31 Ağustos’u 1 Eylül’e bağlayan gece yarısı av yasağının kalkması ile başlayacak balık sezonu için herkes hazır! Balıkçılar teknelerini boyadı, ağlarını tamir etti ve yeni sezon için umutla gece yarısını beklemeye başladı.
Balık sezonunun açılması, tabii ki balıkçılar için soldaki fotoğrafta olduğu gibi mutlu (vejeteryanlar ve hayvan hakları savunucuları alınmasın) sahnelere yol açacak ama, sezonun açılması asıl bizler için ne ifade ediyor? En basitçe, arz-talep dengesine bağlı olarak, daha taze balığı daha ucuza yiyebilmeyi tabii ki.
Özellikle sporcular için, balık her zaman önemli besin kaynaklarından. Oysa yapılan araştırmalar, Türkiye’de sporcuların balığın önemini tam olarak bilmediklerini gösteriyor. Sporcular için “protein” dendiğinde, akla genellikle ilk olarak kırmızı et ve tavuk gelmekte. Bunun en önemli sebebi, kırmızı etin ve tavuğun balıktan daha iyi protein kaynağı olduğunun düşünülmesi. Ama size bir haberimiz var…
“Et, balıktan daha iyi bir protein kaynağı değildir!”
Balık proteinleri, vücut dokularının korunması ve gelişmesi için gerekli tüm aminoasitleri bünyesinde barındırır. Yanlış olmasına rağmen, genellikle etin balıktan daha iyi bir protein kaynağı olduğuna inanılır. Oysa; et, balık, yumurta ve sütün aynı/benzer besleme değerlerinde protein içerdiği, yapılan araştıramalarda görülmüştür. Öte yandan balık eti, bitkisel besinlerde bulunan selüloz ya da lif gibi daha zor sindirilen maddeleri, kara hayvanları etlerinde bulunan kıkırdak veya sinirleri de içermez ve bu nedenle daha kolay sindirilir.
Balıklar, tıpkı diğer etler gibi % 18-20 oranında protein içerirler ve protein açısından zengin besinlerdir. Balık etinde bulunan temel proteinler Aktin ve Miyosin’dir. Bu proteinler kas dokusunda birleşerek “Aktomiyosin”i oluştururlar. Bunun dışında balık eti proteinleri Esensiyal Aminoasitlerin tamamını içerir ki, bu da yine özellikle sporcular için çok önemlidir.
Tıpkı etin balıktan daha proteinli bir besin olduğunun düşünülmesi gibi, balığın yağlı bir besin olarak düşünülmesi de yanlıştır. Balık etinin yağ içeriği, sadece balık türüne göre değil, aynı balık türü içinde mevsimsel koşullar, suyun tuz oranı ve diğer çeşitli faktörlere göre %1 ile %14 arası gibi geniş bir bantta değişiklik gösterebilir. Ama balıklar, aynı miktardaki sığır, koyun ve kümes hayvanı etleri ile karşılaştırıldıklarında, genellikle daha az miktarda yağ içerirler. Yine bununla ilgili olarak, su ürünlerinde bonkörce bulunan Omega-3 yağ asitleri, sadece sporcular için değil, insan sağlığını etkileyen kalp hastalığı, kanser, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde de yararlı etkilerinden dolayı, hemen herkese şiddetle önerilmektedir.
O zaman ne diyelim… Balık sezonu hepimize hayırlı uğurlu olsun ve bol balıklı günler…
Hocam birde nasıl pişirilmesi ile ilgili bilgi verirseniz çok güzel olacak.Bizim evde sürekli yağda pişiyor o yüzden yemek istemiyorum.
Vira Bismillah!!!
Güzel yazı olmuş hocam.