Kategori Arşivleri: Beslenme

Ben Bu Kedi Mamasını Neden Yiyorum?!

Bu başlık ile hatırlatmak istediğimiz; P90X ile “diyet yapmak” zorunda değilsiniz, en azından “diyetin” Türkçe’de kullanıldığı alamda… “Diyet” kelimesi İngilizce’de doğru şekilde, “beslenme tarzı” anlamında kullanılır. Yani aslında her gün pizza-cola yapan birinin de diyeti vardır, ama kötü bir diyet, yani kötü bir beslenme şekli. Bizde ise diyet genellikle daha çok, vücudu aç bırakmak (ya da günde 3 öğün kedi maması tarzı şeyler yemek) anlamında yanlış kullanılır. P90X gibi, DVD başına ortalama 600 ila 900 kalori (hatta içinde bulunduğumuz yaz aylarında bu rakamın 1150’lere kadar çıktığını biliyoruz) yaktıran bir programda, klasik anlamda, “şu dakika şunu yemelisin” tarzı, vücudunuzu aç bırakan bir diyet yapmanıza gerek yok. Sadece daha sağlıklı beslenmeniz yeterli. P90X Beslenme Tablosu bunun için var. Hiç bir dayatma olmaksızın, oradaki 1 ve 2 no’lu kategorilerde yer alan besinler ağırlıklı, kendi öğünlerinizi damak tadınıza göre daha özgürce ve “stressiz” bir şekilde düzenlediğinizde, sonuçlarınızın daha çabuk...

Devamını Oku

Daha İyi Bir Kahvaltılık Mısır Gevreği Alternatifi

Bir önceki yazımızda (Kahvaltılık Mısır Gevreği Sorusu) pek de sağlıklı olmayan bir alternatifi açıklamıştık. Peki doğru kahvaltılık gevrek ya da müsli seçiminin nasıl yapılacağı yönünde çok fazla email aldık. İşte bugün çok daha sağlıklı ve tüketilebilir bir ürünü paylaşıyoruz. İncelediğimiz (ve tattığımız) ürün, Doğa’nın Prebiyotik Müsli’si… Hemen besin öğeleri tablosuna baktığımızda, değerlerin daha önceki örnekte olduğu gibi 40 gr. için değil de çok daha realistik 100 gr. için yazıldığını görüyoruz. Tüketiciyi aldatmaya çalışmama kulvarında, bu bir artı puan. (Yine bu konu ile ilgili “Siz Hiç Sadece Yarısı Yenmiş Snickers Gördünüz mü?” yazısını da okumanızı tavsiye ederiz). Tabloda değerlerin gönül rahatlığıyla 100 gr. için verilmesinin sebebi, aslında rakamların oldukça iyi olması. 100 gramındaki kalorisi 260 (bir önceki incelemedekinin yarısı), toplam yağ oranı ise 3,65 gr. (yine bir önceki incelemedekinin tam 26 gr. olduğu hatırlayabilirsiniz). Bunun yanı sıra en büyük avantajlarından biri, lif oranının çok çok yüksek...

Devamını Oku

Kahvaltılık Mısır Gevreği Sorusu…

Pek çok kişi kahvaltılık mısır gevrekleri hakkında soru sordu… Faydalılar mı, değiller mi? İyi bir kahvaltı alternatifi mi, yoksa zararlı işlenmiş ürünler mi? İşte çok fazla kişi bu soruları sorduğu için, tek bir yazı ile değil, araştırmacı bir yazı dizisi ile, marka da belirterek bu konuya değineceğiz. İlk durak, son dönemde reklamları çok yapılan bir ürün… Özellikle negatif yorumlu ürünlerde yazıda marka belirtmiyoruz ama reklamlarında Pascal Nouma’nın oynadığı ürün diyebiliriz. Tamam seni çok severiz Pascal Nouma ama buraya kadarmış!.. Sanırım ürünün aşağıda fotoğrafı bulunan besin öğeleri tablosuna biraz bakmak yeterli. 100 gramında 26 gram yağdan bahsediyoruz ki, bunun 6,6’sı da doymuş yağ. Yani zaten sature olmuş yağ, başka bir deyişle, direkt göbeğinizde birikecek olan yağ! Bunun yanında yine 100 gramındaki 21 gram şekerden söz etmeyeyim bile, o da piyasada bulunabilecek muadillerinin 2-3 katı. Ve tabii dostumuzun kalori konusunda da eksiği yok; 504 kalori (gitti caaanım...

