Kategori Arşivleri: Yaşam

1 Ocak’ta Yeni Başlangıca Ne Dersiniz?

Tamam, herkes yılbaşı gecesi alabildiğince sağlıksız yeme-içme hakkını kullandıysa ve artık yeni bir yıla uyandı ise 1 Ocak yazımızı yazalım… “1 Ocak günü başlamak”… Bu bayat bir klişe mi, yoksa gerçekten anlamlı mı? Öncelikle hatırlatalım ki, aslında her bir gün, hayatınızı değiştirmeye başlamak için iyi bir gündür. 1 Ocak’ı kaçırdınız mı? 2 Ocak var. Onu da mı kaçırdınız? 3… Bu böyle gider (ama çok da gitmesin). Öte yandan tam olarak 1 Ocak’ta P90X Programı’na başlamak isteyenler için, ekstradan faydalı gördüğümüz bazı sebepler var. İşte, 1 Ocak 2016 günü P90X’e başlamanız için 5 yerinde sebep: 1) Tabii ki Takvim Faktörü: Hadi inkar etmeyelim, bu tip özel günler, özel başlangıçlar için, “özel”dir… Daha önceleri, sonuç almanın diyelim %50’si egzersiz – %50’si beslenme ise, asıl %100’ünün “motivasyon” olduğunu söylemiştik. O yüzden bu motivasyona katkı yapacak en ufacık bir elementi bile lehinize kullanabilirsiniz. Onlardan biri de, tıpkı doğum gününde...

Devamını Oku

“Türk Baklavası” Uğruna…

İngiltere’de yaşayan 31 yaşındaki Lee Coupland’ın, çok istediği karın kaslarına sahip olmak için 2500 kilometre yol kat edip, kendini İstanbul’da bir doktora emanet ederek ameliyat masasına yatması haber oldu! Neresinden başlasak… :-) Aslında baktığınızda bu arkadaşın durumu kötü de sayılmaz. Dünya standartlarında kalbur üstü sayılabilecek bir fizik, dövmeler falan şekil… Yanlış anlamayın, 6-pack’lerle obsesif olmak da kötü bir şey değil. Ama onları edinmek için, kuyruğu biraz kıstırıp egzersiz yapmak yerine, göbeğindeki yağları kas şeklini andıracak şekilde traşlatacak bir ameliyata soyunmak… Delilik! Merak edenler için, yapılan bu ameliyatın adı “Abdominal Etching”, yani Karın Kası Oyma Baskısı! Dediklerine göre çok şişman olanlarda işer yaramıyor, zaten az biraz fit olmanız gerekiyor. Var olan karın yağlarınızın arası şekilli bir şekilde alınarak, geri kalanlara 6-pack süsü veriliyor. Durum özetle bu. Bu ingiliz arkadaş, İstanbul’daki bu operasyon için 3,500 Pound ödemiş, bizim paramızla 15,000 TL. Tabii içinizden soruyor olabilirsiniz siz de, “Allah...

Devamını Oku

Synthol Şampiyonu (Hayat Yüzkarası!)

Uzun süredir bir “Synthol” dosyası açmayı planlıyorduk… Daha önce hiç duymamışlar için; nedir bu Synthol? Hani vücut geliştirmeciler için “Abi, onlar ilaçla şişiriyorlarmış!” geyiği vardır ya, normalde %99 oranında aslı olmayan, emeğe saygısızlık yapılan… Ama işte bu “Synthol”, o düşüncenin doğru bir ham maddesi! Teknik olarak Synthol bir yağ. Asıl bilmeniz gereken, eline iki dambıl alıp da çalışmayacak kadar tembel ve sefil olanların, vücuduna bu yağı enjekte ederek “sahte” kas çıkarma obsesyonu! İnternete “Synthol Freak” ya da “Synthol Yaratıkları” yazdığınızda karşınıza binlerce (iğrenç) sonuç çıkacaktır. Özellikle Latin Amerika ergenleri arasında pek bir yaygındır. Ama sadece amatör ergenler arasında değil, işine gelen profesyonel vücut geliştirmecilerin bile kullandığı, hatta sahnede kaslarını sıkarken patlatıp yağlarını (synthollerini) akıtarak utanç içerisinde sahneyi terketmek zorunda kaldıkları videoları bile bulabilirsiniz Youtube’da (Siz çok aramayın diye bu yazının sonuna ekledik!). İşte sizin için internette Synthol yüzkaralarını ararken, sanırım şampiyonumuzu bulduk! İsmi Peter Heisinger...

