Bu yazıyı, yiyecekler üzerindeki Besin Değerleri Tablosu’na dikkat çekmek için yazıyoruz, Snickers sadece seçtiğimiz bir kurban! Oldukça çekici ambalajlı ve artık 1 TL ya da belki daha da ucuza alabileceğiniz bir Snickers barı, sizin için bir beslenme alternatifi ya da en azından masum bir kaçamak olabilir mi? Öncelikle şunu hemen netleştirelim, 1 TL’ye satılan (Snickers’lar, Mars’lar, Twix’ler ya da Makarneks!) ve doğadan gelmeyen (işlenmiş/paketlenmiş) hemen her şey muhtemelen zararlıdır ve fitness çabalarınızı da baltalayacaktır. Unutmayın ki, tüm aracı kuruluşları, reklam giderleri, nakliyeleri vesaire de dahil, elinize 1 TL’ye verilen bir barın içindeki ne çikolata gerçek çikolatadır, ne de süt gerçek süt. Bunu aklınızın bir köşesine yazın ve devam edelim. Tabii ki yasa gereği, bu barın üzerinde bir de Besin Değeri Tablosu var; bu canavarın içinde ne kadar kalori, ne kadar yağ vs. barındırdığını gösteren. Buradaki küçük sorun, piyasada tek halinde satılan zaten en küçük versiyonu...
Blog
Vazgeçilmeyen Alışkanlıklar…
Merhaba Arkadaşlar. Ben programda 50. güne gelmiş ve bitirecek bir kimseyim. Aslında bahsetmek istediğim konu alışkanlıklarımız. Çevremizde birilerinin sürekli söylediği “çok güzel yemekler var, çok güzel biralar var, geceleri çok iyi TV programları var” gibi şeyler ve “nasıl bunları yapmadan yaşıyorsun”lar lar lar… Ben de bunu deneyimlemek için arkadaşlarımla geceleri geç yatarak, saat 1-2’de uyanarak, bira içmedim, tadını fazla sevmiyorum :) ve düzensiz beslenerek onlar gibi olmak güzel mi bir deneyeyim dedim. Sonuç ne biliyor musunuz? Sadece iki gün dayanabildim. Sonra bir şey farkettim. Böyle yaşamak onlara büyük bir güzellik gibi geliyordu, çünkü alışmışlardı. Bana da düzenli yaşamak büyük bir güzellik gibi geliyordu çünkü 50 gündür düzenli yaşıyordum. Ve aslında yazımı özetleyen bir söz söyleyerek yazımı bitiriyorum. Bu arada söz de bana aittir, tabi benden önce bir düşünür bunu düşünmediyse :-) Vazgeçemediğimiz şeyler güzellikler değil, alışkanlıklardır. Alışkanlıklarınızı siz seçin....
P90X’te Devamlılık İçin 1 Numaralı Kural!
Bu yazı, P90X’e başlayıp da yarım bırakanlara… P90X’e başladınız ve yarım bıraktınız, neden? İşe yaramayacağını düşündüğünüz için değil, çünkü işe yaradığını ve de yarayacağını çok iyi biliyorsunuz. Egzersizler belki başta biraz zor geldiği için de değil, çünkü başka milyonlarca kişinin yaptığını ve yapılmayacak birşey olmadığını da biliyorsunuz. Tam olarak zamansızlık yüzünden de değil, çünkü 1 saatin tüm gününüzün sadece %4’ü olduğunu da biliyorsunuz. Peki o zaman neden?! Çünkü doğru zaman planlaması yapmadınız! Bizce P90X’te devamlılık (ve sonunda başarı) için 1 numaralı kural varsa, o da önce doğru zaman planlamasıdır. Şu an çalıştığınız işe ya da okulunuza, bırakın 90 günü, belki 900+ gündür aynı saatte gidip geliyorsunuz. Ve 1 saat de değil, belki 8 saat, belki fazlası… Neden? Çünkü bu zaman diliminin planlaması, sizin tarafınızdan ya da sizin adınıza önceden kesin çizgilerle yapılmış. “Canın istediğinde” ya da “vakit bulduğunda gel” denilen bir iş ya da okul...
