Bugün 1 Mayıs 2017… Hem de Pazartesi… Aslında bizim her zaman savunduğumuz; egzersize, sağlıklı beslenmeye, hayatınızı düzene sokmaya başlamanın aybaşısı, Pazartesi’si vs. olmaz. Tüm bunlara başlamak için en iyi gün, hemen karar verdiğiniz “o gün”dür! Ama gerçek şu ki, sadece bizim memleketimizde değil, dünyanın çoğu yerinde bir Pazartesi başlama klişesi vardır; genellikle haftanın ilk günü kabul edildiğinden. Hal böyle olunca, yani bugün hem Mayıs ayının ilk günü, hem de Pazartesi’ye denk gelince, egzersizlerine bu özel gün başlayacakların sayısı hayli fazla bildiğimiz kadarıyla. Biz de onları yalnız bırakmak istemedik ve ekstra motivasyon vermek adına, P90X-Türkiye’de bugüne kadar yayınlamış vücut transformasyonlarından, motivasyon atasözlerinden ve yine motive edici görsellerden bir demet sunalım istedik. Eğer siz de bu hayat değiştirici (gerçekten!) serüveninize bugün başlayacaklardansanız, sizi bu motivasyon bombardımanı ile baş başa bırakıyoruz. İlk gününüze dair son bir hatırlatma; belki kolay olmayacak, vücudunuz “bu da nereden çıktı şimdi?!” diyecek, ekranda...
Blog
Ramazan’ın Bitimiyle Bitecek Program (30 Gün)
Herkese Merhaba Abilerim Ablalarım Kardeşlerim Diyeyim, İsmim Berk, yaşım 18.. 27 Mart günü başladığım programımda, ilk 30 günümün sonuna gelmiş bulunmaktayım ve sonuçlarımı sizlerle paylaşmak istedim. Aslında sitenin uzun zamandır takipçisiydim. Ama okuldu, sınavlardı, tatildi derken, bir türlü başlamak nasip olmamıştı. Bu sayfalarda özellikle Teoman Abi’nin ve Erdoğan Abi’nin (tabii unutmayayım başta Aykut Hocamın ama onu ayrı bir lige koyuyorum, benim sonuçlarımdaki katkısı, yardımı çok büyüktür, hakkını helal etsin – ama ona sonra değineceğim) sonuçları beni bu programı alıp başlamaya ikna eden başlıca sebepti. Aslında benim hayatım boyunca pek kilo problemim olmadı. Ama skinny-fat sayılırdım, yani zayıftım ama şişmandım! Resmen yağlı bir göbeğim vardı. Kaslarımı altında elimle hissedebiliyordum ama özellikle oturduğum zamanlarda resmen kat kat göbeğim çıkıyordu yağdan. Ve en sonunda gözümü karartıp başladım programa. Eskişehir’de 4 (bazen 5) arkadaş öğrenci evinde kalıyoruz. Yeme-içme malum, ne bulursak onu yiyoruz :) Şöyle bir anımı anlatayım, programda...
Hayata Gün, Güne Hayat Eklemek!
Hayata günler eklemek mi, yoksa günlere hayat eklemek mi?… Siz hangisi için egzersiz yapıyorsunuz? Konuyu biraz daha açalım… Egzersiz yapmanın, sağlıklı beslenmenin, hayatınıza ekstradan günler, yıllar ekleyeceği aşikar. Yoksa hayatı boyunca fosur fosur sigara içip 100 yaşını gören biri, akşam haberlerine malzeme olabilir, ama zaten bu yüzden “haber”lerdedir. Olağandışı olduğu için. Tıpkı gazetecilere ilk öğretilen kurallardan birinde oluğu gibi; “köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması haberdir!”. Sağlıklı yaşamın hayatınıza ekstradan günler ekleyeceği, sayısal bir değerdir, “nicelik”tir. Oysa olayın belki de daha önemli “nitelik” kısmı da var. O da ömrünüzün kalan günlerine “hayat” katmak, yani yaşamınızı daha kaliteli kılmak. İşte sağlıklı yaşam tarzını benimsemenin belki de en önemli yönü, hayatınızı daha kaliteli ve de keyifli yaşanabilir kılacak olmasıdır. Meşhur “kamu spotu”nu görmüşsünüzdür televizyonda… Oğlanlar, kızlar, parkta, piknikte önden koşar, arkalarına dönüp nefes nefese kalmış babalarına “hadi baba!” derler… İşte şimdi ya da ileride, sevdiklerinizi “hadi...
