Fast food dosyasında kaldığımız yerden devam ediyoruz… Tüm araştırmalar gösteriyor ki, abur cubur ve fast food “yemeği sonlandırma” duygusunu azaltıyor. Yani insanın yedikçe yiyesi geliyor. 2000 kalorilik bir BigMac Menüsünün ardından bir iki saat içerisinde tekrar acıktığınızı hissetmenizin sebebi de bu. Belki daha da önemli bir kavram ise “Duygusal Yeme” konusu, ki aslında en tehlikelisi de bu. Temelinde genellikle mutsuzluk, yalnızlık, öfke, endişe gibi olumsuz duygularla baş etme amacıyla yiyeceğe yönelme, abur cubur ile o duygunun yarattığı olumsuz etkiden kurtulma isteği var. Gece gece buzdolabını açıp, ne var diye bakanlardansanız, sebebi çok büyük olasılıkla açlık değil, “duygusal yeme” alışkanlığıdır. Ve Bağımlılar Anlatıyor… Özge S. (23) Hırsımı abur cuburdan alıyordum. Çikolata ve cipse çok düşkündüm. Midem aldığı kadar yerdim. Envai çeşit abur cuburumu kucağıma döker seçip seçip yerdim. Onlara ulaşamayacağımı hissedince kötü olurdum. Çok kilo alınca uzmana başvurdum. Burak A. (24) Haftada en az 3 gün...
Blog
Fast-Food Bağımlılığı Tesadüf mü?
Çarpıcı bir araştırma, abur cubur bağımlılığının nedenlerini ortaya koydu. Üç denekten biri abur cubur, ikincisi ağırlıklı olarak sağlıklı yiyecekler ve daha az abur cubur, üçüncü ise sadece sağlıklı yiyecekle beslendi. Sonuç fast food bağımlılığı açısından oldukça ilginç. Devam edelim… Üzerinde dumanı tüten, kokusuyla olduğu kadar, görüntüsüyle de davetkâr bir hamburgere, dönerli bir sandviçe, yanında buz gibi bir kolaya hangimiz genelde “hayır” demek zordur. Üstelik günümüz dünyasında bu kadar kolay ulaşılabilirken. Kısacası hanımlar, beyler biliyoruz; bütün dünya ağır bir tahrik altındayız. Canımız acılı bir şeyler istediğinde bir telefon kadar yakınımızda dürüm içine sarılı çiğ- köftelerimizi getirmeye hazır bir ordu bizi beklemekte. Marketlere gelirsek abur cubura neredeyse raf yetişmiyor. Ucuz, renkli ve lezzetliler… Arzulamak için neden çok. Ama onları “tesadüfen” sevmiyoruz. Basit şekerden yana zengin, yüksek yağlı ve tuzlu bu gıdaların bir grubuna “fast food” ve bir grubuna da “junk food” deniyor. Bizim ise “patojen gıdalar” (yani hastalık...
Harika Bir Program ve Sonu…
Sportif olarak 2000 yılından beri düzenli olarak spor yapan biriyim. Haftalık olarak 4-5 gün, ortalama 8-10 km arası koşarım. Kışın salona gider ya da evde ağırlıklarla çalışırdım. Son 3 yıldır bu koşmanın yanı sıra bisiklet sürmeye de başladım. P90X ile tesadüfen internette tanıştım ve uzun süre devam edebilir miyim diye çelişki yaşadım. Daha sonra kafamda olgunlaştırarak P90X-TR’den siparişi verdim, ertesi gün elimdeydi. Pazartesi başlayacaktım ama dayanamayıp halihazırda motivasyon varken pazar gününden X-streching ile başladım. Kendimle ilgili olarak, hayatım çok daha düzenli oldu. Alkolü tamamen kestim. Sosyal sigara içicisiydim. Onu da bitirdim. Her sabah saat 6’da (çoğunlukla 30 dk. önce kendiliğinden) büyük bir keyifle kalkıyor ve Tony ile çalışmaya başlıyorum. Sizlere bu programın üstünlüklerini kısaca anlatacağım. Sportif olarak yıllaca hatalı çalıştığımı anladım. Uzun koşular ve bisiklet sürmek ve yaşımın da (44) ilerlemesiyle bel bölgesinde ağrılara sebep olmaya başlamıştı. Kendimi kaskatı hissediyordum. Esnekliğim yoktu, koşu ve bisiklet...
