P90X’e başlamamla tamamen altüst ettiğim beslenme düzenimde, belki de en radikal değişiklik süt ve süt ürünlerini kesmem oldu. Artık süt içmiyor, peynir ve yoğurt (evet, yoğurt da!) yemiyorum. Ne zaman arkadaşlar arasında “süt zararlı – süt içmeyin” tartışmasını açsam, tepkiler genelde çok sert oluyor. Bir kere anneler hemen ayaklanıyor (çocuklarına maşşallah bol bol süt içirdiklerinden…), yoğurt fanatikleri isyan ediyor… İkna olacak gibi olanlar ise, “peki süt içmeyeceksek, kalsiyumu nereden alacağız?” diye soruyor… Haklılar, bugüne kadar o kadar yanıltılmışız ki… Ben de aslında, “bilinç-öncesi” tabir ettiğim dönemime kadar, fazlasıyla süt içen biriydim, üstelik de sütün tadını sevmesem bile. Genelde sütle ilgili şikayetlerin temeli, sütün sebep olduğu gaz, şişkinlik ve hazımsızlıktır. Hatta bazı beslenme uzmanları, bunun için laktozsuz sütü tavsiye eder. Ben ise kendimde bunu deneme-yanılma yöntemi ile netleştirdim; sütü kestim, şişkinlikten-ödemden kurtuldum! Şimdi geleyim, bilinçlenme ya da “bilinç-sonrası” dönemime… Sütün %58’i karbonhidrat, %6’sı yağ ve bir...
Kategori Arşivleri: Yaşam
100 Yaşı Sağlıklı Aşanların Sırrı Ne?
100 yaşı sağlıklı ve aktif bir şekilde aşanların sırrı ne olabilir? Özellikle ilgimi çeken, “dünyanın en fit 100 küsürü” kabul edilen Mike Fremont‘u araştırırken vardığım sonucu sizlerle paylaşmak istedim. 100 yaşını deviren birini düşündüğünüzde, egzersizden beslenmeye, hayatta hemen her şeyi noktası virgülüne doğru yaptığını sanarız; öyle mi? Aslında değil! Mesela, 106’yı gören Elizabeth Sullivan her gün 3 kutu kola içmesi ile ünlü… 112’lik Richard Overton da günde ortalama 12 sigara içmesi ile… 122’lik Jeanne Calment de yine hep elinde sigarasıyla… 112’lik Bob Weighton hayatının hiç bir döneminde fit olmamış, bu yaşa “obez” olarak gelmiş… Öyleyse bu işin sırrı: Tabii ki “şanslı genetik”! Ama gitmeyin, olay tam olarak burada ilginçleşiyor. 100’ü devirenler de sonunda, benim “Mahşerin 4 Atlısı” dediğim, ölüm istatistiklerinde ilk 4’te yer alan hastalıklardan azade değiller. – Kardiyovasküler Hastalıklar (Kalp krizi, felç, inme gibi) – Kanser – Nörodejeneratif Hastalıklar (Alzheimer, Parkinson gibi) – Diyabet...
Maksimum Yağ Yakımı İçin: Intermittent Fasting
Daha önce “Intermittent Fasting” terimini hiç duymadığınızı söylemeyin! Aslında belki insanlık tarihi ile yaşıt ama son yıllarda yeniden o kadar popüler oldu ki, bir yerlerde mutlaka karşınıza çıktığını tahmin ediyoruz. Ama yine de bilmeyenler için açıklayarak başlayalım… Intermitten Fasting, Türkçe’ye genellikle “Aralıklı Oruç” olarak çevrilen bir yeme-içme protokolüdür. Yani aslında bir “diyet” değil. Çünkü popüler tüm diyetlerin aksine, “NE” yemeniz gerektiğinden çok, “NE ZAMAN” yemeniz gerektiği öğretisi üzerine kurulu. Çok farklı türevleri olsa da, günümüzde yağ yakımı yönünden en yaygın kullanımı, 16:8 Yöntemi‘dir. Bu, vücudun beslenme penceresinin 8 saat, aç kalma süresinin ise 16 saat olduğu durumu ifade eder. Örneğin, sabah ilk öğününüzü 10’da yiyorsanız, son öğününüz 18:00’da olacaktır. Veya genellikle akşamları (yemek etkinliği çevresinde) sosyalleşmek durumunda olan biriyseniz, ilk öğününüzü öğlen saat 12:00’de, son öğününüzü ise akşam 20:00’de yapabileceğiniz gibi… Basitçe tarifi yaptıktan sonra gelelim, bu işin “neden”ine… Vücudumuz, özellikle günümüz besinlerinin çok büyük bir bölümünde...