Nefret Edeceksiniz… Ama Aşık da Olacaksınız!
İşte P90X’in özeti! Aslında bu tarihi söz (I hate it, but I love it!), programda toplam 29 ya da 30 kez karşınıza çıkacak olan 16 dakikalık çılgın Karın Parçalayıcı (Ab Ripper X) DVD’si için söylenmiştir. Ama sanırım bu sözü P90X Programı’nın tümüne atfetmek de yanlış olmaz. Programa yeni başlayanlar mutlaka bu “aşk – nefret” ikilemini yaşayacaklardır… Yıllarca masa başı işe, hareketsizliğe, yürüyen merdivenlere, asansörlere, pizza-kola’lara, abur-cuburlara alışmış vücut, ilk günlerde neye uğradığını şaşırıp, “sen bana ne yapıyorsun, bu da nereden çıktı” der ve nefret edebilir. Ama aynı anda büyük de bir aşk doğmaktadır. Çünkü… Belki sabahları her zamankinden erken de kalkılsa, iş yerine ya da okula varıldığında çevredeki herkes hala afyonu patlamamış mahmur gözlerle bakınırken sizde yaşanan enerji patlaması, beraberinde çok daha hızlanan bir metabolizma, yıllardır içine giremediğiniz favori pantolonunuzun içine girebilmek, çevrenizden fit göründüğünüze dair iltifatlar almaya başlamak, artan özgüveninizle paralel olarak artan sosyal çevreniz,...
4 Maddede Sakatlıktan Korunma Rehberi
Bahar ve yaz ayları artık neredeyse kapıda, motivasyonlar yüksek, P90X iyi gidiyor, herşey yolunda… İşte bu güzel tabloyu bozabilecek en talihsiz durum, istenmeden ortaya çıkabilecek bir sakatlık ve çok sevdiğiniz programınızdan uzak kalma. Öncelikle hemen belirtelim, P90X Programı hemen her şeyin düşünüldüğü, olabildiğince profesyonelce dizayn edilmiş ve normal koşullarda kendinizi sakatlamanızın oldukça zor olduğu bir program. Ama tabii ki herhangi bir sakatlığa kendi elinizle davetiye çıkarmamanız için bazı konulara dikkat etmeniz gerekiyor. İşte sizi başarılı P90X maceranızdan alıkoyabilecek sinsi bir sakatlığı yaşanmadan önlemek için dikkat edebileceğiniz maddeler: 1) Isınma Hareketlerini Atlamayın! “Bunu zaten yapan var mıdır?” demeyin çünkü maalesef var. P90X Programı dizayn edilirken “aman egzersizler 55 dakika olmasın da ısınmaları çıkaralım, 45 dakika olsun, kulağa daha hoş gelir” denilebilirdi, ama tabii ki öyle yapılmadı (ki böyle programlar da var!). Onun yerine, asıl antrenmanda çalıştıracağınız kasları önceden hazırlayacak ısınma hareketleri düşünülerek, egzersizlerinizin başına eklendi. Mutlaka...
Bu Pazartesi Başlayacaklara Beslenme Önerileri…
Bugün hem Nisan ayının başı, hem de Pazartesi! Sitedeki sayaç gösteriyor ki, “Bugün programa başlayacaklar, tam olarak 1 Temmuz’da hayatlarının en iyi fiziğine kavuşacak!” Yani forma girmek için ne kadar da ideal bir zamanlama… Hal böyle olunca, bugün(lerde) programa yeni (ya da yeniden) başlayacaklar da rekor seviyede! Bu sebeple P90X-Türkiye olarak biz de, programda işinize yarayacak beslenme ipuçlarıyla gelmek istedik. Programı uygularken, tükettiğiniz kalorilere dikkat etmek elbette ki önemlidir. Ama gıdım gıdım kalori hesabı yapmaya dayalı beslenme şekilleri veya şok diyetler, tam tersi aklınızı sürekli yemekle meşgul eder. Üstelik ince kalori hesapları yapıp da uyamamak, gereksiz yere suçluluk hissetmenize de neden olabilir. Onun yerine, genel olarak sağlıklı gıdalar tüketmek daha kolay olmaz mı? Ürünleri satın alırken üzerinde bulunan gıda etiketlerini okumayı alışkanlık edinin. Bu sayede, yiyeceklerin kalori ve besin değerleriyle ilgili genel algınız gelişirken, sağlığa zararlı ve kilo almaya neden olan bazı maddelerden de uzak durabilirsiniz...
