Bugüne kadar bu öneriyi eminiz çok sık duymuşsunuzdur: Sık sık ve küçük porsiyonlar tüketmek, metabolizmanızı hızlandırır. Bu teori şuna dayanır; eğer ateşe (ki buradaki ateş sizin metabolizmanız oluyor) küçük miktarlarda gıda eklerseniz, ateşi güçlendirecek ve toplamda daha fazla kalori yakacaksınız. Aslında doğru olan bunun tam tersidir. Eğer böyle yaparsınız yağ depolarınızın kökünü kazımanız mümkün olmaz. Eğer ateşi körüklerseniz, daima “insilün” salgılarsınız ve bu bedeninizi daima bir “emme safhasına” sokar. Bu safhada insülin, şekeri depolamaya veya yağ artırmaya yardımcı olan enzimleri uyarmakla kalmaz, depodan şekeri serbest bırakmaya başlar ve yağı yakmakla ilgilenen diğer enzimleri de engelller. Sürekli olarak bu durumda olmak vücudunuzun insülin ve enerji kullanımımızı dengeleyen diğer birçok hormonla ilişkisinin gerektiği gibi olmasına asla izin vermez. Unutmayın yağ, depolanmış enerjidir. O yüzden biz, pek çok yerde duyacağınız “günde 6 öğün yemek” felsefesini önermemekteyiz. Buna ek olarak davranışsal bir perspektiften bakıldığında da, sık sık yemek ne kadar yediğimizi...
Yazar: admin
Güncel Yazıları: admin
100 Yaşı Sağlıklı Aşanların Sırrı Ne?
100 yaşı sağlıklı ve aktif bir şekilde aşanların sırrı ne olabilir? Özellikle ilgimi çeken, “dünyanın en fit 100 küsürü” kabul edilen Mike Fremont‘u araştırırken vardığım sonucu sizlerle paylaşmak istedim. 100 yaşını deviren birini düşündüğünüzde, egzersizden beslenmeye, hayatta hemen her şeyi noktası virgülüne doğru yaptığını sanarız; öyle mi? Aslında değil! Mesela, 106’yı gören Elizabeth Sullivan her gün 3 kutu kola içmesi ile ünlü… 112’lik Richard Overton da günde ortalama 12 sigara içmesi ile… 122’lik Jeanne Calment de yine hep elinde sigarasıyla… 112’lik Bob Weighton hayatının hiç bir döneminde fit olmamış, bu yaşa “obez” olarak gelmiş… Öyleyse bu işin sırrı: Tabii ki “şanslı genetik”! Ama gitmeyin, olay tam olarak burada ilginçleşiyor. 100’ü devirenler de sonunda, benim “Mahşerin 4 Atlısı” dediğim, ölüm istatistiklerinde ilk 4’te yer alan hastalıklardan azade değiller. – Kardiyovasküler Hastalıklar (Kalp krizi, felç, inme gibi) – Kanser – Nörodejeneratif Hastalıklar (Alzheimer, Parkinson gibi) – Diyabet...
Maksimum Yağ Yakımı İçin: Intermittent Fasting
Daha önce “Intermittent Fasting” terimini hiç duymadığınızı söylemeyin! Aslında belki insanlık tarihi ile yaşıt ama son yıllarda yeniden o kadar popüler oldu ki, bir yerlerde mutlaka karşınıza çıktığını tahmin ediyoruz. Ama yine de bilmeyenler için açıklayarak başlayalım… Intermitten Fasting, Türkçe’ye genellikle “Aralıklı Oruç” olarak çevrilen bir yeme-içme protokolüdür. Yani aslında bir “diyet” değil. Çünkü popüler tüm diyetlerin aksine, “NE” yemeniz gerektiğinden çok, “NE ZAMAN” yemeniz gerektiği öğretisi üzerine kurulu. Çok farklı türevleri olsa da, günümüzde yağ yakımı yönünden en yaygın kullanımı, 16:8 Yöntemi‘dir. Bu, vücudun beslenme penceresinin 8 saat, aç kalma süresinin ise 16 saat olduğu durumu ifade eder. Örneğin, sabah ilk öğününüzü 10’da yiyorsanız, son öğününüz 18:00’da olacaktır. Veya genellikle akşamları (yemek etkinliği çevresinde) sosyalleşmek durumunda olan biriyseniz, ilk öğününüzü öğlen saat 12:00’de, son öğününüzü ise akşam 20:00’de yapabileceğiniz gibi… Basitçe tarifi yaptıktan sonra gelelim, bu işin “neden”ine… Vücudumuz, özellikle günümüz besinlerinin çok büyük bir bölümünde...