Hemen Başlayın ve Asla Bırakmayın…
Merhabalar… Aykut Hocama ve sizlere itiraf etmeliyim ki ilk birkaç gün çok sendeledim. Bırakmayı o kadar düşündüm ki… Ama kendime verdiğim sözü bir defa daha bozmamak, bir kez daha başarısız olmamak, bir defa daha “keşke bırakmasaydım” dememek için devam ettim. Sonunda kendime bir tartı edindim ve Perşembe günü tartıldığımda gözlerime inanamadım. Kilo vermediğimi düşünerek çıktığım tartıdan “yok artık…” sözüyle indim, bu inanılmaz bir duyguydu. O andan itibaren daha farklı bir haz alarak yapıyorum hareketleri, daha şevkle uyguluyorum diyetimi ve asla kaçamak yapmıyorum. Zaten düzgün bir beslenme programıyla günlük kalori, protein, karbonhidrat ihtiyacı alınıyor. O yediğimiz ekstradan her bir kaşık pilav, uyguladığımız videodan dakikalar çalıyor, sonuçlarınızı baltalıyor ve pişmanlık hissi uyandırıyor. Yani boşa ter akıtmış oluyoruz. Ben bunu yaşamamak için elimden geleni yaptım. 2. haftamın 1. günündeyim ve şimdiden son birkaç yılımın en iyi formundayım. Gün geçtikçe merdiven çıkarken daha çabuk çıktığımı, daha hızlı yürüdüğümü, videolara...
Ve 4. Hafta Biter…
Herkese Yeniden Merhaba, Size çok güzel haberlerim var, öncelikle 1. ayımı bitirmenin vermiş olduğu huzurla, onurla ve mutlulukla yazıyorum size. Zaman nasıl geçti anlamadım, özellikle değişimlerim inanılmaz derecede gururlandırdı beni. Tabi ki önceliği yine Aykut Hoca’ya verdim ve hemen Pazar günü X-Stretch’in ardından fotoğraflarımı yolladım. Aykut Hoca’nın yorumu beni inanılmaz motive etti, gece boyu fotoğraflarıma bakıp durdum. “Bu ben miyim, ben bu göbekle yıllarca nasıl dolaşmışım?” dedim. Felaket! Benim 1 aylık sürecim P90X’e olan güvenimi iyice arttırdı. Herkes gibi hatta ilk başlarda benim gibi sizin de aklınızda “hadi canım, insanlar yıllarını harcıyor fit bir vücuda kavuşmak için, 90 günde nasıl olur?” demeyin. İnanın bana, siz isterseniz olur. Hala yazılarımızı okuyup inanmayan varsa lütfen kendiniz için yapın ve sonucu görün, sitede gördüğünüz, okuduğunuz her şey gerçek. Hadi artık basın düğmeye ve sonuçlara inanamayacaksınız… Sevgilerle, PINAR...
Dambıl mı, Direnç Lastiği mi? Hangisini Seçmeli?
P90X Programının “minimal” ekipman ile yapılan çok ama çok başarılı bir Ev Fitness Programı olduğunu artık hemen hepiniz biliyorsunuz. Peki bu “minimal” ekipmandan kasıt nedir? Birincisi, bazı hareketlerin ve programın gerisinde kalmamanız için şart olan bir Kapı Barı. Kapı Barları (Ana Sayfa’daki büyük 4. slide‘da fotoğrafını görebilirsiniz) özellikle Barfiks hareketlerini yapabilmenizi sağlayacağı gibi, isterseniz aynı zamanda Şınav hareketlerinde de size ekstradan 10-15 cm derinlik vererek, hareketlerin daha etkili ve sonuçların daha iyi olmasını sağlayacaktır. P90X için gerekli diğer ekipman ise bir çift dambıl ya da Direnç Lastiği’dir. Şimdi gelelim ana sorumuza; dambıl ya da direnç lastiklerinden hangisini seçmeli? Bizim yanıtımız, eğer aşırı derecede seyahat eden, haftanın yarısını otellerde geçiren biri değilseniz, tercihiniz dambıl olmalı. Bu tip durumlarda direnç lastikleri, fazla yer kaplamaması, dambıllara kıyasla kolay taşınabilmesi ve de diğer yandan döküm ağırlıklara kıyasla daha ucuz olmaları açısından pratiklerdir. Ancak, P90X hareketleri açısından gösterecekleri direnç ve...
