Size bir sır vereyim mi?!.. Ellerimizden düşmeyen (hadi itiraf edin :) Instagram ya da Facebook’un (bu ikincisi Türkiye’de son zamanlarda biraz elden düşmüş olabilir ama dünya genelinde hala en yaygını) kurucuları, bu uygulamaları “tesadüfen” yaratmıyor. Ya da başka bir deyişle bu uygulamalar “tesadüfen” hayatlarımıza bu denli demir atmıyor. Hepsinin altında bir “beyin mühendisliği” mevcut!
Örneğin Instagram’dan “beğeni/kalp atmayı”, alınan beğenilerin miktarını görmeyi, ya da yorum yazmayı/okumayı kaldırın… geriye görünürdeki asıl işlevi olan sadece paylaşım yapmak kalsın; uygulama kısa sürede koca bir hiç olacaktır! Dedim ya, yaratıcıları bunları “tesadüfen” değil, her bir “like”ın beyinde yarattığı etkileşimi, Dopamin’i, Seratonin’i hesaplayarak, ölçerek, test ederek bize sunuyor…
O zaman gelin bu “beyin mühendisliği”ni, siz de hayatınıza taşıyın, kendi çıkarınıza kullanın. Nasıl mı? Her ayın başında basit bir “check-list” düzenleyerek. Check Listesi, günlük hayatınızı düzene sokacağını, sizi ileri götüreceğini düşündüğünüz büyük ya da küçük (genelde küçük :) maddeleri alt alta yazıp, her gün onları birer birer tamamladıkça, yanlarına “check” ya da çarpı (X) atacağınız bir listeyi ifade ediyor. İşte eğlence tam olarak burada başlıyor! Check-list’inize attığınız her “X”, tıpkı Instagram’da aldığınız “kalp”lerdeki gibi, beyninizi aynı şekilde aydınlatıyor. Dopamin, Seratonin, artık Allah ne verdiyse… :-) Normalde günlük hayatınızda yapmayı istediğiniz, ama farkında olmadan çok kolayca es geçtiğiniz tüm eylemler, o “X”i kapmak ve hissettirdiğini hissetmek için bir bir sıraya giriyor ve yapılıveriyor (gerçekten!).
Örneğin benim 1 Ocak’tan beri yaptığım check-list’lerde, tüm ayların ortak kalemlerinden biri ve genellikle listenin ilk sırasına yazdığım “YATAĞINI TOPLA” maddesi, ilk bakışta çok basit gözükebilir… Ama 5-10 saniyeyi alacak çok basit bir eylem olmakla birlikte, güne “X”li, yani bir “başarmışlık hissi” ile başlattığı için kıymetli. Güne tam anlamıyla 1-0 önde başlıyorsunuz. Lütfen sadece 30 günlük böyle bir liste yapmayı deneyin; ve bu uygulamayı yakın çevrenize de söyleyin, onların da desteğini alıp “oyuna” katılmalarını sağlayın. Yaptıktan sonra listenizi saklamayın, aksine ortalıkta bırakın. Örneğin ayın ortalarına doğru bir akşam, kızımı uyutup yanında uyuyakaldıktan sonra eşimin beni usulca uyandırıp “Aykut hadi kalk da Yoga’nı yap, check-list’inde işaretlememişsin bugün” dediği vuku buldu, ve gece yarısı olmadan o Yoga yapıldı! :-)
Benim keşfettiğim, Check-list yapmanın ve göz önünde bulundurmanın etkilerinden biri de, zor ya da kolay kalemlerle diyelim 10 maddeden 9’unu yaptığınızda, günün sonunda “X”lenmemiş olan o tek maddenin “şey” gibi gözünüze batması ve bir şekilde sizi poponuzun üzerinden kaldırıp zorla yaptırması! 1000 parçalık bir puzzle’ı yaparken 999 parçasını tamamlayıp da, o son parçayı koymadan rahat edebilir misiniz?! Aynı o hesap.
Son olarak yine diyeceğim o’dur ki… Maddeler tamamen size kalmış (P90X’in yap, sabah yürüyüşü, günde 50 sayfa kitap oku, hergün en geç 23:00’te yatmış ol, kumbaranda 10’ar TL biriktir… vs) ama üşenmeyin ve kendinize aylık bir check-list hazırlayın… Umarım siz bir istisnasınızdır ve sosyal-medya bağımlılığından muzdarip değilsinizdir; ama öyleyseniz de sizi içine çeken bu “beyin mühendisliği”nin küçük bir parçasını da kendinize yontun ve günlük hayatınızın nasıl daha üretken olabileceğine şahit olun… Hem denemesi bedava! ??
Check-List…
