mi. Ama bugün, P90X’te başarı ve özellikle yarım bırakmama için çok önemli olduğunu düşündüğüm bir şeyden bahsedeceğim; AMAÇ!
P90X’e bugün hala dünyadaki en etkili ve %100 sonuç veren Ev Fitness Programı olarak bakılıyor. Çünkü bu bir ilaç, hap, zayıflama çayı, bel korsesi… vs. değil. Bu, çok çok iyi dizayn edilmiş bir egzersiz programı ve beraberinde sağlıklı beslenme. Tabii ki ardından gelen sonuçlar, bu 2+2=4 kadar gerçek.
Ama bugün bahsedeceğimiz başka. P90X’in işe yaradığını biliyorsunuz, belki yıllardır aradığınız çözüm olduğunun farkındasınız, yaptığınızda o hep istediğiniz fiziğe kavuşacağınızı da biliyorsunuz, bir adım daha ileri gidip başlıyorsunuz da… ama yine de bırakıyorsunuz! Sebep? Eksik olan ne? Tüm bu pozitifliklere rağmen, sizi hedefinizden uzaklaştıran? Amaç, amacınızı iyi belirlemediniz de ondan.
P90X gibi ekstrem bir programa başlarken, mutlaka olabildiğince somut bir şekilde, bu programa başlama ve de bitirme “amacınızı” belirlemelisiniz. Ne kadar somut olursa o kadar iyi. Mesela… 5 yıl önceki pantolonumun içine gireceğim, önümüzdeki yaz bikini giyeceğim, hayatımda ilk kez barfiks çekebileceğim, çok zayıfım ya da çok şişmanım diye benimle dalga geçenlerin karşısına çıkacağım…
Benim Amacım…
Ünlü Hint Yönetmen M. Night Shyamalan’ın bir filmi vardı “Unbreakable – Ölümsüz” diye, Bruce Willis ve Samuel L. Jackson’un oynadığı; çok popüler olmayan. Nedendir bilinmez, bir sahnesi beni çok etkilemişti. Filmde, hayatta belki her işi yolunda, mazbut bir aile babası, kapıyı çalan bir yabancıya kapıyı açar. Karşısındaki yabancı kibar bir üslupla “Evini çok beğendim, girebilir miyim?” der. Aile babası da kibarca ama tedirgin “Hayır, giremezsin” yanıtını verir. Yabancı ise bir sonraki adımda “Emin misin?” der ve aile babasını oracıkta etkisiz hale getirip içeri girer. Gerisi, eşi ve çocuğunu evin bodrumuna bağlamalar, işkenceler…
Buraya nereden geldik diyeceksiniz? Benim P90X yaparkenki amacım “fiziksel olarak” güçlü olmaktı. İyi görünmek, beachbody, 6-packler vs. umrumda dahi değildi (ha, sonucunda geldi mi, geldi). Bu dünyada maalesef fiziksel olarak da “güçlü” olmak zorundasınız. Yukarıdaki örnek biraz ekstrem gelmiş olabilir ama örnekleri tahmininizden çok daha fazla karşınıza çıkabilir. Trafikte sinyalini vermeden önünüze kıran birine, bazen haddini bildirebilmek gerekir. Hemen ilk fırsatta yumruk yumruğa kavgaya girişin değil kasdettiğim. Zaten, kazanacağınız özgüven, çoğu zaman bir bakışla bile, başka hiçbir şeye gerek kalmadan kazananı belli edecektir. Bir yerde bir zulüm, bir haksızlık gördüğünüz zaman, ona müdahale edebilme gücü, bazen “fiziksel güç” de gerektirecektir. Maalesef bu böyle. Eğer Nepal dağlarında yaşıyor olsaydık ve bizleri birbirimizden, vücudumuza doladığımız turuncu çarşaf ve dazlak kafalarımız dahi ayıramasaydı, bu söylediklerime gerek kalmazdı. Ama günümüz dünyasında, bu maalesef böyle.