Devamını Oku

Yanlışı… Doğrusu…

Biliyorsununuz… Vücudunuzu transforme ederken, egzersizler madalyonun bir yüzü ise, beslenme de (en az onun kadar, muhtemelen de daha önemli) madalyonun diğer yüzü. İşte bu yazıda, özellikle beslenmeye dair belki de doğru bildiğiniz yanlışları açıklıyoruz. Yanlışı: Meyveden uzak durun! Tamamen şeker deposu! Doğrusu: Sağolsun bu görüş Canan Karatay Hoca’dan sonra oldukça popülerleşti. Çoğu meyvenin şeker ve karbonhidrat yönünden zengin olduğu doğru. Ama aynı zamanda vitamin ve mineral yönünden de zenginler. Ve daha da önemlisi fiber, yani lif kaynağı olmaları, ki bu özelliği meyvelerdeki şekerin emilimini oldukça yavaşlatarak, onu bir “cheesecake”ten farklı kılmaktadır! Açıkçası biz bu güne kadar, çok muz ya da ananas yediği için şişman olan birine rastlamadık. Yani, tatlı krizlerinizi bir meyve ile bastırmak, hala en iyi çözümlerden biri. Yanlışı: Her zaman “yağsız / fat-free” ürünleri tercih edin! Doğrusu: İşlenmiş ürünler daha az yağlı, daha az tuzlu ya da popüler deyimiyle “diyet” yapılmak adına, olması...

Devamını Oku

Atıştırmalıklar Üzerine Kısa Kısa…

Nedense bir soru maillerde o kadar sık geldi ki, artık konuyu buraya taşımaktan başka çaremiz kalmadı :-) Hemen konuya girelim. Arkadaşlar… Probis denilen bisküvi (pisküvit de denilebilir :-) bir sporcu protein yiyeceği değildir. Besin değerleri tablosunda protein’in yanında ne yazıyor olursa olsun, egzersizler için protein kaynağı olarak bu tip bir abur-cubur’a sarılmak faydadan çok tabii ki zarar getirecektir. Besin değerleri tablosunda Cola Zero da aslında çok masumdur… ama onun yerine daha eski dostunuz “Su”yu öneririz, evet bildiğiniz su… Kalorisi gerçekten “sıfır” olan tek besin! O zaman yeri gelmişken söyleyelim; Red Bull da bir sporcu içeceği değildir. Powerade deseniz belki… ama Milli Takım sponsoru olsa bile fosforlu mavi renkteki izotonik içeceğin doğallığı ve sporcu-dostluğu da tartışılır! Bu yazıyı yazmamızdaki sebep kesinlikle herhangi bir markayı kötülemek değil ancak tam anlamıyla “kaş yapayım derken göz çıkarmanızı” önlemek… P90X gibi çok çok iyi dizayn edilmiş bir programda zaten yağ...

Devamını Oku

Mısırın İyi, Kötü, Çirkin Hali!

Mısır… Kendisi ufacıktır ama hakkında genellikle büyük tartışmalar, farklı görüşler çıkar… Bu sefer P90X-Türkiye olarak kendi fikrimizi söyleyeceğiz ve mısırın iyi, kötü, çirkin hallerini masaya yatıracağız. İyi: Beslenmeye dair diğer yazılarımızdan biliyorsunuz, genellikle pakete girmiş ürünlerden uzak durmak gerektiğini söyleriz. Ama marketlerde bulabileceğiniz, yuvarlak diskler şeklinde paketlenmiş mısır patlakları, size tokluk hissi vererek açlığınızı köreltecek en masum market atıştırmalıkları arasındadır. Evet, biraz tatsız-tuzsuzlardır ve çevrenizdekiler “bunun yerine strafor yerim daha iyi” diye sizinle dalga geçebilir ama dediğimiz gibi, sıvı tüketimiyle birlikte midenizde yer kaplayarak, daha zararlı (ve kalorili) alternatiflere koşmanızı engelleyeceklerdir. Kötü: GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı) konserve mısırlar… Bu ürünler her ne kadar masum gözükseler ve salatalara çok yakışsalar da, mümkünse organik olanını ya da kutunun üzerinde açıkça “GDO İçermez!” yazısını arayın. Daha da iyisi, eğer siz de salatasında mısırı çok sevenlerden iseniz, özellikle mevsiminde pazardan mısırı koçanıyla alarak haşlayın ve tanelerini öyle ayıklayın. Üşenmeyin!...