Devamını Oku

Müzik İle Kuralları Değiştir!

Tamam, kendini “bişey” zanneden kime sorsanız “Şekerim, ben asla televizyon izlemem, sadece belgesel izlerim!” deyip de, maşallah TV’deki tüm 3 saatlik dizileri bilenlere inat, gerçekten (ama gerçekten) tam bir belgesel / dokümanter manyağı olan bendeniz, en son izlediğim 2014 yapımı “Alive Inside – İçinde Canlı” belgeselinden hayli etkilendim… Belgesel film, kendini müziğin inanılmaz etkilerine adamış bir bilim adamının, ABD’deki pek çok huzur evini dolaşıp, en hayata küsmüş, en yaşlı, artık neredeyse hiçbir şeye tepki vermeyen en ileri derece Alzheimer hastalarının bile, bir kulaklık ve sevdikleri bir müzik ile, nasıl hayata döndürebildiğini anlatıyor. Hemen internete gidip filmi aramadan önce hatırlatayım. Recep İvedik’i bulabileceğiniz gibi her yerde bulamayacağınız bir sanat filmi! Ve gördüğüm kadarıyla Türkçe’si ya da Türkçe altyazısı da henüz yok. Zaten var mı diye Turkcealtyazi.org’a girdiğimde filmin bütçesinin $600,000 gişe hasılatının $7,200 olduğu bilgisi yazılmış! Böyle birşey mümkün mü? Ama dedim ya sanat filmi! Gerçi...

Devamını Oku

Ayrılığa Bakış Açısı… Erkek vs. Kadın – 2

Bir önceki yazıda (Ayrılığa Bakış Açısı… Erkek vs. Kadın) muhtemel bir ayrılıkta, erkeklerin ve kadınların bu ayrılığı zamana göre nasıl kaldıracağına bakmıştık. O yazıdaki klişe, erkeğin hırs yapıp kendini spora vereceği, kadının ise kendini yaş pastaya vereceği idi :-) Ama bu bakış açısı ve klişeye “kontra” bir yazı ve görselle geleceğimizin de sözünü vermiştik. İşte sıradaki görsel: Karşı cinsler, sevgiliden ayrılınca ne olacağını düşünür ama gerçekte ne olur? :-) Erkekler nedense sevgililerinden ayrılır ayrılmaz, akacağı alemlerin, gideceği partilerin, genel olarak özgürlüğün dayanılmaz hafifliğinin hayalini kurar. Sanki dünyadaki bütün kızlar onun sevgilisinden ayrılmasını bekliyor da sıradadır. Oysa gerçekte olan, dapdağınık bir ev/oda, öyle ki bir şeyin üzerine basmadan yürümek mümkün değil, ortalıkta boş pizza – bira kutuları, 8 saat boyunca elden düşmeyen oyun konsolundan muzdarip ebleh ebleh boş bakan gözler… Hiç de hayal ettiğiniz gibi değilmiş di mi?! Kadınlar için ise sevgiliden ayrılır ayrılmaz, salya sümük...

Devamını Oku

Ayrılığa Bakış Açısı… Erkek vs. Kadın

Dün bir yazı paylaşmıştık. 14 Şubat Sevgililer Günü’nüzü daha 16 Kasım’dan kutlamıştık. Çünkü 16 Kasım’da P90X’e başlayan birisi, 90 gün sonra, yani 14 Şubat Sevgililer Günü programdan mezun olarak hayatının en iyi fiziğine kavuşuyordu. Şimdi benzer bir temadan devam edelim… Sizin için bir görsel hazırladık… Bu görsele özellikle kadın takipçilerin çok katılmayacağını şimdiden duyar gibiyim. O zaman şimdiden müjdesini verelim, “ayrılığa bakış açısının” alternatif bir versiyonu daha gelecek; o da sürpriz olsun :-) Hani dedik ya, spora başlangıcınızı özel bir güne denk getirmek diye… İşte bu özel gün hep de keyifli bir gün olmak zorunda değil! Yılbaşı, doğumgünü (her Pazartesi!) vs. tamam da… bir de acı verici bir ayrılıktan hemen sonra egzersize başlamak vardır. Aaaa… İşte bu da çok yaygın bir durum. Tabii ki kimseye burada “gidin de sevgilinizden ayrılın, spora başlayın” demiyoruz. Ama olur da başınıza gelirse, üzüntünüzü “spor” gibi faydalı bir noktaya kanalize...

