Kategori Arşivleri: Yaşam

Kendinize Yapabilecekleriniz… Farklı bir açı!

Bu sitede daha önce pek çok “Önce & Sonra” fotoğrafları yayınladık. Format gereği, genellikle “Önce” fotoğrafı solda, “Sonra” fotoğrafı ise onun sağında olur. Ama yanda gördüğünüz fotoğrafta bir terslik yok. Açıklayalım. Bir Fitness Antrenörü, 6 ayda sıfır fiziksel aktivite ve elinden geldiğince zararlı yiyecekler tüketerek vücudunu (ve sağlığını) ne hale getirebileceğini göstermek istedi. Bu adam deli mi diyebilirsiniz! En azından ben de ilk gördüğümde ve Amazon.com’dan şu anda okumakta olduğum Fit2Fat2Fit kitabını ($25,99 ama her kuruşuna değer) almadan önce aynı şeyi söylemiştim. Ama şimdi bunun oldukça cesur, doğru ya da yanlış beslenmenin ve sportif aktivitenin vücudumuz üzerindeki etkisini çok açık bir şekilde gözler önüne seren, adeta bilimsel deney niteliğinde bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Bu arada, “tamam iyi ama, bu uğurda güzelim vücudunu mahvetmiş, bir daha toparlayamaz” diyecek olanlara da bir sürprizimiz var; onu da yarınki yazıya, serinin devamına saklayalım. İsterseniz sözü daha fazla uzatmadan bu...

Devamını Oku

Hayata Gün, Güne Hayat Eklemek!

Hayata günler eklemek mi, yoksa günlere hayat eklemek mi?… Siz hangisi için egzersiz yapıyorsunuz? Konuyu biraz daha açalım… Egzersiz yapmanın, sağlıklı beslenmenin, hayatınıza ekstradan günler, yıllar ekleyeceği aşikar. Yoksa hayatı boyunca fosur fosur sigara içip 100 yaşını gören biri, akşam haberlerine malzeme olabilir, ama zaten bu yüzden “haber”lerdedir. Olağandışı olduğu için. Tıpkı gazetecilere ilk öğretilen kurallardan birinde oluğu gibi; “köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması haberdir!”. Sağlıklı yaşamın hayatınıza ekstradan günler ekleyeceği, sayısal bir değerdir, “nicelik”tir. Oysa olayın belki de daha önemli “nitelik” kısmı da var. O da ömrünüzün kalan günlerine “hayat” katmak, yani yaşamınızı daha kaliteli kılmak. İşte sağlıklı yaşam tarzını benimsemenin belki de en önemli yönü, hayatınızı daha kaliteli ve de keyifli yaşanabilir kılacak olmasıdır. Meşhur “kamu spotu”nu görmüşsünüzdür televizyonda… Oğlanlar, kızlar, parkta, piknikte önden koşar, arkalarına dönüp nefes nefese kalmış babalarına “hadi baba!” derler… İşte şimdi ya da ileride, sevdiklerinizi “hadi...

Devamını Oku

Alkol ve Etkisi…

Hemen baştan hatırlatmakta fayda var, bu yazıda alkol tüketiminin dindeki yerine değinmeyeceğiz ve bizim asıl konu alanımız olan “alkol ve vücut”, özellikle de vücuttaki yağlanma üzerindeki etkisi üzerinde duracağız. Bu girizgah da yanlış anlaşılmasın, bana Aykut Hoca deniyorsa, bu “nefesi kuvvetli bir hoca” olduğumdan değil, fitness konusundaki hocalığımdan gelir :-) Alkolün dindeki yeri konusunda kendimi kesinlikle otorite görmemekteyim, ama yazının altındaki “yorumlar” kısmı tabii ki o konuda da her türlü paylaşıma açık olacaktır. Eskiden bayramlarda evlerde likör ikram edildiğini hatırlarım, o adet hala kaldı mı bilmiyorum… Bu yazıyı okuyan siz, ister hergün alkol alan, ister hafta arası ağzına sürmeyen ama haftasonunu iple çeken, ister de uzun süre aklına bile gelmeyen ama kırk yılda bir de dibine vuran biri olun; alkolün vücudunuza fitness bakış açısıyla etkileri yönünden ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Peki alkol bizi neden, özellikle de göbek çevresinde yağlandırıyor? Halbuki içeriğine baktığınızda hiç de yağ içermemesine...

Devamını Oku

Yeni Yıl Kararları… (Protez Bacak!)