Devamını Oku

Benim P90X’im… Devam

Yazımın öncesi bir gün önce yayınlanmıştı (Benim P90X’im…). Şu ana gelirsem; sabah 6-7 gibi kalkıyorum, koşuma çıkıyorum. Yiyeceklerin ruhuna dokuna dokuna, özene bezene kahvaltımı yapıyorum. Biraz beslenmemden bahsetmem gerekirse… Kahvaltım: 2 Dilim tam tahıllı ekmek, 2 Yumurta (haşlanmış veya suda pişirilmiş, çok nadir yağda), beyaz peynir, domates, salatalık, yeşil biber, helva. Ara Öğün: Badem veya yaban mersinli form bisküvi. Öğlen: Yulaf veya yoğurt. Akşam: Pirinç ya da bulgur pilavı ve sebze yemeği, bir dilim ekmek. Ara Öğün: Muz veya kivi. Genel olarak bu seyirde besleniyorum, öğrenci olduğumu da ekleyeyim, arada yemekhaneden de yiyorum. Her gün türk kahvesi içiyorum şekersiz, bu bağımlılık yaptı içmemem mi gerekir bilmiyorum. Siyah çay içmiyorum, sabah kahvaltıda yeşil çay ya da limonlu su tüketiyorum. Suyumu içmeyi ihmal etmiyorum. İlk iki hafta günde beş yumurta beyazı yiyordum, sen bayansın bunu yemene gerek yok şişersin dediler, bıraktım :) Dondurmayı ilk hafta neredeyse her gün yedim sonra yememem gerektiğini öğrendim, şimdi...

Devamını Oku

Erik Severler Buraya!

Evet erik zamanının da gelmesiyle beraber pazar tezgahlarında oldukça cezbedici duruyorlar. Meyve severlerin arasında eriğin kesinlikle ayrı bir yeri vardır. Yaza giriş yaparken beni heyecanlandıran en önemli şey diyebilirim. Ayrıca bildiğim kadarıyla kalorisi düşük meyveler arasında (1 kase dolusu bol tuzlu olanı hariç :) en üst sıralarda. İçerdiği C ve A vitamini, potasyum ve lif açısından iyi bir besin olduğunu öğrendim, ayrıca metabolizmayı düzeltici etkisi varmış. Açıkçası ben dilediğim şekilde tüketmeyi istiyorum   (abartmadan tabii ki de, her şeyin fazlası zarar sonuçta). Merak ettiğim noktalar ise eriği gönül rahatlığıyla tüketebilir miyim ve ayrıca günlük egzersiz rutinime ne şekilde aktarabilirim? Antrenman öncesinde veya sonrasında? Okuduğunuz için teşekkürler, konu hakkında fikirlerinizi merak ediyorum arkadaşlar. (Özellikle sizin Aykut hocam :=)...

Devamını Oku

Obezitede ABD Zirvede, Türkiye Şimdilik…

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) ekonomik, çevresel ve sosyal istatistikleri içeren raporuna göre, yüksek kilo ve obezitede dünyadaki bir numaralı sağlık sorunu olarak yerini almış durumda. Obezitenin hipertansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, kalp hastalıkları, astım, kas-iskelet hastalıkları ve bazı kanser türlerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda hastalığın başlıca nedeni olduğu artık biliniyor. Aşırı kalori tüketimi, az fiziksel aktivite ve de genetik yatkınlık, obeziteye yol açan faktörlerden en önemlileri. Rapora göre, 15 yaş ve üstü nüfusta obezitenin en çok görüldüğü ülke % 33,8 ile Amerika. Amerika’da obez kadın oranı yüzde 35,5’i bulurken, bu oran erkeklerde yüzde 32,2 düzeyinde. Amerika’yı % 30 ile, giderek daha fazla etkisinde kalan komşusu Meksika izliyor. Türkiye’de ise obezite oranı % 15,2 ile OECD’nin % 16,9 olan ortalamasının “şimdilik” hemen altında. Türkiye’de kadın obezite oranı % 18,5 iken, erkeklerdeki obezite oranı ise % 12,3. Obezite oranının en düşük olduğu ülke ise % 3,9...