“Önce & Sonra” Fotoğraf Çekimi Hakkında
Biliyorsunuz, dünyanın en iyi “Vücut Transformasyon (Değişim) Programı” kabul edilen P90X’te “Önce – Sonra” fotoğrafları çekmenizin önemi büyük. Peki neden? Birden fazla nedeni var… P90X süresince motivasyon faktörü önemlidir ve “Öncesi & Sonrası” fotoğrafları, çok etkili birer motivasyon aracıdır. İnsan kendini bir şekilde hergün gördüğünden, vücudunda meydana gelmeye başlayan değişikleri, gerektiği şekilde fark edemeyebilir. İşte burada fotoğraflar, üçüncü bir göz olacaktır. Sırasıyla birinci, otuzuncu, altmışıncı ve doksanıncı gün fotoğraflarınızı yan yana gördüğünüzde, değişiminiz hem siz ve hem de isterseniz çevrenizdekiler tarafından çok daha net bir şekilde monitör edilebilir. Peki doğru bir “Öncesi – Sonrası” fotoğraf çekimi nasıl olmalı? Dilerseniz örnekler ile açıklayalım. Önce kötü örnek! Aşağıdaki 1-30-60-90. gün fotoğrafları, P90X mezuniyet yazısı daha önce sitede yayınlanan Enes’e ait (Enes – 90 Günüm Bitti Sonunda) Alınmayacağını bildiğimizden, dürüstçe söyleyebiliriz ki “Öncesi – Sonrası” çekimi nasıl OLMAMALI’ya çok iyi bir örnek :-) Şimdi, nelerin yanlış olduğuna bakarsak… Fotoğrafların hemen...
İyi Bir P90X’çinin SorMAması Gereken Sorular…
Burası P90X-Türkiye ve burada her koşulda sorup sorabileceğiniz TÜM sorulara yanıt alabilirsiniz. Hatta “Siz Sorun Aykut Hoca Yanıtlasın” blogu 3,000’e yaklaşan yorumu ile, artık sayfa sınırlarını zorladığından, eski yorumların büyük bir bölümünü elimine etmek durumunda bile kaldık. Ama şimdi bu başlık altında, “iyi ve bilinçli” bir P90X’çinin sormaması gereken soruları ve nedenlerini sıralayacağız. 1) P90X’e başlamayı düşünüyorum. Peki 90 gün sonra ne olacak? Benim şahsen en sevmediğim sorudur :-) Ya da değiştiriyorum; aslında çok da mantıklı ve yerinde bir sorudur, ama henüz başlamayı düşünen biri için değil de, 90. gününe yaklaşan biri için. P90X bugün dünyanın en etkili egzersiz programı kabul ediliyor; ama dünyanın en kolayı değil! Yani başlarken ilk konsantrenizin önünüzdeki ilk 90 günde olması ve daha ilk günden erişilebilir bu hedefi 180 – 270 diye gözünüzde büyütmemeniz en doğrusu olacaktır. Zaten P90X’in 90 gününü başarıyla bitirenler, asla ve asla “tamam bu beni tam...