Evet, etkileyici olması için yazının fotoğrafında bir protez bacak var! Oraya birazdan geleceğiz… Ama önce… Yılbaşı da geldi geçti. İnsan davranışlarını yakından inceleyen uzmanlar, “Yeni Yıl Kararları”nda kritik gün olarak 14 rakamının altını çiziyor. Her ne olursa olsun, yeni yıl kararlarında 1, 2, 3… değil de 14. günü başarıyla ve kararlılıkla görenler, sonunu da getiriyormuş. Bizim ana konumuz ise, şüphesiz bir yeni yıl kararı klasiği olan spora başlamak ve sağlıklı beslenmek! Yine çoook büyük bir kitle bu kararla ile 1 Ocak’a girdi. Bize gelen binlerce email ve Whatsapp mesajlarında, bugünlerde o kritik 14 günü başarıyla geçen çoğunluğu görmek, bizi en az bunu paylaşanlar kadar mutlu ediyor. Ama bu yazının konusu onlar değil, çünkü onları zaten harika bir gelecek beklediğini söyleyebiliriz. Biliyorsunuz; “önce vücudunu değiştir, hayatın değişsin!” Bu yazının konusu, bir şekilde treni kaçıranlar. Farklı farklı, muhtemelen de aslında “eften püften” sebeplerle, kararlı oldukları hedeflerinden bir...

Devamını Oku

“Mükemmel Vücut” Denince Google’da İlk Çıkan!

Hemen soldaki görselde yer alan arkadaşın fotoğrafına bir yerden aşina olabilirsiniz. Çok ünlü biri sayılmaz ama Google Amca’ya İngilizce olarak “mükemmel erkek fiziği” (perfect male body) yazdığınızda karşınıza ilk çıkan görsel… Google’da “mükemmel vücut” yazıldığında birinci sırada (ya da en azından ilk üçte) çıkmak büyük bir onur. Biz, fazla tanınmayan bu arkadaşı biraz araştırdık… Nick Auger. 1982 Florida, ABD doğumlu… Eski bir Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi… Buraları hızlı geçelim… Nick, 2003 yılı Model Universe (Dünyanın en prestijli modellik yarışması – Bodybuilding’deki Mr. Olympia ile kıyaslayabilirsiniz) yarışmasının birincisi, hem de mükemmele yakın bir skor ile. Buraya kadar da çok ilginç değil… Ama neredeyse kimse tarafından bilinmeden, daha öncesinde hiç favori gösterilmeden, bir anda ortaya çıkıp (sonra da bir anda ortadan kaybolup – oraya birazdan geleceğiz…) ünvanı alan Nick, birinciliği kazandığı günkü konuşmasında, sadece 2 yıl öncesinde neredeyse “sıfır” noktasında olduğunu söyler… Yani bu yazıyı okuyan ortalama siz-biz...

Devamını Oku

14 Şubat Sevgililer Gününüz Şimdiden Kutlu Olsun!

14 Şubat Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun!.. Ne alaka değil mi?! Bugün aslında henüz 17 Kasım. Ama bu günün “Sevgililer Günü” ile alakası şu ki, bugün başlayacağınız fitness programınızda, tam da 90 gün sonra, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde mezun olup, büyük ihtimalle hayatınızın en iyi fiziğine kavuşmuş oluyorsunuz. Böyle özel günlere inanırsınız-inanmazsınız… Aslında çoğu görüşe göre, yılda bir kere daha karşılıklı hediye alınsın, ticaret canlansın diye icat edilmiştir (doğruluk payı var)! Sanki doğum günleri, anneler-babalar günü, evlilik yıldönümleri, yılbaşı vesaire vesaire… yetmiyormuş gibi! Ama önemli olan o değil. Önemli olan şu ki, ekstrem bir fitness programına başlamada ve sonunu getirmede, bulabileceğiniz her motivasyon kırıntısına ve ateşleyici güce ihtiyacınız olacak. Onun için, başlangıcınızı, hatta daha iyisi bitireceğiniz günü, bu tip özel günlere denk getirmek her zaman artı bir unsur olacaktır; mahsuru yok :-) Şu an zaten hali hazırda bir sevgiliniz, bir eşiniz olsun olmasın. Her koşulda, daha...

Devamını Oku

Bağışıklı Sistemini Nasıl Güçlendirebiliriz?