Hatırladınız mı? Geri Döndüm… 30 Gün Sonuçları
Merhabalar. Ben Ramadan. P90X-Türkiye’nin “ilk göz ağrı”larındanım :) 22 Eylül 2013’te setimi aldım ve geldiği günden başlayıp hiçbir gün hiçbir şeyi aksatmadan başarıyla bitirip mezuniyetin tadını (1,5 sene kadar) çıkardım :) O zamanlar yaptıklarımla ilgili her şey detaylıca eski yazılarımda mevcut (“30 Gün“… “45 Gün“… “90 Gün” Blog’ları) Eski zamanla ilgili söyleyeceklerimi çok fazla uzatmak istemiyorum. Geçmiş geçmişte kaldı, kalmamalıydı ama kaldı. Üniversiteye başladım. Çok fazla şey değişti, çok fazla şey yaşadım. Sonucunda da eski halime hatta daha kötüsüne döndüm. Söylemek istediğim çok fazla şey var. Bir çok konuda bir çok şey ama elimden geldiğince en yararlı bulduklarımı seçip onları yazacağım. Lise zamanımda her şeyimi annem hazırlıyordu. Çamaşırlarımdan yemeğime, okulda yiyeceklerimden temizliğe. Böylece P90X yapmak bana oldukça kolay gelmişti. (Üşenme olayları açısından söyledim.) Ama üniversitede öyle mi? :) Her şey benim üstüme kaldı, bütün evin sorumluluğu ve bu zamanlarda yaşadığım sıkıntılarımdan dolayı sağlıksız yiyeceklere alıştım, eski...
Alkol ve Etkisi…
Hemen baştan hatırlatmakta fayda var, bu yazıda alkol tüketiminin dindeki yerine değinmeyeceğiz ve bizim asıl konu alanımız olan “alkol ve vücut”, özellikle de vücuttaki yağlanma üzerindeki etkisi üzerinde duracağız. Bu girizgah da yanlış anlaşılmasın, bana Aykut Hoca deniyorsa, bu “nefesi kuvvetli bir hoca” olduğumdan değil, fitness konusundaki hocalığımdan gelir :-) Alkolün dindeki yeri konusunda kendimi kesinlikle otorite görmemekteyim, ama yazının altındaki “yorumlar” kısmı tabii ki o konuda da her türlü paylaşıma açık olacaktır. Eskiden bayramlarda evlerde likör ikram edildiğini hatırlarım, o adet hala kaldı mı bilmiyorum… Bu yazıyı okuyan siz, ister hergün alkol alan, ister hafta arası ağzına sürmeyen ama haftasonunu iple çeken, ister de uzun süre aklına bile gelmeyen ama kırk yılda bir de dibine vuran biri olun; alkolün vücudunuza fitness bakış açısıyla etkileri yönünden ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Peki alkol bizi neden, özellikle de göbek çevresinde yağlandırıyor? Halbuki içeriğine baktığınızda hiç de yağ içermemesine...
Bugün Hiç Canım İstemiyor Diyenlere…
Daha önceki bloglarımda da yazdığım gibi (Kürkçü Dükkanı ve Tilki – Ve 30 Gün Sonuçları), benim için P90X 90 günlük bir program değil. Ben P-ömürboyu-X yapmayı seçtim. 90 gün yaptıktan sonra en iyi vücuda ulaşmak, sonra spordan uzaklaşıp abur cubura dadanmak değil planım. Bundan 10-20 yıl sonra nasıl görüneceğimi(zi)n ve nasıl hissedeceğimi(zi)n yatırımlarını bugünden yapmaya başlamam(ız) gerekiyor. 50 yaşına gelince hastane köşelerinde sürünen, sürekli “her yanım ağrıyor” diye sızlanan, tansiyon hapını alıp tüm gün televizyon karşısında kanepede yayılan teyze ve amcalara da dönüşebiliriz; en fazla 30’larında gösteren, her fırsatta kendini dışarı atacak kadar dinç teyze ve amcalara da. Neye dönüşeceğimizi, yediklerimiz ve yaptıklarımız belirliyor. Seçimlerimiz, geleceğimizi şekillendiriyor. P90X’i “bir arkadaşınızdan” edindiyseniz eğer, bir süre yaptıktan sonra devam edemezsiniz genelde. Çünkü P90X’in ev fitness programları arasında çığır açan kısmı, hareket çeşitliliği ve kas şaşırtması sistemi kadar, beslenme planı ve takip çizelgeleridir (diğer adıyla Egzersiz Kayıt Formları)....
