Bunu daha önce duymamış olabilirsiniz ama oruç, aslında bilinen en eski detokstur. Çünkü “detoks”un tanımı en basit tabirle, vücudumuzu zehirli maddeler ve parazitlerden arındırmak için yapılan diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin tamamıdır.

Bazı ilaçlar, kurşun, civa gibi ağır metaller, egzoz dumanı, kirli hava, sigara dumanı, tarım ilaçları, güneş ışınları, çözücüler, petrokimya ürünleri, bozulmuş gıdalar ve bazı yiyeceklerde bulunan bileşiklerin etkisiyle vücutta “serbest radikal” adı verilen toksik maddeler oluşur. Serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stres sonucu vücudumuzda meydana gelen hücre hasarı; kalp damar hastalıkları, kanser, artrit, DNA hasarı, bağışıklık sistemi yetmezliği ve erken yaşlanma gibi birtakım sağlık sorunlarına yol açar.

Bu nedenledir ki detoks, olumsuz çevresel faktörleri en aza indirmenin yanı sıra sağlıklı beslenme, hastalıkların önlenmesinde ve yaşlanma belirtilerinin geciktirilmesinde önemli rol oynar. Doğru besin seçimi ile Ramazan ayı sonunda toksinlerden arınmış, daha sağlıklı ve daha zinde bir bedenle hayata devam edilebilir. Ramazan süresince toksinlerden kurtulmak ve daha fazla toksin savaşçısı kazanmak için şu basit önerileri göz önünde bulundurabilirsiniz.

– İhtiyacımız olan yiyecekler, tek öğünde değil, iftar ve sahur arası saatlerde en az 4 öğüne paylaştırılarak yenmelidir. Sık olarak tekrarladığımız aralıklarla, yavaş yavaş ve dinlenerek yemek, sindirim sisteminde stres yaratmamak bakımından önemlidir.

– İftarda ve sahurda, kimyasal katkı maddeleri içermeyen doğal besinler tüketilmelidir.

– Özellikle A ve C vitaminlerinden zengin sebze ve meyveler günde 5-8 porsiyon yenmelidir. Kabak, brokoli gibi besinleri içeren sebze çorbalarını deneyebilirsiniz.

– Roka, ıspanak, enginar, salatalık, maydanoz, soğan, sarımsak, bilinen en iyi toksin atıcı sebzelerdendir.

– Elma, kiraz, kayısı, şeftali, üzüm, limon eksik edilmemesi gereken meyvelerdendir. Vişne, böğürtlen, siyah üzüm gibi koyu kırmızı-mor renkli meyveler de toksin hasarını önleyen antosiyanidin pigmentlerine sahiptir.

– E vitamininden zengin zeytinyağı, fındık ve cevize de beslenmede yer verilmelidir.

– İçerdiği probiyotik öğeler ile sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri olan kefir, iftarda veya sahurda da içilebilir. Kefir aynı zamanda, oruç tutarken kabızlık çeken kişiler için de iyi bir barsak düzenleyicidir.

– Ekmek olarak, tam buğday ekmeği veya yulaflı ekmek tercih edilmelidir. Sahurda yağsız süt ile hazırlanan yulaf ezmesi hem uzun süre tok tutmaya hem de içerdiği fitokimyasallar sayesinde toksin uzaklaştırmaya yardımcı olurlar.

– İftar davetlerinde yemekler ve tatlı kadar, iftariyelikler de tehlikeli olabilir. Sucuk, salam, pastırma, kaymak gibi ürünler doymuş yağ bakımından zengin oldukları için fitness sonuçlarınız için tehlikelidir. Onun yerine iftariyelik olarak az yağlı peynir, zeytin, hurma ve kuru meyve tercih edebilirsiniz.

– Vücudun “detoks organı” olan böbreği korumak için, Ramazan süresince de günlük ortalama 2-2,5 litre sıvı düzenli alınmalıdır.

– Detoks ile görevli bir diğer organımız olan karaciğerin fonksiyonlarını sağlıklı yerine getirebilmesi için de fazla yağlı besinlerden uzak durulmalıdır.

– Yemeklerde tarçın, zerdeçal, biberiye ve kekik kullanarak ve yemek aralarında nane çayı, yeşil çay, yasemin çayı gibi çaylar tüketerek detoks etkisi yaratılabilir.

– Kızartma yağları tekrar tekrar kullanılmamalı, küflenmiş ekmek gibi yiyeceklerden, yanık etlerden, yeşillenmiş patatesten, füme (dumanlanmış) gıdalardan, boya maddesi içeren gıdalardan uzak durulmalı, çok fazla çay ve kahve içilmemeli, aşırı şeker ve tuz kullanılmamalıdır.

Ekstrem Programınızdan daha iyi verim almak ve nihayetinde daha kaliteli bir yaşam için, bu tarz beslenmeyi sadece Ramazan ayı ile sınırlı tutmayıp, tüm yaşantınıza adapte ettiğinizde, sağlıklı yaşamın sırrını yakalamışsınız demektir.