Bağışıklık Sistemi… Tıbbi adıyla İmmün Sistemi… Hatta AİDS hastalığının içindeki o I harfi de oradan gelir; “Immune” kelimesinden. (AIDS = Acquired Immune Deficiency Syndrome, yani Türkçe karşılığıyla; Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu).  İşte “Bağışıklık Sistemi” dediğimiz şeyin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için, AIDS’ten gidelim… Biliyorsunuz, henüz günümüzde tedavisi bulunmayan, çağımızın vebası kabul edilen AIDS hastalığında, kimse aslında “AIDS”ten ölmüyor! Bağışıklık sisteminiz çöküyor ve normalde basit sayılabilecek bir soğuk algınlığı/grip sizi öldürmeye yetebiliyor. İşte tam da mevsim geçişlerinin yaşandığı, hava sıcaklıklarının artık bir anda düştüğü, toplu taşım araçlarında herkesin hapşurup – öksürdüğü, “tam hastalık havası” denilen bu günlerde, çok önemli olan bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz, onları paylaşacağız sizlerle. 1) Tek Tip Besin Diyetlerinden Uzak Durun Bu siteyi takip edenler bilir ki, biz “diyet” değil, “sağlıklı beslenme” terimini tercih ederiz. Siz de diyet yapmak uğruna tek tip beslenmeyi değil dengeli ve sağlıklı beslenmeyi tercih edin. Vücudu aç bırakır...

Devamını Oku

İlk Haftanızda Yaşayabileceğiniz Kas Ağrıları Üzerine…

Rocky filmindeki yaşlı koç, antrenman sırasında Rocky’e hep “Acı Yok!” diye bağırırdı ama işin gerçeği uzun süredir düzenli egzersiz yapmamış biriyseniz “Acı Var!”… P90X gibi ekstrem bir programla tanışmış olanlar neden bahsettiğimizi çok iyi bilirler :-) Halk arasında “hamlık ağrısı” ya da “et kesiği” gibi tabiler kullanılsa da, literatürdeki bilimsel adı DOMS‘tur; Delayed Onset Muscle Soreness yani Geç Gelen Kas Yorgunluğu. Bu kas yorgunluğu, alışık olunmadık bir egzersizden 8-24 saat sonra başlar ve 24-72 saat içerisinde tavan yapar! Egzersiz dünyasında daha önceleri, yoğun egzersiz sonrası oluşan bu kas ağrılarına Laktik Asit’in yol açtığı düşünülürdü. Bu durum, egzersiz sırasında kasın yeteri kadar oksijen alamaması ve bu sebeple oluşan laktik asidin geçici süreyle kasta hapsolup, ağrıya sebebiyet vermesi durumudur. Oysa ki laktik asit, egzersiz sırasında (sonrasında değil) oluşan yanma hissinin nedenidir, etkisi 1 saati geçmeyecektir ve spor sonrası kas ağrısı (DOMS) ile bir ilgisi yoktur. Eğer siz...

Devamını Oku

Kış Saati Uygulaması Kalktı! Sporcuya Etkisi?

8 Eylül 2016 Perşembe günü itibariyle, daha önce uygulanan kış saati uygulamasının kalkmasını ve bütün yıl boyunca yaz saati uygulamasının devam etmesini öngören karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Peki bu tam olarak ne demek? Öncelikle, yanlış bilinebilecek bir kaç noktayı netleştirelim. – Aslında kalkan “kış saati uygulaması” değil. Daha doğrusu “kış saati uygulaması” diye birşey de yok; “yaz saati uygulaması” var ve değişen, bu yaz saati uygulamasının bütün yıl boyunca kullanılacak olması. Yine konun bizimle (sporcularla) ilişkili olan kısmına geçmeden önce, nedir bu Yaz Saati Uygulaması (YSU) onu da çok kısaca anlatalım. Asıl amacı, gün ışığından daha fazla faydalanmak ve ülke genelinde enerji tasarrufu sağlamak amacı ile yılın belli döneminde (ki bizde bu Mart’ın son Pazar günü ile Ekim’in son Pazar günü arası idi), saatlerin +1 saat ileri alınması ile gerçekleşen uygulamaydı. İşte şimdi bu Ekim’den itibaren saatler tekrar -1 saat geriye alınmayacak ve Yaz Saati Uygulaması...

Devamını Oku

Hiçbir Şey Yapamıyorsanız, Bunu Yapın! – Gece Yemeyin!