2 Adım İleri 2 Adım Geri… Ama artık herşey değişti!
Merhaba herkese. Öncelikle kendimi tanıtmak isterim. Adım Can, 21 yaşında mimarlık öğrencisiyim. Çocukluğumdan beri sporun değişik türleriyle ilgilendim. Son 3-4 yıldır vücut geliştirmeyle de uğraştım. Zamanımın ve hayat şartlarımın el verdiği ölçüde. Okuduğum bölümün zorluğu spordaki verimime hep olumsuz etki etti. Düzensiz beslenme, düzensiz uyku, okul sonrası 2 saatlik trafiğinin üzerine yapılan antrenmanlardan dolayı 2 adım ileriye attıysam, 2 adım da geriye gittim hep. Bunun üzerimdeki etkisi bir hayalkırıklığının yanında boşa giden çabaların verdiği özgüven kaybıydı. En formda olduğum zamanlarda bile göbeğim benimleydi. Bu sporla uğraşan herkesin bildiği bir şey vardır. Bu spor 3 kavramdan oluşur: Antrenman, beslenme ve uyku. Ben bunların 2 tanesini müthiş şekilde yapsam bile mutlaka 1 tanesinde başarısız oluyordum. (Projeler, projelerin aldığı zaman, düzensiz beslenme, proje sabahlamaları… vb) Dolayısıyla sonuç yine hüsran. Bu duruma deli oluyordum. Bu yüzden “1 ileri 2 geri gitmektense hiç yapmam” diye düşündüğüm, aylarca spor yapmadığım zamanlar...
P90X İle Hacim Kazanmak…
P90X’in bir “kilo verme” değil, komple bir “vücut transformasyon” programı olduğunu her fırsatta söyleriz. Gerçi, yıllar boyu her bir şeyi deneyen ama asla kilo veremeyenlerin, P90X ile ideal fiziklerine kavuştuklarında, bunun heyecanıyla Blog’larda – Forum’larda daha paylaşımcı oldukları doğrudur. Bu da, sanki programın kilo vermede daha etkili olduğu izlenimini yaratır ve hayatı boyunca ince (hatta sıska diyelim!) olup da, amacı kaliteli kas kütlesi ile hacim kazanmak olanları haliyle biraz şüpheye düşürebilir. Ancak, P90X Programı’nı uygulayarak, hacim kazanarak da istediğiniz fiziğe ulaşmanız fazlasıyla mümkün. Tabii burada madalyonun 3 yüzü devreye girer (aslında madalyonun 2 yüzü olur ama neyse, çaktırmayın…) Şimdi aşağıda sıralayacağımız 3 önemli madde ile, kaliteli kas kütlesi ile hacim de kazanarak istediğiniz süper bir fiziğe kavuşabilirsiniz. 1) Program Takvimi: P90X Egzersiz Programı, temelde 12 DVD’den oluşur. Ama bu 12 DVD’nin hangi sıralama ile yapılacağı, hangisi ile ne zaman karşılaşacağınız, yani Program Takviminiz çok önem...
P90X… Bir Hayat Felsefesi, Bir Yaşam Tarzı
Herkese Merhabalar… Evet, fotoğraflarımdan da anlayabileceğiniz gibi ben bir P90X mezunuyum. 90 günlük P90X sonuçlarım o kadar tatmin ediciydi ki, şimdi ikinci turuma başlayalı 3 gün oldu. P90X’i ilk olarak çoğu kişi gibi netten tesadüf eseri keşfettim. Sonrasında Aykut Hocamla irtibata geçtim, seti aldım ve çalışmaya başladım. İyi ki de başlamışım… Gerisi, gördüğünüz gibi :-) Artık kendime daha çok güvenim var ve aynalarla barışığım, göbeğim yok ve mutluyum. P90X yaparken benden desteğini esirgemeyen Aykut Hocama teşekkür ederim. Aslında P90X’i burada uzun uzun anlatmak isterdim ama P90X anlatılmaz YAPILIR! Saygılarımla…...
Ve 4. Hafta… Şaka mı Yapıyorsun Tony?