Mentörlerim Serisi… Robin Sharma
Çok uzun zamandır bir “Mentörlerim…” serisi yapmayı planlıyordum. Onlar belki benim varlığımdan (henüz :) haberdar olmasalar bile, bir şekilde hayatıma dokunmuş, pozitif yön vermiş, kendilerinden bir şeyler “kapmış” olmaktan hayli mutlu olduğum “Mentör”lerim… Kimler yok ki aralarında; Jim Rohn, Tony Robbins, Les Brown, Simon Sinek, Eric Thomas, Robert Kiyosaki, Tai Lopez ve burada henüz sayamadıklarım… Ama benim için önemli bu seriye, belki de en “somut”, elle tutulur, gözle görülür şekilde hayatıma etkisi olan Robin Sharma ile başlamak istedim. Robin Sharma’yı belki meşhur “Ferrari’sini Satan Bilge” kitabından tanıyor olabilirsiniz… Ama benim için en önemli eseri kuşkusuz “The 5 a.m Club” yani “5’te Uyananlar Kulübü” oldu. Dünyada 70’ten fazla dile çevrilmiş, ama nedense Türkçe’si olmayan, o zaman kesin bu işte bir iş var deyip okuduğum ve okumakla kalmayıp her gün sabah 5’te uyanma konseptini hayatıma uyguladığım eseri… Bu arada 1 ya da 2 gün “denediğim” değil, bugün...
Yağ Oranı Ölçer Tartılar = Kahve Falı
Evet, yazının başlığında bir hata yok, yanlış görmediniz. Ama en baştan başlayalım… Öncelikle P90X’te, tartı ile obsesif olup her gün tartılmayı tavsiye etmiyoruz. P90X mükemmel bir Vücut Transformasyon programı ve artık şüpheniz olmasın ki, gerçekten 90 günün sonunda vücudunuzu inanılmaz bir şekilde transforme edip değiştirecektir. Ama bu yaparken tartı ve kilogramlar sizin tek ölçü biriminiz olmamalı. 90 günlük bir maratonun sonuçları yerine, her gün tartılıp tartıdaki rakama göre hareket eden biri, moralize ya da demoralize olmalarla birlikte, programı yarım bırakmaya çok daha yatkındır. Kendinize yaratacağınız bu handikap yetmezmiş gibi, tartı obsesyonunu bir adım öteye götürenlerin gözdesi, Yağ Oranı Ölçer tartılardır. Önce bu tartılar nasıl çalışır kısaca açıklayalım. Vücuttaki yağ ve su oranını hesaplayabilen (ya da bunu iddia eden) tartılar BİA yani Biyoelektrik İmpedans Analizi yöntemini kullanır. BİA yöntemi kısaca, vücuttaki direnç akımını ölçme yöntemidir. Bu yönteme göre tartıya çıktığımızda çıplak ayakla bastığımız metal yüzeyden bize küçük bir...
Size İyi Bayramlar… Ama Midenize Değil :-)
Öncelikle tüm P90X-Türkiye Ailesinin Ramazan Bayramı’nı kutlarız. Tekrar hepinize sağlıklı, huzurlu, güzel bir bayram diliyoruz. Bu sayfalarda nice değişim hikayelerine tanık olduk, birbirimize destek olduk, beraber motive olduk… Nice sağlıklı ve mutlu bayramlar geçirmek hepimizin ortak dileği. Mutlu ve sağlıklı bayram geçirmenin yolu ise yine sağlıklı beslenmekten geçiyor. Her zaman olduğu gibi bayramlarda da yapabileceğimiz en iyi ölçüde sağlıklı beslenmeye devam etmek işin sırrı. Bu bayramda Covid-19 Pandemisi sonrasında misafirliğe git-geller eskisi kadar çok olmayabilir ama yine de bu bayramda sağlıklı beslenmek için dikkat edebileceğiniz 9 madde: 1. Sağlıklı beslenme konusunda öncü olun; sağlıklı bayram sofralarında küçük kaçakları hafif atlatmak daha kolay. Eğer siz ev sahibi iseniz, misafirlerinizin ve kendi sağlığınız için sağlıklı ve hafif yemekler ve tatlılar hazırlayın. Kızarmış yağlı yiyeceklere, ağır hamur tatlılarına sofranızda yer vermeyin. 2-3 çeşit sebze yemeği, tam tahıl ekmeği, yoğurt – yoğurtlu sebzeli salatalar, bol çiğ sebzeler, bol ve...