Devamını Oku

Amy Winehouse ve Bulimiya…

Amy Winehouse… Doğum yılı 1983… Ölüm yılı 2011… Yani; Jimi Hendrix, Jim Morrison, Kurt Cobain ve daha nice starlar gibi, tam da 27 yaşındayken aramızdan ayrılan, bazılarının “27’ler Kulübü” ismini taktığı talihsiz kulübün en yeni ve belki de en yürek burkan üyelerinden… Tanırsınız tanımazsınız, seversiniz sevmezsiniz, yaşamış olduğu hayat stilini tasvip edersiniz etmezsiniz bilinmez ama… tartışılmayacak tek bir şey var ise, o da Amy Winehouse’un “sesi”dir herhalde. Çağının çok ilerisinde (belki de çok gerisinde!) ama her halükarda, farklı, alışılmıştan ayrılan, öne çıkan ve kesinlikle tadına doyamadan aramızdan ayrılan… 2011’deki trajik ölümünün ardından Amy Winehouse, 2015 yapımı, usta Asif Kapadia yönetmenliğinde çekilen biyografi/belgesel ile bugünlerde yine çok gündemde. Hadi oyunbozanlık yapalım ve filmin/belgeselin sonunu söyleyelim… Evet sonunda, baş kahraman Amy ölüyor! Orada bir sürpriz yok. Ama imkanınız varsa gidin ve bu filmi seyredin. Damarlarınızda hala dolaşan kan ve his duygusu varsa, finalinde muhtemelen sizin de gözlerinizden...

Devamını Oku

Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur

Bugün 10 Kasım 2015, ulu önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. yılı… Bugün onu pek çok faklı yönden anmak mümkün… Ama biz özellikle dönemin koşullarında diğerlerinden ayrılan bir yönünü ele alacağız. Bu günümüzün konforlu koşullarında bile devlet büyüklerinin spor yaparkenki karelerini görmek pek mümkün değilken, Atatürk’ün o dönemin çetrefilli koşullarında bile “spora – sporcuya” ne kadar önem verdiğini, pek çok anektodda bulabilmek mümkün. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla, 19 Mayıs’un “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edilmesi belki de bunun en güzel örneklerinden; yoksa dünyada “Spor Bayramı” olan çok da fazla ülke yok. Bu sefer ne mutlu bize… Aşağıdaki tek kare fotoğraftaki Atatürk ve yine saygıdeğer olduğunu tahmin ettiğimiz iki dostunun göbekleriyle olan farkından, “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”un, sadece sözde kalmadığını da görebilmekteyiz. O dönemde Photoshop’un olmadığını da hatırlatalım dostlar… Son olarak, Atatürk’ün spor ve sporcuyla ilgili çokça bilinen bir sözünün, o kadar çokça...

Devamını Oku

Siz Ne Yiyorsanız, O’sunuz!

“Siz ne yiyorsanız, O’sunuz – You are what you eat” beslenme konusunda oldukça vurucu ve güçlü bir deyiştir. Evet, biraz ekstrem ama doğruluk payı da yüksek. İyi yönde de, kötü yönde de, vücudumuzu şekillendiren ve mevcut görüntüsüne karar veren, aslında o’na ne verdiğimiz yani ne yediğimizdir. Tıpkı, güneşin altına yattığınızda bronzlaşmanız (ya da tavuk gibi kızarmanız) gibi, yeme-içme alışkanlıklarınıza vücudunuzun verdiği de bir “tepki”dir aslında. Siz onu P90X gibi bir programa maruz bıraktığınız ve beraberinde sağıklı beslenme alışkanlıkları kazandığınız takdirde, o da size sonunda neredeyse bir olimpiyat sporcusunun vücudu gibi fit ve atletik bir vücut ile cevap verecektir. Bu 2+2=4 olduğu kadar kesin bir yargı. Sözü daha fazla uzatmadan, bu sayfalarda gezinip eğer hala yanlış yeme-içme tercihleri yapmaktaysanız, sizi omuzlarınızdan tutup sarsacak ve kendinize getirecek birkaç görseli paylaşalım. Unutmayın, siz ne yiyorsanız O’sunuz!...