Benim Mezuniyet (Henüz Anaokul :)
Merhabalar, Bugün, sadece 6 günlük bir gecikme ile programın 1. aşamasını bitirmiş bulunuyorum. Bu 96 günde neler yaşadım, neler tecrübe ettim paylaşmak isterim. Spora aşık biri olarak, bu programın da tam bana göre olmasıyla birlikte her gün yeni bir heyecanla bastım “play” tuşuna… Başlangıçta sık sık tartılıp Hybrid Programı’nın bende mucize yaratmasını bekliyordum, ama bir mucize olmuyordu… Neden mi? Beslenmem hala kötüydü ve ben de sadece kiloya odaklanmıştım. 1-2 hafta beslenmeyi de az da olsa kontrol altına almayı başardım ve iyi sonuçlar almaya başlamıştım ki başka bir şehirde yaşayan anne ve babamın bize gelmesiyle ipin ucu kaçtı yine. Bir arada tüm kardeşler de toplanınca her gün yedik içtik derken ben başa dönmüş oldum! Hatta belki daha da kötü olmuş olabilir, tartılmadığım için bilmiyorum ama aynada fark ediyordum… Tek olumlu olan şey programı aksatmadan yapabilmem oldu… Ama yeterli olmadı çünkü Aykut Hocamın dediği gibi “egzersiz 1 adım ileriyse,...
Markette “Barkod”suz ve “Kenar”dan Alışveriş!
Bize en sık gelen sorulardan biri de, “market alışverişimi nasıl yapmalıyım?” sorusudur. P90X-Türkiye sitesi, “gidin marketten şu kadar gram karides, şu kadar papaya, aman şu kadar safran… vs alın” diyecek bir site değil! Daha açık bir deyişle, size balık veren değil, balık tutmayı öğreten site! Yani, şimdi size “şunu şunu alın” demek yerine, çok daha kolay anlaşılabilecek şekilde, genel olarak market alışverişinizi nasıl yapabileceğinizi anlatacağız. Market alışverişlerinizde sağlıklı seçimler yapıp yapmadığınızın bir göstergesi de, sepetinizde kendinden barkodu olmayan ürünlerinizin çokluğu ile anlaşılır. Genellikle tüm sebze ve meyveler, bazı tahıllar, kuruyemişler ve endüstriyel işlemden geçmemiş et, tavuk ve balıklar bu kategoriye girerler. Öte yandan, endüstriyel işlemden geçmiş, muhtemelen içinde bin çeşit katkı maddesi barındıran her ürün ise istisnasız barkodludur. O zaman bir dahaki market alışverişinizde, birazcık kasiyerleri ve reyon sorumlularını “yormayı” hedefleyin. Eğer meyve-sebzelerin kasada tartıldığı (bazı Migros ve Carrefour’larda olduğu gibi) marketlerden birindeyseniz, kasiyer aldığınız...
Keçi Sütü – İnek Sütüne Karşı
Bizlere hep küçüklüğümüzden beri empoze edilen “süt iç, süt iç” telkinleri, son yıllarda yerini bazı soru işaretlerine bırakmış durumda! Tabii burada son dönemde sorgulanan sütün “inek sütü” olduğunun altını çizelim. Yoksa bildiğiniz gibi “anne sütü” yeni dünyaya gelen bir bebek için en kilit yapı taşıdır, bunda soru işareti yok. Zaten tartışma tam olarak da burada başlıyor. Dünyada insan dışında hiçbir canlının sütten kesildikten sonra süt alımına devam etmemesinden! Hayvanlarda yavru, insanlarda da bebek sütten kesildikten sonra, sütün doğal yoldan sindirimini sağlayan enzimler yok olur. Bu şekilde insanda “Laktaz” enziminin azalması da, (yetişkin) insanların aslında daha fazla süte ihtiyacının olmadığının bir kanıtı olarak gösteriliyor. İşte genel olarak sütün yararının mı yoksa zararının mı birbirine üstün olduğu tartışıladursun, günümüzde inek sütünün tartışılmayan en yaygın yan etkisi genellikle “sindirim” üzerinedir. İnek sütü, insanın sindirimi açısından dünyanın en ideal besini sayılmaz. Çoğu insanda “gaz problemi” yarattığı doğrudur ve bunu en iyi...