Mentörlerim Serisi… Robin Sharma
Çok uzun zamandır bir “Mentörlerim…” serisi yapmayı planlıyordum. Onlar belki benim varlığımdan (henüz :) haberdar olmasalar bile, bir şekilde hayatıma dokunmuş, pozitif yön vermiş, kendilerinden bir şeyler “kapmış” olmaktan hayli mutlu olduğum “Mentör”lerim… Kimler yok ki aralarında; Jim Rohn, Tony Robbins, Les Brown, Simon Sinek, Eric Thomas, Robert Kiyosaki, Tai Lopez ve burada henüz sayamadıklarım… Ama benim için önemli bu seriye, belki de en “somut”, elle tutulur, gözle görülür şekilde hayatıma etkisi olan Robin Sharma ile başlamak istedim. Robin Sharma’yı belki meşhur “Ferrari’sini Satan Bilge” kitabından tanıyor olabilirsiniz… Ama benim için en önemli eseri kuşkusuz “The 5 a.m Club” yani “5’te Uyananlar Kulübü” oldu. Dünyada 70’ten fazla dile çevrilmiş, ama nedense Türkçe’si olmayan, o zaman kesin bu işte bir iş var deyip okuduğum ve okumakla kalmayıp her gün sabah 5’te uyanma konseptini hayatıma uyguladığım eseri… Bu arada 1 ya da 2 gün “denediğim” değil, bugün...
Size İyi Bayramlar… Ama Midenize Değil :-)
Öncelikle tüm P90X-Türkiye Ailesinin Ramazan Bayramı’nı kutlarız. Tekrar hepinize sağlıklı, huzurlu, güzel bir bayram diliyoruz. Bu sayfalarda nice değişim hikayelerine tanık olduk, birbirimize destek olduk, beraber motive olduk… Nice sağlıklı ve mutlu bayramlar geçirmek hepimizin ortak dileği. Mutlu ve sağlıklı bayram geçirmenin yolu ise yine sağlıklı beslenmekten geçiyor. Her zaman olduğu gibi bayramlarda da yapabileceğimiz en iyi ölçüde sağlıklı beslenmeye devam etmek işin sırrı. Bu bayramda Covid-19 Pandemisi sonrasında misafirliğe git-geller eskisi kadar çok olmayabilir ama yine de bu bayramda sağlıklı beslenmek için dikkat edebileceğiniz 9 madde: 1. Sağlıklı beslenme konusunda öncü olun; sağlıklı bayram sofralarında küçük kaçakları hafif atlatmak daha kolay. Eğer siz ev sahibi iseniz, misafirlerinizin ve kendi sağlığınız için sağlıklı ve hafif yemekler ve tatlılar hazırlayın. Kızarmış yağlı yiyeceklere, ağır hamur tatlılarına sofranızda yer vermeyin. 2-3 çeşit sebze yemeği, tam tahıl ekmeği, yoğurt – yoğurtlu sebzeli salatalar, bol çiğ sebzeler, bol ve...
Üşengeçlik ve Erteleme Üzerine… (Ömür Takvimi)
Bugün sizlerle paylaşacağımız tek karelik görselimiz, belki en ihtişamlı, en albenili, ne “janjan”lı olanı değil… ama sanırım en etkileyicisi, en “vurucu”su! Aşağıda göreceğiniz tablonun adı “Ömür Takvimi”. Bu tabloda, 90 yaşına kadar yaşayacak birinin tüm hayatını görüyorsunuz. Her bir kare, 1 haftayı göstermekte. Soldan sağa 52, yukarıdan aşağı 90. Yani yukarıdan aşağı her satır, bir yılınız. Sorun şu ki, aslında önümüzde o kadar da fazla “kare” yok! Bu gerçek, bu şekilde gözümüze sokulunca, daha bir korkutucu oluyor. Yoksa bilirsiniz, 5 yaşındaki bir çocuk için 20’ler çok “büyük”tür, hatta yaşlı. 20’lerinde biri ise 40’larında olanı, bir ayağı çukurda, işe yaramaz görür neredeyse. Oysa 40’larında olan kendini daha çok “genç” addeder. 60’larında olan ise son bir optimizm ile “ikinci bahar” yakıştırmaları yapar kendine… Bu neredeyse öldüğünüz güne kadar böyle gider, skalanın neresinde olursanız olun, bu duyguların aşağı yukarı benzerlerini yaşarsınız ve yaşayacaksınız; kaçarı yok. Dedik ya, aşağıdaki tabloya şöyle...