Devamını Oku

Fast Food Bağımlıları Anlatıyor…

Fast food dosyasında kaldığımız yerden devam ediyoruz… Tüm araştırmalar gösteriyor ki, abur cubur ve fast food “yemeği sonlandırma” duygusunu azaltıyor. Yani insanın yedikçe yiyesi geliyor. 2000 kalorilik bir BigMac Menüsünün ardından bir iki saat içerisinde tekrar acıktığınızı hissetmenizin sebebi de bu. Belki daha da önemli bir kavram ise “Duygusal Yeme” konusu, ki aslında en tehlikelisi de bu. Temelinde genellikle mutsuzluk, yalnızlık, öfke, endişe gibi olumsuz duygularla baş etme amacıyla yiyeceğe yönelme, abur cubur ile o duygunun yarattığı olumsuz etkiden kurtulma isteği var. Gece gece buzdolabını açıp, ne var diye bakanlardansanız, sebebi çok büyük olasılıkla açlık değil, “duygusal yeme” alışkanlığıdır. Ve Bağımlılar Anlatıyor… Özge S. (23) Hırsımı abur cuburdan alıyordum. Çikolata ve cipse çok düşkündüm. Midem aldığı kadar yerdim. Envai çeşit abur cuburumu kucağıma döker seçip seçip yerdim. Onlara ulaşamayacağımı hissedince kötü olurdum. Çok kilo alınca uzmana başvurdum. Burak A. (24) Haftada en az 3 gün...

Devamını Oku

Fast-Food Bağımlılığı Tesadüf mü?

Çarpıcı bir araştırma, abur cubur bağımlılığının nedenlerini ortaya koydu. Üç denekten biri abur cubur, ikincisi ağırlıklı olarak sağlıklı yiyecekler ve daha az abur cubur, üçüncü ise sadece sağlıklı yiyecekle beslendi. Sonuç fast food bağımlılığı açısından oldukça ilginç. Devam edelim… Üzerinde dumanı tüten, kokusuyla olduğu kadar, görüntüsüyle de davetkâr bir hamburgere, dönerli bir sandviçe, yanında buz gibi bir kolaya hangimiz genelde “hayır” demek zordur. Üstelik günümüz dünyasında bu kadar kolay ulaşılabilirken. Kısacası hanımlar, beyler biliyoruz; bütün dünya ağır bir tahrik altındayız. Canımız acılı bir şeyler istediğinde bir telefon kadar yakınımızda dürüm içine sarılı çiğ- köftelerimizi getirmeye hazır bir ordu bizi beklemekte. Marketlere gelirsek abur cubura neredeyse raf yetişmiyor. Ucuz, renkli ve lezzetliler… Arzulamak için neden çok. Ama onları “tesadüfen” sevmiyoruz. Basit şekerden yana zengin, yüksek yağlı ve tuzlu bu gıdaların bir grubuna “fast food” ve bir grubuna da “junk food” deniyor. Bizim ise “patojen gıdalar” (yani hastalık...

Devamını Oku

Bir mucize: Kazein

Merhaba, ilk yazımda (Umut Etmek Yetmez, İnanmak Gerek) spor geçmişimden bahsetmiştim. Bu sporları yapmam bir çok bilgi edinmemi sağladı ve bunları P90X-TR ailesi ile paylaşmak benim için mutluluk verici. Yazımın başlıkla alakalı hale gelmesini sağlamak için hemen çalışmaya başlıyorum ilk olarak… Kazein nedir? Kazein diğerlerine oranla (örneğin Whey) daha yavaş sindirilen bir proteindir. Ne işe yarar? Vücudun kas gelişimine en müsait olduğu zamandaki 7-8 saatlik protein ihtiyacını karşılar. Gece yatmadan alınırsa vücudu katabolik etkilerden korur. Hangi ürünlerde bulunur? Kazein “süt proteini” olarak da bilinir. Yani süt ürünlerinin hepsinde kazein bulunur fakat benim en çok tavsiye ettiğim inek sütüdür. İnek sütünün içerdiği proteinin %80’i kazeindir. Sütlerin toplamda %3.4 ile %4 arasında protein içerdiğini düşünürsek bu çok iyi bir orandır. Daha fazla duymaya alışık olduğumuz Whey Protein’inin yanı sıra Kazein Protein’ini de bilmeniz açısından faydalı olacağını düşündüm....

Devamını Oku

Recovery İçeceğinde Çikolatalı Süt Tartışması!