Ekstrem bir ev fitness programına hemen başlamaya belki de cesaret edemeyenler (ki aslında ne kadar erken başlarsanız, o kadar iyi!) ama bir yerlerden ufak ufak başlamak isteyenler için, “Hiçbir Şey Yapamıyorsanız Bunu Yapın!” yazı dizimiz devam ediyor… Serinin önceki yazılarını kaçıranlar için:         Şimdi sıradaki “hiçbir şey yapamıyorsanız, bari bunu yapın” öğüdümüz… Gece yatmadan önce yemeyin! Hatta daha spesifik olarak, gece yatağa girmeden yaklaşık 3 saat önce yemeyi – içmeyi (su hariç) komple kesin. Peki neden? Açıklayalım… “Yattığı yerden kilo vermek” hatta daha doğrusu “yattığı yerden yağ yakmak” terimini duymuşsunuzdur. Kulağa hoş geliyor değil mi? Ama gerçek! Bunun için önce, BMR dediğimiz Bazal Metabolizma Hızı denen kavramı açıklayalım. BMR, vücudumuzun rutin bir dinlenme sürecindeyken sarfettiği enerjiyi ifade eder. Bu oran, bir gün boyunca yakılan kalori değeriyle hesaplanır. Bilirsiniz, diyelim komadaki bir hastanın bile tırnakları uzar, saçları uzar, vücudu hiç hareket etmiyor gibi görünse...

Devamını Oku

O mu? Bu mu? Hangisini Tercih Edersiniz?

Denk geldiyseniz, uzunca bir süredir internette dolaşan bir karedir… Hemen söyleyelim “Photoshop” değil, metroda çekilmiş gerçek bir kare. Gerçi Photoshop’lu abartılmış halini de bulup, karşılaştırma için yazının sonuna ekledik. Peki bu fotoğraf karesi sizce; fazla gelişmiş vücutçuların günlük hayatta karşılaşabilecekleri sorunları mı anlatıyor, yoksa tam tersine biraz da “bıyık altından gülünen” bir övüncü mü? Sorunun cevabını biz verelim; bizce kesinlikle “B” şıkkı! Tahmin ediyoruz ki tercih hakkı sunulsa, 100 erkekten 99’u (her zaman bir %1 bırakılır :) biraz da sadistik bir duyguyla, söz konusu karenin içinde, soldaki iri kıyım abi olmayı, yanındaki “yahu nereden düştüm bu koltuğa, abicim şu steroid’lerini birazcık yana alsan” bakışlı Asyalı amcaya tercih edecektir. Peki, konuya biraz daha sosyo-psikolojik açıdan yaklaşırsak… Neye dayanır erkeklerdeki bu, çevresindekiler arasında “alpha-male” yani “baskın-erkek” olma arzusu?! Muhtemelen, insanoğlunun en temel güdülerinden olan “güvenlik” duygusuna. Erkek, hem kendini, hem çevresinde sevdiklerini koruma güdüsü adına, “güçlü” olmak...

Devamını Oku

Aluminyum Folyolar Zehir Kaynağı mı?

Mutfağımızdaki aluminyum folyolar… Pratiklikleri sebebiyle, sanırım hemen hepimizin kullanmışlığı vardır. Kendimden örnek vereyim. Sabah greyfurt ve portakal suyunu sıkarken, bulaşık makinesine girip çıkmaktan kalayının helak olduğunu düşündüğüm narenciye sıkacağına kendimce bulduğum çözümle, meyvelerin suyunun sıkıldığı hazneyi aluminyum folyo ile kaplamaktaydım… Tıpkı daha önceleri, yıpranmış tost makinesinin yüzeyini daha sağlıklı kılma adına, yinen onunla kapladığım gibi. Hatta yine bugün soğuması için ikiye keserek buzdolabına kaldırdığım karpuz da bu aluminyum folyodan nasibini almıştı… İşte hal böyle iken, tam da konu ile ilgili Dr. Ümit Aktaş’ın aşağıdaki görüşlerini, yorumsuz paylaşıyoruz… “Kliniğime gelen 12 yaşlarındaki kız çocuğu, bana gelmeden yaklaşık iki sene önce aşırı halsizlik, yorgunluk ve mide bulantısı şikâyetleri ile ailesi tarafından bir tıp fakültesine götürülüyor. Teşhis “Aplastik Anemi”. Bu kemik iliğinin baskılandığı ve neredeyse tüm kan hücrelerinin sıfırlandığı korkunç bir hastalık. Devreye hemen bu hastalığın tedavisi için kullanılan kemoterapi ilaçları ve kortizon giriyor. Küçük hastamın durumu iyice kötüleşiyor....