Sağlık, Varlık, Aşk, Mutluluk…
Türkiye’nin 1 numaralı Ev Fitness sitesi P90X-Türkiye’de bugün fitness ya da sağlıktan bahsetmeyeceğiz; ya da en azından sadece fitness ya da sağlıktan… Bugün, çıtayı biraz daha yükselteceğiz. Bugün, hayattaki 4 temel kulvar ve unsurdan bahsedeceğiz… Tabii ki bu kulvarlar, kendi içinde alt-kulvarlara ayrılıp çeşitlendirilebilir. Ama belki de en temelde bunlar; Sağlık, Varlık, Aşk ve Mutluluk olarak adlandırılabilir. Aslında hep duyduğunuz sözlerdir; “para ile saadet olmaz”, “her şey para değildir”… Yanlış da değil, doğru. Hayatta asıl hedef, bu unsurların birini, ikisini, hatta üçünü değil, hepsini yakalamaktır. Yoksa sadece bir-ikisini yakalayıp, diğerlerini ıskaladığınızda, bir anlamda hayatı da ıskalamış olursunuz. İsterseniz örneklerle açıklayalım… Steve Jobs… Bugün belki her iki kişiden birinin cebindeki iPhone’un mucidi, dahi adam! Varlık? Evet, dibine kadar. Belki de varlığa dayalı mutluluk? Muhtemelen. Aşk hayatı da boş geçmemiştir elbet… Peki ya sağlık? 5 Ekim 2011’de, 56 yaşında Pankreas Kanseri’nden beklenmedik şekilde aramızdan ayrıldığında… toprak oldu....
22 Aralık Günü Başlamak İçin 3 Neden!
Tüm başlamayı düşünenler, daha önce yarım bırakmış olanlar ve ha başladım ha başlayacağım diyenler yaklaşsın… Aslında her bir gün, egzersize ve sağlıklı beslenmeye başlamak için iyi bir gündür ama, sanki 22 Aralık biraz daha özel! İşte size astrolojik sebeplerden, psikolojik sebeplere, hayatınıza 22 Aralık’ta yeni bir başlangıç yapmanız için nedenler… 1) 21 Aralık Gündönümü: 21 Aralık gecesi, Kış Gündönümü olarak bilinir. Kış Gündönümü’nde güneş ışıkları Oğlak Dönencesi’ne dik gelir, güneşin dünyaya en uzak olduğu andır. Kuzey yarımküredekiler (biz Türkiye’dekiler) için, bu tarihten sonra günler uzamaya başlar. Yani 22 Aralık sabahı doğan güneş ile, her gün bir öncekinden daha uzun, firesiz devam ettiğinizde, siz de güneş gibi, her gün bir öncekinden daha güçlü, tam da 21 Mart Ekinoksu’nda, yani gün ve gecenin eşit olduğu bir günde, ilerisi daha da parlak bir şekilde yeni fiziğinizle yeni hayatınıza merhaba diyebilirsiniz. 2) Tabii ki Çarşamba’ya denk gelmesi: Biraz şaşırdınız değil...
Uyan… Uyan… Uyan… Uyan… Uyan…
İçinde bulunduğumuz mevsim geçişlerinden midir nedir, bugünlerde sabahları uyanmayı daha bir güç bulmanız muhtemel… Bazen sıcak, bazen soğuk dengesiz hava, kısalmaya başlayan günler… Oysa ki dünyadaki 1 numaralı egzersiz yapmama bahanesi kabul edilen “vaktim yok!”un panzehiri, normalde kalktığınız saatten sadece 1 saat daha erken kalkmakta. Bunun için daha önce de bir erken kalkma videosu paylaşmıştık motivasyonel (Bakınız: Uyan ve Ayaklan! – * Yazıdaki videodaki tok sesli abimizin heybetinden almadan, Türkçe altyazı eklemek için CC tuşuna basmanız yeterli). Cumartesi – Pazar demeden, herkesten erken kalktığınız günlerin nasıl verimli geçtiğini hatırlayın. Hem uykunun niceliği (kaç saat olduğu) değil, niteliğidir (kalitesi) asıl önemli olan. Yatmadan önce odanızı havalandırın, mümkün olduğunca havalandırılmış temiz yastık-yorgan kullanın, yatak odanıza kesinlikle TV, tablet, cep telefonu taşımayın, yattığını yeri zifiri karanlık tutmaya çalışın… Ne yaparsanız yapın, uykunuzu kaliteli kılın. Önce bunu yapın, ki uykunuzu alasınız, ve erken kalkacak dinamizmi kendinizde bulunuz. Çünkü erken kalkan,...