P90X videolarında özellikle “ağır” ağırlık antrenmanlarından veya zorlayıcı Yoga ya da Plyometrics – Zıplama Antrenmanı’ndan sonra, vücudun ihtiyacı olan protein ve karbonhidratları karşılamak adına bir “Recovery İçeceği” türevi tüketilmesi tavsiye edilir. Bu, bir zorunluluk olmamakla birlikte, yerli-yabancı çoğu kaynakta, bildiğiniz çikolatalı (ya da Nesquick’li) sütün çok iyi bir Recovery İçeceği alternatifi olduğu karşınıza çıkabilir. İşte tam da burası tartışmaya açık… Çünkü evet, yapılan “bir araştırmaya” göre, çikolatalı sütün gerçekten vücudun toparlanma sürecini hızlandırmak adına en doğru oranda protein ve karbonhidrat dengesi içerdiği saptanmıştır. Ancak bu araştırmanın, bizzat ABD Ulusal Süt Ürünleri Konseyi ve Sıvı Süt İşlemci Tanıtım Komisyonu tarafından yapılmış (ve finanse edilmiş) olduğunu tespit etmemiz, birazcık kaşlarımızı kaldırıp düşünmemize neden oluyor… Çikolatalı (Nesquick’li) Sütün gerçekten ideale yakın bir karbonhidrat-protein oranına sahip olduğu doğru ama peki içeriğindeki inanılmaz yüksek şeker oranı, ve yine beraberindeki suni hormon ve antibiyotiklere ne olacak?! Bizim önerimiz, eğer sıklıkla tüketmeyi...

Devamını Oku

Düşük Kalorili Günlük Beslenme Örneği

Belki de P90X Programı’nın egzersiz ayağının oldukça ekstrem ama yeterince de açıklayıcı olmasından dolayı, bize gelen soruların büyük bir bölümü de “beslenme”ye yöneliktir. Bizler ise genellikle P90X’te klasik anlamda “şu dakika şunu yemelisin” tarzı, vücudu aç bırakan diyetlerin uygulanmasına gerek olmadığını söyleriz. Ama yine de kendinize öğün ayarlamakta zorlandığınızda, günlük düşük kalorili örnek bir menü faydalı olabilir. İşte size, toplam kalorisi neredeyse tek bir öğünde tüketilen bir burger menüsüne (büyük boy patates kızartması ve içeceği ile birlikte) eşit olan, sağlıklı ve düşük kalorili bir günlük beslenme örneği. Afiyet olsun… Kahvaltı Öncesi:  – Ilık ya da sıcak suya 1/2 limon suyu Kahvaltı: – 2 dilim tam buğday ekmeği – 2 dilim hindi füme – 30 gr. Mozerella peyniri – 2 adet domates – 1 tatlı kaşığı zeytinyağı – Çay (şekersiz) Ara Öğün: – 3 adet kuru kayısı – 1 adet kuru incir Öğle Yemeği: – Biftekli...

Devamını Oku

Paketleyin!

Bir gün önceki “Lifsiz Olmaz” yazısından sonra şimdi sırada oldukça faydalı başka bir beslenme ipucu var, o da “paketlemek”. Genel bir kural olarak hatırlamalısınız ki, dibi görünmeyen kocaman bir paketten asla ve asla bir şey yememelisiniz. Bu, sizi tam anlamıyla bilinçsizce bir şekilde yemeye sürükler ve bazen, bir oturuşta tüm günlük kalori ihtiyacınızın tamamını tüketmiş olarak bulabilirsiniz kendinizi. (250 gramlık bir paket cipsin kalorisi ortalama 1,039 kaloriye eşittir ve bu neredeyse bütün günlük kalori ihtiyacının yarısıdır.) “Paketlemek” ya da “daha küçük paketlere bölmek” kavramı, porsiyon kontrolü hatta abur cubur tüketme alışkanlığı göz önüne alındığında, oldukça faydalı olacaktır. Yapacağınız uygulama basitçe şu şekilde: Her neyi fazla tükettiğinizi düşünüyorsanız ve bir bakıma o yiyeceğe zaafınız varsa, büyük paketten kendi porsiyonunuzu alın ve atıştırma boyu minik paketlere bölün. Bu şekilde gereğinden fazla tüketiminizi ve kalorilerinizi kontrol altına almış olacaksınız. Not: Buna çok üşeniyorsanız (ki üşenmemeniz lazım), piyasada artık...

Devamını Oku