4. haftasının 3. gününde olan biri olarak sesleniyorum size… Şaka mı bu? İlk 3 hafta her şey yolundaydı, puzzle parçaları gibi yaptığım her hareketi yerine koyuyordum. Ve pazar günü X-Stretch’in ardından Pazartesi gününe Yoga-X ile uyandım. Ohh mis ne güzel olur, zaten Yoga’yı seviyorum dedim ki, akşamında puzzle parçalarının biraz yamuk olduğunu gördüm! Alıştığım rutinin dışına çıkmıştım. Önce üzüldüm bende mi sorun vardı yoksa ters giden bir şey mi? 3 haftadır sorunsuz yaptığım hareketleri yaparken neden zorlanıyordum? Sonra fark ettim ki, Aykut Hocaya sorduğum bir sorunun cevabında yazıyordu, “Muscle Confusion”. İlk 3 hafta alıştırma süreci olabilir mi? Olabilir, neden olmasın dedim. Sonra düşündüm, mantıklı geldi, 3 hafta vücudum hangi hareketi yapacağını biliyordu, aynı hareketleri yapmaya alışmıştı. Taa ki Tony kafaları karıştırana kadar :-) Eminim ki P90X’in bu denli başarılı olmasında, bu “Kas Şaşırtması” prensibinin çok büyük rolü var. Yani vücudunuz, tam “alıştım” derken, program takvimi...
Ürün İnceleme – mlife Organik Kuruyemişler
P90X-Türkiye olarak, sizler için sağlıklı öğün ve ara öğün seçenekleri bulmak adına, piyasada bulunan bazı ürün incelemelerine yer vermekteyiz. Bugün inceleyeceğimiz ürün mlife Organik Kuruyemişler. Önce ürünün paketini incelediğimizde, Türkiye Organik Tarım Sertifikası olduğunu görüyoruz. Aslında günümüzde her şeyin sorgulandığı gibi, “organik” denilen ürünlerin “organikliği” de sorgulanmakta, ancak bu sertifikayı gördüğümüzde artık doğruluğuna inanmayı tercih ediyorum. Organik kuruyemişler, açıldığı zaman tamamı tüketilen mini poşetler şeklinde paketlenmiş. Zaten paketin üzerinde “Açlığı bastıran mini paket” şeklinde bir slogan da var. Benim gibi illa açtığı ürünü koca bir paket bile olsa bitirme gibi kötü bir alışkanlığı olanlar için, bu “tek atımlık” paketler oldukça mantıklı. Paketler, bence biraz da ticari bir kaygıyla, Sabah – Öğlen – Akşam olarak üçe ayrılmış. Hepsinin de içerikleri farklı. Sabah: Kuru kayısı, iç ceviz, kurutulmuş vişne (Toplam 163 kcal) Öğlen: Günkurusu üzüm, çiğ badem, dut kurusu (Toplam 186 kcal) Akşam: Çiğ iç Antep fıstığı,...
3 Çocuk Annesi ve 6-Pack Sahibi…
Hem 3 çocuk annesi hem de 6-pack sahibi olunur mu? Kendi ağzından aktaralım… “Çocuklarım doğana kadar egzersiz yapardım ve fit sayılırdım; ama bu “P90X Tarzı” bir fitlik asla değildi. P90X’ten önce, egzersiz yapmamak için her ne bahane var ise arkasına sığınırdım. İki yaşında bir çocuk, üstüne ikiz bebekler ve de iş hayatı… günün sonunda hiç bir enerjim kalmazdı. Çocuklar ve iş arasında mekik dokuyarak, neredeyse 2 yıl boyunca kendimi tamamen bıraktım. Tüm eski diri fiziğim, uçup gitmişti. Tony ve P90X ile çalışmak, kafamdaki tüm egzersiz kalıplarını değiştirdi. Evinize Tony’den daha iyi bir fitness eğitmenini getirmeniz mümkün değil. P90X ile ilk 30 günde bile vücudumdaki değişimi hissetmeye başladım. Uzun zaman önce kaybolan diri fiziğim, oldukça hızlı geri gelmeye başlamıştı. Şimdi ise artık, 38 yıldır hayatımda daha önce hiç sahip olmadığım 6-pack karın kaslarıma dokunmaktan kendimi alamıyorum :-) P90X’e başlamak, yediklerime ve sağlığıma dikkat etmek, sonunda beni...