Devamını Oku

O Yapabiliyorsa… (Donnarumma Örneği)

Sitenin yakından takipçileri bilir. Bir aralar uzun soluklu bir “O Yapabiliyorsa, Sen de Yapabilirsin” yazı dizimiz vardı. Hatta paylaşılanların derlenmiş toplanmış haline buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi, direkt Ev Fitness’i – Vücut Transformasyonu vs. ile ilgili olmasa da, dönüp dolaşıp konuyu yine P90X’e başlayacağım, hazır olun! (Zaten herşeyi bir şekilde P90X’e bağlamakta üstüme yoktur :-) Efendim… bana hergün aynı soruyu soran gençler var… “Hocam, henüz 16 yaşındayım, bu program bana uygun mu, P90X yapabilir miyim?” Ben de kararımı verdim, bundan sonra bu soruya diyeceğim ki: “Henüz 16 mı? Elin oğlu 16 yaşında Milan’ın 1. kalecisi oluyor, sen neden bahsediyorsun?!” Evet, ben Donnarumma’dan bahsediyorum; tam adıyla Gianluigi Donnarumma… (İlk okuduğunuzda Dondurma diye okuyasınız geliyorsa, yalnız değilsiniz!). Kendisi 1999 doğumlu. Bu yazının kaleme alındığı tarihte 16 yaşında. Özelliği ne? Dünyanın en büyük ve köklü futbol kulüplerinden kabul edilen Milan’ın, kalesini 16 yaşındaki ona teslim etmesi. Üstelik, muhtemelen babası yaşında olan...

Devamını Oku

Önce Oy… Sonra Spoy…

Bugün 1 Kasım 2015… Türkiye erken genel seçim günü… Bizler de Türkiye’nin en büyük Ev Fitness platformu olarak tüm takipçilerimize, sandık başlarına gidip oy kullanmanın, vatandaş olmanın en büyük demokratik haklarından biri olduğu hatırlatmak istedik. Hangi partiye gönül veriyorsanız, gidin ve oyunuzu kullanın. Bu hatırlatmadan sonra, gelelim konumuza :-) Spora, sağlıklı beslenmene… nedense genellikle ayın 1’lerinde başlamak adettir! O zaman diyelim ki, bu 1 Kasım herkes için yeni bir başlangıç olsun. Hem demokratik bir seçim ile ülkemiz, hem de yeni bir başlangıç ile bireysel olarak sizler için. Neden olmasın? Gidin önce oyunuzu verin, ardından da P90X’e başlayın! Oy kullanmak nasıl bir anlamda geleceğinize yapacağınız bir yatırımsa, P90X de kendinize yapacağınız en büyük yatırımlardan. Unutmayın, bizim her zaman hatırlattığımız gibi, “Günde ortalama 1 saat, tüm gününüzün sadece %4’ü!”… Ve bu %4’ü kendinize vermek, hayatınızda kendinize ve geleceğinize vereceğiniz en büyük hediye olacaktır. Sadece kendinize de değil,...

Devamını Oku

Biraz da Beyin Egzersizi!

Bugüne kadar genellikle “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” dedik. Şimdi biraz da “sağlam vücut sağlam kafa (beyin) ile olunur” diyelim, ne dersiniz? Vücut sağlığının akıl sağlığına katkıda bulunduğunu sık sık duyduk. Düzenli egzersiz kan dolaşımını harekete geçirip, beynimizde yeni sinirsel bağlantılar oluşmasını sağlıyor. Ancak vücut egzersizi dışında beynimizi de egzersize tabi tutmamız lazım. Şimdi size klasik bir şekilde Sudoku, bulmaca çözün, zeka geliştiren oyunlar oynayın demeyeceğim, merak etmeyin :-) Psikologlar bunlara genel olarak “Beyin Egzersizleri” adını vermiş olsa, bu tip faaliyetler daha çok beyni soyut olarak çalıştırır. Biz ise bugün daha somut çalıştırmalara değineceğiz. Olumluluk: Hep bir espri yapılır, ¨Kendi kendine konuşan delidir¨ diye. Kendi kendine konuşmak şizofren hastalarında bir semptom olarak gözükse de, aslında bunu yapmanın akıl sağlığı yerinde kişiler için pozitif bir etkisi var. Kendi kendilerine sesli ya da sessiz konuşan insanlar, kendilerini motive edecek sözler söylediklerinde pozitif işler yapmaya yönelirler. İlginç bir şekilde, nörolojik araştırmalar...