Üşengeçlik ve Erteleme Üzerine… (Ömür Takvimi)
Bugün sizlerle paylaşacağımız tek karelik görselimiz, belki en ihtişamlı, en albenili, ne “janjan”lı olanı değil… ama sanırım en etkileyicisi, en “vurucu”su! Aşağıda göreceğiniz tablonun adı “Ömür Takvimi”. Bu tabloda, 90 yaşına kadar yaşayacak birinin tüm hayatını görüyorsunuz. Her bir kare, 1 haftayı göstermekte. Soldan sağa 52, yukarıdan aşağı 90. Yani yukarıdan aşağı her satır, bir yılınız. Sorun şu ki, aslında önümüzde o kadar da fazla “kare” yok! Bu gerçek, bu şekilde gözümüze sokulunca, daha bir korkutucu oluyor. Yoksa bilirsiniz, 5 yaşındaki bir çocuk için 20’ler çok “büyük”tür, hatta yaşlı. 20’lerinde biri ise 40’larında olanı, bir ayağı çukurda, işe yaramaz görür neredeyse. Oysa 40’larında olan kendini daha çok “genç” addeder. 60’larında olan ise son bir optimizm ile “ikinci bahar” yakıştırmaları yapar kendine… Bu neredeyse öldüğünüz güne kadar böyle gider, skalanın neresinde olursanız olun, bu duyguların aşağı yukarı benzerlerini yaşarsınız ve yaşayacaksınız; kaçarı yok. Dedik ya, aşağıdaki tabloya şöyle...
Sağlık, Varlık, Aşk, Mutluluk…
Türkiye’nin 1 numaralı Ev Fitness sitesi P90X-Türkiye’de bugün fitness ya da sağlıktan bahsetmeyeceğiz; ya da en azından sadece fitness ya da sağlıktan… Bugün, çıtayı biraz daha yükselteceğiz. Bugün, hayattaki 4 temel kulvar ve unsurdan bahsedeceğiz… Tabii ki bu kulvarlar, kendi içinde alt-kulvarlara ayrılıp çeşitlendirilebilir. Ama belki de en temelde bunlar; Sağlık, Varlık, Aşk ve Mutluluk olarak adlandırılabilir. Aslında hep duyduğunuz sözlerdir; “para ile saadet olmaz”, “her şey para değildir”… Yanlış da değil, doğru. Hayatta asıl hedef, bu unsurların birini, ikisini, hatta üçünü değil, hepsini yakalamaktır. Yoksa sadece bir-ikisini yakalayıp, diğerlerini ıskaladığınızda, bir anlamda hayatı da ıskalamış olursunuz. İsterseniz örneklerle açıklayalım… Steve Jobs… Bugün belki her iki kişiden birinin cebindeki iPhone’un mucidi, dahi adam! Varlık? Evet, dibine kadar. Belki de varlığa dayalı mutluluk? Muhtemelen. Aşk hayatı da boş geçmemiştir elbet… Peki ya sağlık? 5 Ekim 2011’de, 56 yaşında Pankreas Kanseri’nden beklenmedik şekilde aramızdan ayrıldığında… toprak oldu....