Kaslar Nasıl Büyür?
P90X’i sadece yağ yakma amaçlı yapmak isteyenlerin yanı sıra, kas kütlesi kazanma amaçlı uygulayan da ciddi bir kitle var. Siz de büyük ve güçlü kaslar inşa etmek isteyenlerden misiniz? O zaman kaslar anatomik olarak nasıl büyür, önce onu bilmeniz gerekir. Okuyacağınız bu yazı, kaslarınızı daha kaliteli şekilde büyütmeyi anlamanız üzerinde oldukça faydalı olacaktır. Kaslarımız iki şekilde büyüyebilir. Bunlar Hypertrophy ve Hyperplasia olarak adlandırılır. Hypertrophy, mevcut kas hücrelerinin hacimsel olarak büyümesi iken; Hyperplasia ise kas hücrelerinin bölünerek çoğalması ve yenilenmesini ifade eder. Eğer gerçekten herkesi kendinize hayran bırakacağınız kaslar edinmek istiyorsanız, bu iki yöntemi de beraber uygulamanız gerekir. Biraz daha açıklayalım… Bir kas hücresi hasar gördüğünde ya da yırtıldığında, vücudumuz onu tamir etme ya da yenileme yoluna gider; bu anatomimizde vardır. Bu yenileme süreci de, sonucunda daha büyük ve daha güçlü kaslar demektir. Yani dambılı elimize alıp bir omuz presi yaptığımızda ya da mesela şınav çektiğimizde...
Ve P90X Biteeer :)
Uzun bir çabadan sonra Aykut Hocanın da sayesinde P90X’i bitirmiş bulunmaktayım :) Benim için 90 günden uzun geçen bir serüven oldu açıkçası. Hastalıklar, sınavlar falan derken arada 1 haftalık dinlenmeler yaptım ve biraz uzun sürmüş oldu :) Beslenmeye de fazla dikkat edemedim fakat ona rağmen vücudu biraz da olsa kendine getirdim. Biraz dememin sebebi ise bu aralardan vs. dolayı tam istediğim vücudu elde edememiş olmam. Ama gelişmelere gelecek olursak şınav sayım başladığımda 0’dı. Şu an ise çok ama çok rahat bir şekilde 30 tane şınav çekebiliyorum :) Barfikste ise hiç çekemezken şu an hala tam olmasa da yarım olarak birkaç tane çekebilmeye başladım :) Bel 8 cm inceldi, kollar ise 4 cm’lik bir büyüme gösterdi. P90X sayesinde üzerimdeki uyuşukluğu atmış ve sporu sevmiş bulunmaktayım. İlk günler çok zorlanırken şu an rahatlıkla yapıyorum :) Şimdi ise Aykut Hoca ile konuşmadayız, yeni takvimim ve ikinci tur konusu...
Ve Biz de Mezun Olduk…
Şaka gibi cidden çünkü ne zaman, başladı ne zaman bitti anlayamadım… Çok eğlendik, çok küfredip, kendi hallerimize çok güldük… Her şeyden önemlisi ise biz P90X’i, Tony’i ve bu aileyi çok sevdik :) Aykut Hocam size gelince sabır taşı olsa çatlardı, siz bizim saçma sapan sorularımıza üşenmeden tek tek cevap verdiniz, harikasınız, çok teşekkür ederiz :) Tabii bu bitiş son değil, sanmayın ki kurtuldunuz, daha bunun Insanty’si var, Hybrid’i var, yani var da var… :))) Yani demem o ki daha soracak bir sürü saçma sorumuz var :-) Sonuçlara gelince ben 62.8’le çıktığım yolu 58 ile bitirmiş olmaktan gayet mutluyum. Ablama gelince aynı şekilde o da 4 kilo verdi; 56.8’le çıkmıştı yola, şimdi 52 kilo. Tartının ne gösterdiği çok da önemli değil aslında. Ciddi sıkılaşma var her ikimizde de. Kaslarım var, kondüsyonum hiç bu kadar iyi olmamıştı, daha yukarı zıplayor, daha uzun koşabiliyorum… Esnekliğim zirvede ve biliyorum...