Ramazan’da Beslenme…
Toplumsal hayatımızda önemli bir yer teşkil eden Ramazan ayının, P90X’e ara vermek ya da hiç başlamamak için bir neden olmaması gerektiğine, daha önceki “Ramazan Ayında Egzersiz” yazısında, özellikle egzersizler ve zamanlaması üzerinde durarak değinmiştik. Şimdi ise, en az onun kadar önemli “beslenme” konusuna değineceğiz. Ramazan ayında yapılan en önemli beslenme değişiklikleri arasında, günlük beslenme şekli ve öğün sayısının değiştirilip, genellikle yaygın olan üç ana öğün ve ara öğünlerden oluşan günlük beslenme düzeninin hemen hemen iki öğüne indirilmesi ve özellikle hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin artması yer almaktadır. Oysa oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının aslında değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması ve yaptığınız fiziksel aktivitelerden de en iyi verimin alınması açısından yine yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu...
Ramazan Ayında Egzersiz!
Ve işte bir süredir sorulan ve beklenen konu başlığı… Herkesin bildiği gibi P90X-3, Insanity ya da ikisinin karışımı olan Hybrid programları bir sprint koşusu değil, daha çok bir maraton! Ve 13 Nisan 2021 günü başlayacak olan Ramazan ayı, bu yıl yine pek çok kişinin egzersiz takvimine denk düşecek. Ama elbette oruç tutanlar için Ramazan süresince programınıza ara vermeniz gerekmiyor. Aksine, dikkat edeceğiniz birkaç küçük püf noktasıyla, hem iftar sonrası ani yükselen kan şekerinin negatif etkilerini azaltabilir, hem de yavaşlayan metabolizmanızın yine gün boyunca hızlı kalmasını sağlayabilirsiniz. Uzmanlar, Ramazan döneminde metabolizmanın yavaşlama eğiliminde olduğunu göz önünde bulundurarak, mevcut günlük aktivitenizi azaltmamanız üzerinde birleşiyorlar. Ancak tabii ki P90X-3, Insanity ya da Hybrid gibi “ekstrem” sayılabilecek egzersiz programlarında bazı özel noktalara dikkat etmek, hem sağlığınız hem de sonuçlarınız açısından önemli olacaktır. İşte Ramazan ayı boyunca özellikle dikkat edebileceğiniz püf noktaları: – Egzersizinizi (hafif bir) iftardan ortalama 1,5 – 2...
1 Kilo Yağ mı, 1 Kilo Kas mı?
Yayına girdiği tarihten bugüne, P90X-Türkiye’nin sosyal alemde en çok paylaşılan görselini içeren blogu, yeni bir güncelleme ile sizlere tekrar hatırlatmak istedik… Eskiden ilkokul sınıflarına gelen müfettişlerin sorduğu aldatmacılı sorulardandı… “Söyle bakıyım evladım; bir kilo pamuk mu ağırdır, bir kilo demir mi?” Dedik ya şaşırtmalı diye, cevabı eşit! Peki; 1 kilo yağ mı, 1 kilo kas mı? İşte bütün mesele bu! Hemen yan tarafınızdaki etkileyici fotoğrafta, ikisi de eşit ağırlıklarda ama farklı hacimlerde kas ve yağ kütlesi görüyorsunuz. İnanması güç ama ikisinin de ağırlıkları aynı, yaklaşık 2.25 kg (5 lbs). Bu iki, birbirinden çok farklı hissettiren kütleyi, bedeninizde ağırlıkla taşıyabilirsiniz. Peki siz vücudunuzda hangisini taşımak isterdiniz? Metabolizmanızı hızlandırıp, gün boyu kalori yakmanızı sağlayacak, sizi dayanıklı, güçlü ve enerjik kılacak kasları mı; yoksa metabolizmanızı düşürüp, vücudunuzu deforme edecek, sizi hantallaştırıp, hiç bir giydiğiniz kıyafetin bile yakışmamasına neden olacak yağları mı? Sanırım bunun cevabını vermek zor değil. Ama burada asıl...