22 Aralık Günü Başlamak İçin 3 Neden!
Tüm başlamayı düşünenler, daha önce yarım bırakmış olanlar ve ha başladım ha başlayacağım diyenler yaklaşsın… Aslında her bir gün, egzersize ve sağlıklı beslenmeye başlamak için iyi bir gündür ama, sanki 22 Aralık biraz daha özel! İşte size astrolojik sebeplerden, psikolojik sebeplere, hayatınıza 22 Aralık’ta yeni bir başlangıç yapmanız için nedenler… 1) 21 Aralık Gündönümü: 21 Aralık gecesi, Kış Gündönümü olarak bilinir. Kış Gündönümü’nde güneş ışıkları Oğlak Dönencesi’ne dik gelir, güneşin dünyaya en uzak olduğu andır. Kuzey yarımküredekiler (biz Türkiye’dekiler) için, bu tarihten sonra günler uzamaya başlar. Yani 22 Aralık sabahı doğan güneş ile, her gün bir öncekinden daha uzun, firesiz devam ettiğinizde, siz de güneş gibi, her gün bir öncekinden daha güçlü, tam da 21 Mart Ekinoksu’nda, yani gün ve gecenin eşit olduğu bir günde, ilerisi daha da parlak bir şekilde yeni fiziğinizle yeni hayatınıza merhaba diyebilirsiniz. 2) Tabii ki Çarşamba’ya denk gelmesi: Biraz şaşırdınız değil...
Egzersiz 1 Adım İleriyse, Kötü Beslenme 2 Adım Geridir!
Derler ki, bazen 1 görsel 1000 söze bedeldir… Bugün sizler için hazırladığımız aşağıdaki görsel de onlardan biri. Ama biz yine de üzerine birkaç kelam edelim… Bize, özellikle de haftasonlarından sonra “1-2 gün yemeği çok kaçırdım, sorun olur mu?” sorusu çok sık gelir. Tabii burası bir Nazi Kampı değil ve arada arkadaşlarınızla çıktığınızda kontrolü elden bıraktığınız günler olabilir. Hatta fitness camiasında bunlara “cheat day” denir; yani birebir çevirisiyle “aldatma günü”. Gerçekten de bir anlamda, kendinize koyduğunuz uzun vadeli fit olma hedeflerinize karşı bir aldatmadır yapılan, bir kaçamak. Konu buraya gelmişken, bir noktayı da belirtelim. Aslında beslenme uzmanları bu tarz “aldatma günleri”nin ara sıra yapıldığında, uzun vadeli “diyet psikolojisi” ve stresinin önüne geçmede faydalı dahi olduğunu söylüyor. Zaten günler boyu kendinize “mantı yememeliyim, mantı yememeliyim, mantı yememeliyim…” dedikçe, bilin bakalım düşündüğünüz tek şey ne olur: MANTI! İşte o zaman onu yeyip kurtulmak, belki de en sağlıklısı. Ama bizim...
Karın Vakumu (Stomach Vacuum) Hareketi…
Güncel Not: Duyduğuma göre hala aranızda Karın Vakumu yapmayanlar varmış!!!… Karın Vakumu hareketi gerçekten, bilmeyenlerin ve yeni haberdar olanların “ben neden bunu daha önce bilmiyormuşum” dediği, bilenlerin ise “Aaaa kesin artık yapmam lazım” deyip, nedense yine yapmayı unuttukları(!), ne bir ekipman ne de bir mekan gerektiren, kısa zamanda sizi kesinlikle daha sıkı ve daha ince bir bele kavuşturacak… altın değerinde bir harekettir. Bu yüzden, bilmeyenlere tanıştırmak, bilenlere de hatırlatmak adına, konuyu tekrar ana sayfaya taşıyoruz. Eğer bu yazıyı okuyorsanız, bu sefer sonunda es geçmeyin ve ilk Karun Vakumu’nuzu deneyin. Pişman olmayacaksınız! Şimdi sizlerle P90X-Türkiye Blog’unun belki de gelmiş geçmiş en işlevsel ve faydalı yazılarından birini paylaşacağız… Büyük ihtimalle daha önce “Stomach Vacuum” sözünü duymadınız. Çünkü aslında neredeyse, kadın-erkek bir çok dümdüz karına sahip insanın belki de kendine sakladığı bir “sır” bu! Öyle ki, bir pişmanlığım olan “keşke P90X ile daha erken tanışsaymışım”ın yanı sıra bana...