Henüz 11 Günlük P90X :-)
Merhablar P90X Ailesi :-) Evet, 11. günümün mutluluğunu anlatmak çok güzel bir şey ve fotoğraflarını göndermeden de içim rahat etmeyecek, çünkü bu göndereceğim fotoğraflarla yeni başlayacak arkadaşları motive edebilmek boynumun borcu idi :-) Hazır konuşmaya başlamışken bir kaç bir şeyler daha eklemek istedim. Aykut Hocam yardımlarını esirgemediği için de ayriyeten ona teşekkürlerimi sunarım. Her P90X antrenmanından sonra her gün 10 km ve arttırarak koşu/yürüyüş eklemiştim. Bunu Aykut Hocam’a sorduğumda inşallah devamını getirirsin demişti. Şimdi her gün yürüyüş ve P90X yapmaktan hiç sıkılmıyorum, akşam olsa da yapsam diye saatlari, dakikaları sayıyorum. O yüzden yeni başlayacak arkadaşlara tavsiyem yapabiliyorsanız her gün ekstradan yürümeniz. Kilo verme ve sıkılaşma bakımından daha kolay olacaktır ve süreci hızlandıracaktır. Yemek konusuna gelince de, alkolden, coladan, asitli içeceklerden uzak durdum. Ben tam 1.5 aydır alkol ve asitli içecek içmiyordum, bir de üzerine P90X (10 günluk) ve 1 aydır yürüme sonucu -8 kilo verdim....
Motive Kalmak İçin 3 Altın (Ve Kolay) İpucu!
Dikkat ederseniz başlık “motive kalmak” diyor, “motive olmak” değil. Çünkü P90X gibi ekstrem bir Ev Fitness programına başlamak için motive olmanız zaten gerekiyor, ki programa başlamaya karar veren hemen herkesin de motive olmuş olarak başladığını tahmin ediyoruz. Ama burada belki de en önemli olan şey, motive kalmak… İşte şimdi burada, en kolay 3 motivasyon unsurunu sıralayacağız. Üstelik üçü de somut, elle tutulur gözle görülür yöntemler. Dolayısıyla, şimdi yaz döneminde her geçen gün sayıları artan yeni başlayanlara, mutlaka bu 3 yöntemi kullanmalarını tavsiye ediyoruz. 1) Mutlaka “1. Gün” Fotoğrafınızı Çekin! Belki de programa başlamadan önce ya da başladığınız ilk günün sabahı, yapmanız gereken ilk (ve en kolay) iş budur. Artık 80’lerde değiliz ve iyi-kötü neredeyse tüm telefonların bir kamerası var. O yüzden “ilk gün fotoğrafı çekemedim” demenin bahanesi yok. Aynı işlemi 30’uncu, 60’ıncı ve 90’ıncı günlerde de tekrarlayın; mümkünse aynı mekanda, aynı açı ve aynı ışıklandırma...
Bir mucize: Kazein
Merhaba, ilk yazımda (Umut Etmek Yetmez, İnanmak Gerek) spor geçmişimden bahsetmiştim. Bu sporları yapmam bir çok bilgi edinmemi sağladı ve bunları P90X-TR ailesi ile paylaşmak benim için mutluluk verici. Yazımın başlıkla alakalı hale gelmesini sağlamak için hemen çalışmaya başlıyorum ilk olarak… Kazein nedir? Kazein diğerlerine oranla (örneğin Whey) daha yavaş sindirilen bir proteindir. Ne işe yarar? Vücudun kas gelişimine en müsait olduğu zamandaki 7-8 saatlik protein ihtiyacını karşılar. Gece yatmadan alınırsa vücudu katabolik etkilerden korur. Hangi ürünlerde bulunur? Kazein “süt proteini” olarak da bilinir. Yani süt ürünlerinin hepsinde kazein bulunur fakat benim en çok tavsiye ettiğim inek sütüdür. İnek sütünün içerdiği proteinin %80’i kazeindir. Sütlerin toplamda %3.4 ile %4 arasında protein içerdiğini düşünürsek bu çok iyi bir orandır. Daha fazla duymaya alışık olduğumuz Whey Protein’inin yanı sıra Kazein Protein’ini de bilmeniz açısından faydalı olacağını düşündüm....
Recovery İçeceğinde Çikolatalı Süt Tartışması!