Korkak, Tembel, Galip…
Bu sitenin kurulduğu 2012 yılından beri, sizlerden günde 100’lerce, bazen 1000’lerce mail gelmekte… Herkesin amacı, hedefi, belki korkuları, endişeleri, soruları, özetle “hikayeleri” farklı farklı… Tabii ki kimseyi sınıflandırmak haddimize değil, ama “motive etmek” haddimize. Bu bugün bu yazıyı da bunun için yazıyoruz. İşte bütün bu “hikayeleri” gördükten ve süzgeçten geçirdikten sonra, insanların hayatlarında dönüm noktasını oluşturduğunu düşündüğümüz bu egzersiz programına karşı yaklaşım, belki de 3 ana kategoride toplanır. Korkaklar, Tembeller, Galipler… Korkaklar; şüphesiz bu sınıfın en kötüleridir! Korkaklar, asla başlayamaz. Korkaklar, o “konfor zonu”nun dışına çıkamaz. Aslında çıkmak ister, o sayede bu siteye bir şekilde yolu düşmüştür, ama korkar işte, o adımı atamaz. İnanır mısınız, bize şu cümlelerle gelenler az da değil; “ben bu programı belki 1-2 senedir araştırıyorum”. Yorum yok… Tembeller; ortanca sınıftır. Tembeller ise asla bitiremez. Tabii, başlamak da bir şey ama unutmayın, bizim burada amacımız sizi sadece “başlatmak” değil, asıl “bitirtmek”. Onlar...
Kim 50’lerinde Böyle Olmak İstemez?
Bir önceki yazımızda bir “Ömür Takvimi” paylaşmıştık… Hayatınızın her haftasını 1 kutucuk sayarsak, tüm ömrünüzün (hem de oldukça optimistik 90 yıllık bir ömrünüzün) ufak bir sayfaya sığdığını görmüştük. Bardağın boş tarafından bakanlar için biraz karamsar bir tablo çizmişti. Şimdi tabloyu pozitife çevirme zamanı! “Yaş” dediğiniz faktör, kimileri için sadece kağıt üzerinde bir rakam. Tamam “ben, hissettiğim yaştayım!” kadar klişe de değil ama, yaş 50’ye merdiven dayadı ya da geçti diye, “salmak” zorunda da değilsiniz! Hemen yandaki karede, Daniel Craig’i (son James Bond) 48 yaşında görüyorsunuz. Nice 50’ler var, nice 18’liklerden daha sağlıklı… İşte ömür takviminin yarısından fazlasını tüketmiş olanlar için dahi, “geç kalmışlık” söz konusu değil. Bunun mümkün olduğunu size göstermek için fazla uzaklara gitmedik. P90X ve Insanity Programları’nın yaratıcısı Beachbody’nin 50 yaş üstü kategorisindeki bazı sonuçları, tarihleriyle birlikte sizinle paylaşmak istedik. Belki, yolu henüz buralara çok yakın olmayanlar için şimdiden fazla anlam ifade etmeyebilir. Ama 50’lerinde...
Yeni Yıl Kararları… (Protez Bacak!)
Evet, etkileyici olması için yazının fotoğrafında bir protez bacak var! Oraya birazdan geleceğiz… Ama önce… Yılbaşı da geldi geçti. İnsan davranışlarını yakından inceleyen uzmanlar, “Yeni Yıl Kararları”nda kritik gün olarak 14 rakamının altını çiziyor. Her ne olursa olsun, yeni yıl kararlarında 1, 2, 3… değil de 14. günü başarıyla ve kararlılıkla görenler, sonunu da getiriyormuş. Bizim ana konumuz ise, şüphesiz bir yeni yıl kararı klasiği olan spora başlamak ve sağlıklı beslenmek! Yine çoook büyük bir kitle bu kararla ile 1 Ocak’a girdi. Bize gelen binlerce email ve Whatsapp mesajlarında, bugünlerde o kritik 14 günü başarıyla geçen çoğunluğu görmek, bizi en az bunu paylaşanlar kadar mutlu ediyor. Ama bu yazının konusu onlar değil, çünkü onları zaten harika bir gelecek beklediğini söyleyebiliriz. Biliyorsunuz; “önce vücudunu değiştir, hayatın değişsin!” Bu yazının konusu, bir şekilde treni kaçıranlar. Farklı farklı, muhtemelen de aslında “eften püften” sebeplerle, kararlı oldukları hedeflerinden bir...