Uyan… Uyan… Uyan… Uyan… Uyan…
İçinde bulunduğumuz mevsim geçişlerinden midir nedir, bugünlerde sabahları uyanmayı daha bir güç bulmanız muhtemel… Bazen sıcak, bazen soğuk dengesiz hava, kısalmaya başlayan günler… Oysa ki dünyadaki 1 numaralı egzersiz yapmama bahanesi kabul edilen “vaktim yok!”un panzehiri, normalde kalktığınız saatten sadece 1 saat daha erken kalkmakta. Bunun için daha önce de bir erken kalkma videosu paylaşmıştık motivasyonel (Bakınız: Uyan ve Ayaklan! – * Yazıdaki videodaki tok sesli abimizin heybetinden almadan, Türkçe altyazı eklemek için CC tuşuna basmanız yeterli). Cumartesi – Pazar demeden, herkesten erken kalktığınız günlerin nasıl verimli geçtiğini hatırlayın. Hem uykunun niceliği (kaç saat olduğu) değil, niteliğidir (kalitesi) asıl önemli olan. Yatmadan önce odanızı havalandırın, mümkün olduğunca havalandırılmış temiz yastık-yorgan kullanın, yatak odanıza kesinlikle TV, tablet, cep telefonu taşımayın, yattığını yeri zifiri karanlık tutmaya çalışın… Ne yaparsanız yapın, uykunuzu kaliteli kılın. Önce bunu yapın, ki uykunuzu alasınız, ve erken kalkacak dinamizmi kendinizde bulunuz. Çünkü erken kalkan,...
Şşşşşş… Bekle ve Gör…
Yok, sen yapamazsın… Başladığın hangi işi bitirdin ki sen… Hem sonuç vermez onlar… Yalandır… Boşa vaktini harcama… Bu sene de geçsin, seneye başlarsın… İki bayram arası başlanmaz, şu bayram da bi geçsin… Olmazsa yılbaşı başlarsın, bu yılbaşı da değil, sonraki yılbaşı artık… Ama en iyisi komple boşver sen, ben seni biliyorum, yapamazsın sen… Evet, başlarken çevrenizde bunlardan bol miktarda göreceksiniz, duyacaksınız… İşin ironiği, muhtemelen en yakın çevrenizden daha çok duyacaksınız. Anne-babanızdan, ailenizden, eşinizden, dostunuzdan, kız ya da erkek arşadaşınızdan, meslektaşlarınızdan… Şaka değil, gerçekten “iki bayram arası değil de, artık bu bayramdan sonra başlarım” diyenlerin sayısı hiç de az değildi (nedensiz bir şekilde!). Eh şimdi bayram da geldi çattı, başka bahane de kalmadı. Tamam, istiyorsanız son kez yeyin için gönlünüzce. Jubilenizi yapın. Ama ne olursa olsun, yukarıda bahsettiğimiz sizi “aşağı çeken” görüşteki insanları çevrenizden uzaklaştırın. Uzaklaştıramıyorsanız, en azından kulaklarınızı tıkayın. Kulaklarınızı da tıkayamıyorsanız, söylediklerini sineye çekin ama...
Son Yorumları: admin
- 31/03/2022 tarihinde Üşengeçlik ve Erteleme Üzerine… (Ömür Takvimi)
- 31/03/2022 tarihinde Üşengeçlik ve Erteleme Üzerine… (Ömür Takvimi)
- 16/04/2021 tarihinde Ramazan’da Beslenme…
- 01/09/2019 tarihinde Çifte Bayram Yaşatan Hybrid Mezuniyeti
- 04/07/2019 tarihinde Egzersiz Kayıt Formları