P90X videolarında özellikle “ağır” ağırlık antrenmanlarından veya zorlayıcı Yoga ya da Plyometrics – Zıplama Antrenmanı’ndan sonra, vücudun ihtiyacı olan protein ve karbonhidratları karşılamak adına bir “Recovery İçeceği” türevi tüketilmesi tavsiye edilir. Bu, bir zorunluluk olmamakla birlikte, yerli-yabancı çoğu kaynakta, bildiğiniz çikolatalı (ya da Nesquick’li) sütün çok iyi bir Recovery İçeceği alternatifi olduğu karşınıza çıkabilir. İşte tam da burası tartışmaya açık… Çünkü evet, yapılan “bir araştırmaya” göre, çikolatalı sütün gerçekten vücudun toparlanma sürecini hızlandırmak adına en doğru oranda protein ve karbonhidrat dengesi içerdiği saptanmıştır. Ancak bu araştırmanın, bizzat ABD Ulusal Süt Ürünleri Konseyi ve Sıvı Süt İşlemci Tanıtım Komisyonu tarafından yapılmış (ve finanse edilmiş) olduğunu tespit etmemiz, birazcık kaşlarımızı kaldırıp düşünmemize neden oluyor… Çikolatalı (Nesquick’li) Sütün gerçekten ideale yakın bir karbonhidrat-protein oranına sahip olduğu doğru ama peki içeriğindeki inanılmaz yüksek şeker oranı, ve yine beraberindeki suni hormon ve antibiyotiklere ne olacak?! Bizim önerimiz, eğer sıklıkla tüketmeyi...
Günün Email’i…
P90X-Türkiye olarak günde yüzlerce email alıyoruz. Ve mümkün olduğunca kısa sürede, her birini en doğru şekilde yanıtlandırmaya çalışıyoruz. Siz de ister P90X, ister beslenme ya da hemen her konuda sorularınızı info@p90xtr.com e-mail adresine yöneltebilirsiniz. Burada, “ne saçma soru, git Google Amca’ya sor!” demek yok :-) Bu başlık altında, bize gelen e-maillerden, başkalarının da cevaplarından yararlanacağını düşünerek seçtiklerimizi (tabii ki isim belirtmeden), cevaplarıyla birlikte sizlerle paylaşacağız. İşte Günün E-mail’i… Tarih: 16/04/2014 – Saat: 20:48 Konu: Ara Öğün Email: Merhabalar, Size bir sorum olacaktı. Egzersizler çok eğlenceli ve beslenmemi de yavaş yavaş düzene sokuyorum. Sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde sorun yok. Öğlenleri de sizin daha önce “porsiyon kontrolü” dediğiniz şekilde yemeğimi tüketiyorum. Ama benim problemim ara öğünler ile. Gündüzleri okulda olduğum için ara öğün bulmakta sıkıntı çekiyorum. Bir Eti Top Kek ve kutu Cappy Atom meyve suyu ile ara öğün yapabilir miyim? Teşekkürler. Ve Cevabı… Tarih: 17/04/2014 – Saat: 17:11 Konu: Re: Ara Öğün Email: Merhabalar XXXXX, Hemen...
Hoşgeldim!
Merhaba P90X-TR Ailesi, 1 ay boyunca sitedeki neredeyse tüm yazıları okudum ve geçen hafta karar verip P90X setimi buradan edindim. 14 Nisan Pazar günü P90X’e başladım ve az önce de 3. günün egzersizini tamamladım. İlk 2 gün hareketleri rahatça yapmıştım, ama bugün Ab Ripper-X bitirdi beni :) 349 karın hareketi varmış, ben 200 tanesini ancak yapmışımdır. Haftaya 300’ü bulmayı hedefliyorum! İlk 2 gün sabah erken kalkıp çalışmıştım, bugün ise akşam çalıştım. Bugün enerjim bu sebepten de yetmemiş olabilir, bilmiyorum. Bilenler aydınlatırsa beni, sevinirim ;) İlk günkü Core Synergistics ve dünkü Cardio X çok zevkliydi. Karate hareketlerindeki ses efektlerimi görmeniz lazımdı, Bruce Lee’den daha iyiyim :) Ama dün egzersizden sonra fantastik ağrılar bedenimin her yanında dolaştı durdu. Kapıdan dışarı adımımı atarken kalçama ağrı sağlandı, ayakkabımı giyerken ayağımın altındaki kaslar isyan etti, sokakta bacaklarımın ağrısından dizlerimi kıramadan Çarli Çaplin gibi yürüdüm, sınıfta arkadaki arkadaşıma dönerken yan tarafıma bıçak saplandı sanki…...