Yeni Yıl Kararlarında Şimdiden Havlu mu Attınız?
Spor salonları genellikle 1 Ocak günü ve haftası dolup taşarlar… Yılın ilk haftası bittiğinde bu rakam %50 oranında düşer (istatistiksel gerçek), ilk ayın sonunda ise bu düşüş %80’lere ulaşır! Peki neden, her yıl başı alınan bu “yeni yıl kararları” bu kadar kırılgan ve daha yolun başında havlu atmaya bu kadar müsait; hiç düşündünüz mü? Bunun bir numaralı sebebini bir örnek ile açıklayalım… Yeni yıl kararları genellikle aşağıdaki şekildedir ve alabildiğine cüretkardır (sanki 31 Aralık ya da 1 Ocak, diyelim sıradan bir 6 Ocak gününden daha özelmiş gibi!) – Sigara içmeyi bırakacağım. – Alkolü de keseceğim. – Her gün 1 saat spor yapacağım. – Sosyal medyayı bırakacağım, TV izlemeyeceğim. – Zararlı yiyecekleri tamamen bırakıp, sağlıklı besleneceğim. – Gitar çalmayı öğreneceğim. … Liste, uzaaar gider… İşte yeni yıl kararlarından çabuk havlu atma da tam bu aşamada başlar zaten. 1 Ocak’a, aslında yılın diğer 364 gününden ayrılan bir özelliği...
Motive Olmanızı Sağlayacak 5 Yöntem!
Egzersiz ve sağlıklı beslenme ile ilgili, sağda solda, her yerde farklı birşey duyarsınız, farklı yüzde (%) ahkamları… “Bu işin %50’si spor ise, %50’si de beslenmedir” vs. gibi… Biz de hep deriz ki, aslında bu işin %100’ü önce MOTİVASYON’dur… Çünkü o olmadan, diğerleri olmaz! O oldu mu, diğerleri bir şekilde peşinden geliverir. Peki nasıl sağlayacağız bu motivasyonu? Zaten en başta, o varken sorun yok; peki yersiz yere binbir sebeple o aniden gidiverdiğinde, onu nasıl geri çağıracağız? İşte bu yazıda, o çok önemli motivasyonu, gerektiği anda nasıl en hızlı şekilde çağırabileceğinizin 10 yolunu size sunacağız. Tabii ki bu 10 yolun hepsi de size hitap etmeyebilir. Ama aralarından seçip gerektiğinde kolayca uygulayabileceğiniz belki 1-2 tanesi bile, pişman olacağınızı bile bile havlu atmak ile, başarıyla devam etmek arasındaki farkı belirleyici unsur olacaktır. İşte hızlı motivasyon çağırma yöntemleri: 1) Youtube… İşte elinizin altında mükemmel bir motivasyon kanalı. Sizi motive edebilecek...
Yoga-X’e Zor Diyenler Utansın!
Yine biraz sansasyonel bir başlık oldu ama… Bu yazı için, “Nakfire” kullanıcı adlı Kerem’den gelen aşağıdaki yorum, bizim için ilham kaynağı oldu. “Bu sabah ilk yogamı yapmış bulunmaktayım. Böyle bir program yok! Gerçekten mükemmel. Tüm kaslarımın uzadığını hissettim ve inanılmaz ter attım. Tabii ki hepsini nizami yapamadım ama Tony Reisin dediği gibi “do your best”… Tam gaz devam, Yoga candır ;)” İşte bu yazıda, Yoga-X’i adeta “parkta bir yürüyüşe” çevirecek, Yoga dünyasının en zor hareketlerinden örnekler sunacağız; hem de Türkçe ve orijinal adları ile. Tekrar hatırlatalım, bu hareketlerin hiçbiri P90X’te mevcut değildir ve “gaza gelip” denemeye kalkmanız da tavsiye edilmez! :-) Ne demişler… Allah sevindireceği kulunun önce eşeğini kaybettirir, sonra buldururmuş… Olmadı mı?! O zaman, kötüyü görmeyen iyinin kıymetini bilemez… O da mı olmadı?! Neyse, demek istediğimiz aşağıdaki örnekleri gördükten sonra, Yoga-X’ten şikayet etmeye artık yer yok! Yoga Uyku Pozu – “Yoganidrasana” Kainatı Yok Edici...