İşte benim “amacım”, güçlenmekti. Kendim için, gerektiğinde ailem için, kızım için. Dün, Aliağa-İzmir Adnan Menderes Havaalanı metrosu ve yetişeceğim uçağıma koşarken, sırtımda sırt çantası, bir elimde iki valiz, diğer kolumda belki 15 kg’luk kızımı taşıyıp, koşabilmek. İşte bir tur P90X mezuniyeti, bana bunları ve bunun gibi yüzlerce hayata dair fiziksel pozitifliği mümkün kıldı. Yoksa, eğildiğinde diz kapaklarına bile dokunamayan ve düştüğü zaman kelimenin gerçek anlamıyla yerinden dahi kalkamayan BodyBuilder şampiyonları gibi olmanın bir anlamı yok.
Uzun lafın kısası; her ne ise, P90X’e başlamanız ve bitirmeniz için bir amacınız mutlaka olsun. “Hadi DVD’leri alayım da yapayım” değil. Benim, bilfiil bu site üzerinden P90X’e başlattığım ve destek verdiğim, belki Dünya Karate Şampiyonası’na hazırlanmak, Best Model yarışmasına katılmak, okul futbol takımına girmek, henüz ergenlik çağındayken boyunu birkaç cm daha uzatmak, belki sadece kendisini terk eden kız arkadaşının karşısına çıkma amaçlı yapanlar var. Ama hepsinin de ortak yönü, somut birer amaçlarının olması ve bildiğim kadarıyla her biri dolu dizgin gitmekte. İnanın, amacınız gözünüzün önünde olduğu sürece, başarmak çok kolay olacak.
Başarılar…
Aykut
Not: Bulmak çok kolay olmadı ama, bahsettiğim film karesini aşağıdaki segmentte bulabilirsiniz.
İzin verirseniz, ben de bu protein tozları konusuna değinmek istiyorum. Bırakın 13 yaşını, aslında 33 yaşında bile protein tozuna ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Eğer amacınız, uluslararası vücut geliştirme turnuvalarına falan katılmak değilse, sadece biçimli, güçlü ve fit ( elbette bu kadar çalışma ve düzenli beslenme sonrasında aynı zamanda yeteri kadar kaslı) bir vücuda sahip olmak amacındaysanız, dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenme ile, kaslarınızın gelişimi için gerekli olan proteini, fazlasıyla temin edersiniz. Amaç, sağlıklı ve uzun bir hayat sürmekse, ihtiyacımız olan her şeyi, doğal yollardan temin etmek bence en iyi yöntem.
Aynen katılıyorum… Teşekkürler.
hocam ben 13 yaşındayım ve protein tozu kullanmalımıyım ve kullanırsan günde ne sıkılıkla kullanmalıyım
Tabii ki hayır! 13 yaşında niye protein tozuna ihtiyacın olsun. Sütünü iç bence.
Bu yazı aynı zamanda da benim sorularıma cevap olmuş oluyor. Azim ve kararlılık oldukça, sonuç kaçınılmaz olacaktır.
Aykut hocam nasıl bir motive anlayışınız varmış anlayamadım ama değişikmiş orası kesin :))
Benim motivasyon kaynağım neydi başlamadan önce hatırlamıyorum ama amacım fit olabilmekti sadece.
P90X ardından fit olmanın yanında spora bakışım,beslenme konusunda ister istemez tamamen bilinçlenmen (etrafımdaki insanları etkilemem ki çok önemli bir detay bence ),kazandığım fiziksel güç ,psikolojik rahatlık ,özgüven ve daha sayamıcağım kadar bir çok kazanım oldu hayatımda.
Bu arada sözünden bahsettiğim ameliyatımı bugün atlattım.2 hafta toparlanma sürecimden sonra 2.turumuz başlıyor hayırlısıyla :)
Yaklaşık 14 yıldır dağcılık yapıyorum ama ne yazık ki özellikle son 3-4 yılda, dağlara gidişim ciddi anlamda azaldı. Yerini dolduracak, beni yeniden mutlu edecek ve forma sokacak bir şeyler ararken de yolum buralara çıktı işte. Elbete yine dağlara gitmeye devam, ama P 90X, ve ötesi artık benim hayatımda.
Dünyaca ünlü İtalyan dağcı Walter BONATTI’nin, dağcılık ile ilgili söylediği bir söz vardır ki, çok hoşuma gider.