Hedef 90 Kilo…
Herkese iyi günler… Aslında uzun zaman önce tanıştığım P90X ile 09.12.13 tarihiyle başlıyorum. Ve bu kilolara bir son vermenin zamanının geldiğini geç de olsa anladım. Aslında geçen yıl çok severek aldığım montumun üzerime dar gelmesiyle anlamıştım. Ve uzun zaman sonra aynanın karşına çıktığımda gelecekte hayal ettiğim insan bu değil dedim kendi kendime, yani bu insan ben olamazdım. O an aklımdan onlarca düşünce geçti. Kendime lanet ettim, ne kadar sorumsuz yaşadığımın farkına vardım ve inanır mısınız kendimden utandım. Bunun bir sonu yoktu, yani yeme-içmenin bana kazandırdığı şeyin sadece yağ tabakası olduğunu biliyordum ama o şekilde yemeye de devam ediyordum. Gün geçtikçe onlarca hastalığa davet bu fazlalıklar. Şeker, kolesterol, eklem rahatsızlıkları, bazı kanser çeşitleri, tansiyon, vücuttaki yağ oranı ilerledikçe kalp ve damar yollarında tıkanmalar gibi daha ardarda sıralayabiliriz. Bunlar önümdeki 15-20 yılda hatta belki de 20’li yaşlarımda başıma gelecek felaketler. Bunları düşününce bir an önce başlamamamın nedensiz olduğunu...
P90X & Beslenme
Merhabalar P90X Ailesi, Beslenme hakkında yaptıklarımı yapmadıklarımı, yanlışlarımı doğrularımı paylaşacağım. Öncelikle P90X Beslenme Tablosu, her gün tüketebileceğiniz yararlı besinleri, kesinlikle uzak durmanız gerekenleri ve bunlar arasındaki kategorileri kolay anlaşılır bir şekilde içeriyor. Ve en önemlisi, klasik moda diyetler gibi “şu dakika şunu yemelisin” yerine, seçimi size bırakıyor. Örneğin bezelye sevmeyen biri fasulye tüketebilir. Ya da pirinç pilavından önce bulgur pilavını tercih etmenizi önerir. Aslında Beslenme Tablosu’ndan faydalanarak da, mesela annelerimizin evde yaptığı yemeklerde sadece küçük değişikliklerle, beslenme sorununu çözebilirsiniz. Benim kendi fikrim bir, zeytinyağı kullanımı, iki, tuz oranını azaltmak. Kesinlikle kökten kesin demiyorum, sadece azaltın. Üçüncüsü, şekerli yiyecekleri mutfaktan çıkartın. Şekeri zaten meyveden yeterince alıyoruz; rafine şeker ise kesinlikle elimine edilebilir. Özellikle kahvaltı günün en önemli öğünü. Kahvaltıda düşük seviyede yağ tüketebilirsiniz, yağı tamamıyla kesmek yanlış bir düşüncedir. Ve kahvaltınızı her zaman çeşitlendirin. P90X’in en çok sevdiğim özelliklerinden biri, kısıtlama yok. Yok bir kibrit kutusu,...
Modifiye Etmek…
Hayır, yazıda Doğan görünümlü Şahin’lerden bahsetmeyeceğiz… P90X’in bugün bu kadar başarılı olmasının bir numaralı etmenlerinden birinden bahsedeceğiz. O da “modifiye etmek”. Biliyorsunuz ki P90X zaten Ekstrem bir program. Ama onun da en ekstrem 3 egzersizi hangisi diye sorulsa “Plyometrics” yani Zıplama Antrenmanı kesinlikle ilk 3’e girecektir. P90X programını takip edenler bilir ki, o Plyometrics DVD’sindeki dört kişiden biri olan (Tony ve çetesinden bahsediyorum) Eric, tüm hareketleri protez bir bacakla yapmaktadır! Sanırım meşhur “o yapabiliyorsa, sen de yapabilirsin” söylemine bundan iyi bir örnek de olamaz. Tıpkı bir iki gün önce yayınladığımız “sadece elinden geleni yap, gerisini boşver!” yazısında olduğu gibi, P90X’in özelliği ve güzelliği, her seviyeye göre fazlasıyla modifiye edilebilir olmasındadır. Tabii programı kendi evinizde yapıyor olmanın inanılmaz konforunun da yanında. Yoksa, örneğin obezite sınırlarında birinin, herhangi bir spor salonuna yazılıp, oradaki bazı şişkin egoların, yalan yanlış tavsiyelerin ve gerekli tüm kardiyo çalışmaları ihmal edilirken dört bir...