Artık Yeter… Ama Korkuyorum.
Herkese Merhaba, Aylar öncesinden Aykut Hoca’nın da mail desteği ile bir başlangıç yaptım. Her gün istikrarlı şekilde akşamları P90X müdavimi olmuştum ve 15 gün her şey yolundaydı… Sonra Ocak başında bir operasyon geçirdim ve dikişlerim yüzünden (başlangıçta gerçekten 10 cm’lik dikiş beni benden aldı, ancak son 1 aydır bahanedir yürüyor dürüst olmak gerekirse!) bıraktım çalışmayı. Ameliyat sonrası 78 kg’dan çıktım 84’e… Boy 1.68 cm. Ameliyatın ardından hayatımda hiç yemediğim kadar çikolata yedim. Sanki hiç görmemişim gibi… Ve inanılmaz bir zevkle yedim. Şimdiyse gel de toparla… 58 kg olmak için çok uğraşmam lazım sanırsam, az sabır az sabır… Kendimden nefret etmiyorum ancak açıkçası iradesizliğime kızıyorum. Blog’da herkesin hikayesini elimden geldiğince okumaya çalışıyorum, Aykut Hoca’nın yorumlarını ve tabii ki P90X inceliklerini… Hemen motive oluyorum. Hatta karar verdiğimde son derece inat da olabiliyorum… Ancak daha sonra birden tembelliğe düşüyorum… Şu an Master için sürekli ders çalışıyorum, evden dışarı...
Olur mu?… Olur!
Bu site ya da P90X ile tamamen tesadüf eseri karşılaşanların aklında temelde aslında tek bir soru belirir… Acaba gördüklerim gerçek mi? Acaba olur mu? Yanıtını verelim… Oldu… Oluyor… Ve tabii ki olur… 15 yaşında bu spora başlanır mı? Tabii ki evet, aslında ne kadar erken o kadar iyi… Peki 60 yaşında yapılır mı? Ona da tabii ki evet, doğru beslenme ve egzersizin yaşı olmaz… Peki artık boyumun uzaması mümkün mü? Neden olmasın; 50 yaşından sonra boyunu tam 12 cm uzatan duayen gazeteci-yazar Ertuğrul Akbay’ı araştırın… Ya da Lazar Angelov anasından öyle doğmadı herhalde (tanımayanlar Google Amca’ya Lazar Angelov yazsın lütfen; bu arada amman Lazar’ın o fiziğe P90X ile kavuştuğunu söylediğimiz sanılmasın, ama tüm sporlarda başarının ortak noktası olan kararlılık, devamlılık, azim ve motivasyon ile başardığı kesin), yani istedikten sonra her şey mümkün. Kısaca söylemek istediğimiz şu ki; “olur mu?” diye soruyorsanız, “evet, olur!”. Unutmayın, her şey,...
Mücahit’in 90 Gün Sonuçları…
Yeni bir P90X Mezuniyeti ile merhabalar… Mücahit’in 90 günlük P90X sonuçlarını, kendisinin izni ile, yolladığı fotoğrafları ve kısa yazısı ile sizlerle paylaşıyoruz. Ve tekrar tebrikler… “Selamlar… Yaklaşık 4 ay önce internette gezinirken tanıştım P90X’le ve o gün bugündür en iyi arkadaşlarımdan birisi oldu… Öncesi-sonrası resim ve videolara ilk başlarda herkes gibi ben de pek inanamamıştım, taa ki ilk haftam bitene kadar :) Tony’nin de dediği gibi bu “extreme” bir programdı ve sonuç almamak imkansız gibi bir şey gerçekten de. İlk haftadan itibaren uyku düzenim ve beslenme düzenimi bile düzeltti diyebilirim çünkü insan o kadar çalıştıktan sonra boşa gitmesin diye mecbur kalıyor biraz da dikkat etmeye. Belli bir süre sonra hayatınızı ele geçirip günlük işlerinizi bile antrenman saatlerinize göre modifiye etmenize sebep oluyor :)… 93 kiloyla başlamıştım programa, bu gün itibariyle 82 kiloyum. 1.87 boy 35 yaş. Hala acaba ben de mi yapsam diyen arkadaşlara tavsiyem zaman kaybetmeyin derim. Sadece fit bir vücut değil daha...