Devamını Oku

Hastalık Havası Alarmı!

El Nino – Mel Nino… Söylentilere göre bu kış geç gelecekmiş ama “tam” gelecekmiş! Zaten şu içinde bulunduğumuz mevsim geçişinde bile hastalık adeta kol geziyor her yerde. Sizinle, aşırı motive olduğunuz P90X’inizin arasına girecek en sinsi düşmandır, hastalık… İşte bu yüzden bu sinsi havalarda hasta olup, egzersiz hayatınızın sekteye uğramaması adına bazı pratik bilgiler paylaşacağız. Buna rağmen yine de hasta olursanız :-( derecesine göre sporunuza devam edip edemeyeceğinizi de değineceğiz. Ama önce, bu kritik dönemde hasta olmamak için pratik öneriler: – Atalarımız “uyuyanın üzerine kar yağar” demiş! Soğuk algınlığının en çok kapıldığı saatler de gece saatleridir. Bu yüzden, vücudun hareketsiz kalacağı gece saatlerinde üzerinizde ne olduğuna daha dikkat edebilirsiniz. Sibirya’da çocuklar doğar doğmaz buzlu suya atılırmış; siz Rus değilseniz soğuk havalarda üzerinizin ince kalmadığına emin olun. – Kimseye “anti-sosyal” olun ya da cam fanusta yaşayın demiyoruz ama… bu dönemde habire hapşuran bir arkadaşınızla çok da...

Devamını Oku

İşte Kanada’nın Yeni Başbakanı!

Justin Trudeau… Kanada’nın, 43 yaşında tek başına iktidar olan yeni başbakanı… Şimdi, kimse ile kıyaslayıp politika yapmayacağız tabii ki ama, Justin bildiğimiz başbakan portrelerinden çok farklı yine de. Eski bir boksör, aktör, hatta zamanında bar fedailiği de yapmış, bilinen ilk “dövmeli – mövmeli” başbakan… Bitmedi; kendi değimiyle bir feminist, LGBT (Lezbiyen – Gay – Biseksüel – Transeksüel) dostu ve de Marijuana’nın ülkesinde yasallaşması savunucusu… Justin Trudeau 2008 yılında meclise girmeden önce, öğretmenlik, mühendislik, bungee-jumping koçluğu, çevre coğrafyası gibi birçok alanda da çalışmış. Sosyal medyada tişörtsüz çekildiği pozları paylaşılmaya başlayan Trudeau’nun bir yardım kuruluşu için striptiz yaptığı videosu da yayınlandı. Geçmişte muhafazakar bir senatörle boks maçına çıkan Trudeau’nun katıldığı bir talk show programında eşcinsel sunucuyla öpüştüğü anlar da internette dolaşıma girdi (bu arada kendisi evli ve 3 çocuk babası). Hal böyle olunca, tüm dünyada manşet olması da çok sürpriz olmuyor. Kendisi şimdiden dünyadaki “en seksi başbakan” olarak...

Devamını Oku

Sabah mı, Akşam mı?

Hemen hemen her gün defalarca karşılaştığımız bir soru varsa, o da P90X ve genel olarak egzersiz için en uygun zamanın hangisi olduğudur? Sabahları, öğlenleri ya da akşamları? Uzmanların çoğu “ne zaman olursa” diyecektir. Çünkü zaten en çok duyduğumuz bahane, egzersize ayırcak zamanın olmamasıdır ve önemli olan egzersiz yapmanızdır. Ama P90X’le tanışmış ve onun bilincinde olan biri, artık bir adım ilerisini düşünmektedir. İşte bu yüzden, günün hangi saatinde egzersiz yapmanın daha etkili olduğunu ve buna nasıl zaman ayırabileceğinizi öğrenmek için okumaya devam edin. 1. Organize olun ve egzersiz için zaman yaratın. Yoğun iş gününün sonunda, halen ilgilenmeniz gereken bir şeyler olduğundan ve ailenizle zaman geçirmeniz gerektiğinden dolayı P90X’e zaman ayıramıyor ve akşamları genelde daha yorgun oluyorsanız, belki de sizin için en uygun zaman sabahlarıdır. Bizim de istatistiksel olarak yaptığımız bir araştırma “düzenli olarak” P90X yapan insanların %90’ının sabah işe gitmeden önce programı yaptığını göstermektedir. Böylece günün geri...

Devamını Oku