”Bir dağcı için zirve, ulaşılan somut bir hedef değil, manevi bir değerdir. Dağlar araçtır, insanlarsa sonuç. Önemli olan dağın zirvesine ulaşmak değil, insanı geliştirmektir.”
Aynı bakış açısı ile P90 X’i de değerlendirecek olursak, Bu program hepimiz için bir araç. Sonunda, hepimizin ulaşmak istediği hedefler var. Ama bu programın öyle bir getirisi var ki, koyulabilecek hedeflerin hepsinden daha üstün.
Bu program, daha sağlıklı, daha mutlu, kendisi ve çevresi ile barışık bir insan haline gelmek demek. Bu programı bitirmek demek, hayatın her alanında insana fayda sağlayacak, iç disiplini oluşturmak demek.
Uzun sözün kısası, elde edilecek pozitif sonuçlar, kaslardan çok daha fazlası.
Süpermiş! Teşekkürler.
Avatar’dan kullanıcı adı’na tam bir dağcı görüyorum :-)
Evet yine güzel bir yazı elinize sağlık hocam :) Hevesle ilerliyordum ama bu yazı beni daha bi gaza getirdi :D
Sağol Mesut, senin zaten ne kadar motive olduğunu biliyorum. Sonuçlarının süper olacağını da :-)
Teşekkürler hocam inşallah :)
Hocam, bir konuda da çok haklısınız. Bu eğildiklerinde diz kapaklarına dahi değemeyen ve düştüklerinde kalkamayan fos BodyBuilder’cılar hakkında. Bunun hakkında birkaç dökümanter izledim ve çok doğru.
Evet, o görüntü zaten artık atraktif olmaktan çıkıyor ama daha çok bir obsesyonun sonucu.
-- Can I come in?
-- What is this?!
-- I like your house, can I come in?
-- No, you can’t com in!
-- Boooom!!!
*** Elinize sağlık hocam, gece gece ben de bu sahneden etkilendim. Muhtemelen filmi bu gece izleyeceğim.
İzle izle, güzeldir :-) Tamamı çok aklımda kalmamış ama o sahneden buralara geldik.
Offf Hocam gece gece naptınız yaa… Valla yazınızın üzerine 2 videoyu da izleyince tüylerim ürperdi.
Ama dediğinizde çok haklısınız, fiziksel olarak da güçlü olmak yadsınamayacak kadar önemli bir gerçek.
Bu şekilde çok etkileyici oldu ama.
Sağol Deniz. Gerçek hayatta ruhen ve bedenen güçlü olmanı gerektirecek pek çok koşul insanın karşısına çıkacaktır, bence her ikisi için de yeterli olunmalı. Bu benim görüşüm.
Bu da devam sahnesi… Turunculu Adam’ın sonu!
Wow ibretlik hocam vallahi mesaj vermiş burda işte film güzelmiş izliyim bunu :)
Elinize sağlık hocam süper bi yazı olmuş yine gaza getiren cinsten :) herşeyden önce bi amacının olması lazım sonuçta .
Teşekkürler Can,
Bu arada zor oldu ama, bahsettiğim filmin sahnesini buldum, şimdi yazıya ekliyorum.
Aykut Hocam elinize sağlık, yine klasikleşecek güzel yazılarınızdan olmuş.
Ben İzmir’li olduğunuz için o sahne çok iyi gözümün önünde canlandı. Uzun zamandır inşaattan ötürü Havaalanı metro istasyonu ile terminallerin arası epey uzun ve yorucu.
O durumda hem valizleri hem de kızınızı dakikalarca kucağınızda taşıyabilimek süper.
Söylemeye utanıyorum ama ben de programımı yarım bırakmak zorunda kalmıştım, belki hatırlıyorsunuzdur. Şimdi bir 05/09 günü saat 00:14’te okuduğum bu Blog, beni yeniden başlatmaya karar verdi.
Ne kadar teşekkür etsem azdır. Bu sefer P90X’in hakkından gelmek başarmak dileğiyle.
Yılmaz
Teşekkürler Yılmaz,
Bildiklerimi ve içimden geçenleri yazdım ama ne mutlu bana eğer bir kişiyi yeniden P90X’e başlatmaya yettiyse.
Not: Bu arada büyüyü bozmak istemem ama o deparlara rağmen uçağı kıl payı ile kaçırdım :-)