Devamını Oku

6-Pack vs. 10-Pack… Anatomi Üzerine

“Biz daha meşhur 6 tanesini çıkaramıyoruz, bu 10-pack mevzusu da nereden çıktı?!” demeyin… Bugün biraz “anatomi”den bahsedeceğiz. Evet karın kasları, o kadar egzersiz ve sağlıklı beslenmeye katlanılarak (biz yine katlanmak değil de keyif alınarak yapılan diyelim :) emek emek ortaya çıkarılan vücudun, adeta “incileri”dir… Genellikle klasik “merdiven-altı” spor salonlarında kocaman kollar, göğüsler, hadi omuzlar falan görürüz de, o süper-define karın kasları onlar kadar yaygın değildir; bu yüzden daha kıymetlidir, ki özellikle o saydığımız diğer kaslarla aynı anda mevcut olduğunda. Yoksa bilenler bilir, fitness dünyasında bir söz vardır; “zayıf bir erkeğin karın kasları ile övünmesi, şişman bir kızın büyük göğüsleriyle övünmesi gibidir” diye… Peki “6-pack, 6-pack…” diye duyarız da, nedir bu 6-pack?! Yurt dışında yaygın olarak “6-pack” yani “6’lı Paket”, bizde ise “baklava” olarak adlandırılan bu kaslar, aslında karnın ön bölgesinde yer alan Rectus Abdominis kaslarıdır. Onları birbirinden ayıran Tendinous Intersection denilen doku ile, “boğum boğum”...

Devamını Oku

Kısıtlı İmkanlarla Nasıl Beslenilir? 1 Günlük Beslenmem

Arkadaşlar Herkese Selamlar, İlk Blog yazımda, Hybrid Programı ile 3 hafta sonuçlarımı paylaşmıştım (Hybrid İlk 3 Hafta + Nasıl Başladım + Öneriler). Şimdi ise, kısıtlı imkanlarla beslenme ve günlük çalışma/uyku düzenime dair yazmak istiyorum. Blog’ta okuduğum kadarı ile genel olarak gerek iş hayatından, gerek standart hayat koşturmacasında istediklerimizi bulmak ya da tüketmek zor olabiliyor. Buna dayanarak ben size 1 günlük beslenme programımı yazmak istedim, belki bir faydam olur ya da en azından biraz da spor yapan tüm arkadaşlara yardımcı olabilmek adına. Sabah: Kepekli ya da Tam Tahıllı Ekmeğe = Beyaz Peynir, Zeytin Ezmesi, Jambon, Salatalık Domates. Ara Öğün: Sade Nescafe Gold, Fındık (marketlerdeki küçük paketlerden), 1 Dilim Ananas. Öğle: Tavuk Izgara ya da Tavuk Bonfile (10 TL’ye yanında pilav, salata, patates, domates ile getiriyor lokantalar) Öğle Sonrası Ara Öğün: Çikolata kaplı Form Light bisküvi (1 TL fiyatı) Bir de sıkma portakal suyu (2 TL) Akşam: Kavun, Karpuz,...

Devamını Oku

Gerçek Hulk, İran’da Bulundu!

Yeşil Dev Hulk’u bilirsiniz… Aslında bir çizgi roman kahramanı (Marvel) sanıyorduk ama gerçek hayattaki Hulk, fazla uzağımızda değil, İran’da bulundu! İran’lı Sajad Gharibii, takipçisi hızla büyüyen bir Instagram fenomeni! Aslında, başka bir Youtube fenomeni olan Fitness Guru’su Luimarco, bundan yaklaşık 5 ay önce ilk kez kendisini keşfedip kanalında “Boynu olmayan adam!” başlığıyla haber yaptığında, İran’lı Hulk’un Instagram’da sadece 2.312 takipçisi bulunuyordu… Bu yazının kaleme alındığı gün (20/07/2016) ise tam tamına 172 bin takipçiye sahip… (Siz bu yazıyı okuduğunuzda milyonları bulmuş da olabilir!) Şimdi her iri-kıyım kişiye “Gerçek Hulk” denmez, ama Sajad Gharibii’nin pek çok yönden Marvel kahramanı yeşil devi andırdığı da yadsınamaz bir gerçek. “Bol kıllı” ve definasyondan uzak cüssesine bakıp hemen, “Iyyy iğrenç… Bu ne biçim vücut” demeyin, çünkü kendisi bir vücut geliştirmeci değil, bir power-lifter! Yani onun için estetik fizik ön planda olan şey değil. Onun dışında, kendisi 330 ml’lik Fanta kutusu gibi...

Devamını Oku