Hikayeyi başından anlatayım… Bugün Kızılay’da (kendisi Ankara’da bir semttir) bir işim vardı ve oradayken çağrışım yapmış olacak ki, yine Kızılay’a kan bağışında bulunmak istedim. Daha önce kan bağışında bulunmuş olanlar bilirler, bu işler öyle “girdim, verdim” kadar kolay da değil. Ne sıklıkta verirseniz verin, öncesinde bayağı fazla bir miktarda soruya cevap vermeniz gerekiyor anket ile. Ben, “Son 3 ay içerisinde yurtdışında bulundunuz mu?” sorusuna takılmış olacağım ki, bir de görevli doktor ile mülakata girmem gerekti.

Tabii ki Kızılay’ın kan alma prosedürünü yargılamıyorum, sonuçta ciddi iş. Neyse, sonunda kan alma koltuğuna oturabildik. Kan bağışında bulunurken bir numaralı kural, aç olmamak. Bunun için size Çokoprens ve meyveli Kızılay sodası veriyorlar gerçi ama… yeterli olmayabilir. Aslında acı direncim yüksektir; ne dişçide ne iğne yapılırken gıkımı bile çıkarmam. Ama benim bu seferki kan vermemde bir terslik vardı. Sağımdaki ve solumdakiler, bir iki dakika içerisinde takır takır işlerini bitirip birer soda daha içerken, benim kan verme işi 10 dakikaya yaklaşmıştı. Pıhtılaşmayı önlemek için bir aşağı – bir yukarı oynayıp duran kan torbası gözümde büyüdü de büyüdü… Kanın akışının alışılmışın dışında bu kadar yavaş olması, hemşireleri de bir ara hareketlendirdi; efendim kolonya koklattılar, oturduğum koltuğu neredeyse başım ayaklarımın hizzasından aşağıda olacak şekilde başaşağı çevirdiler vs.

En sonunda işlem tamamlandı ve beraberinde baş hemşire tarafından teşhis de kondu. Son günlerde sıvı tüketimimin çok az olup olmadığını sordular? Voila! Hakikaten de düşündüğümde neredeyse son bir haftadır elime bir bardak su alıp da içtiğimi hatırlayamadım. (Son zamanlarda ABD’deyken özellikle New York’ta ufacık pet şişe suların 3 küsür dolar olduğunun bunda etkisi var mıdır, düşünmedim değil!)

İşte uzun bir girizgah oldu ama konunun başlığı buradan geliyor. Bugün yaşanan bu olayın ardından, bir süredir arkadaşımda gördüğüm (duyduğum) bir Android uygulamasını hemen yüklemeye karar verdim. Uygulamanın adı “Water Your Body” yani “Vücudunu Sula!”. Bilgilerinizi giriyorsunuz ve uygulama size ne büyüklükte bardakla ne zaman su içeceğinizi, zamanı gelince “Lıkırlıkırlıkırlıkır…” diye bir su sesi ile hatırlatıyor. Gerçekten ilk duyduğumda dalga geçmiştim ama internetteki uygulama yorumlarını okuduğumda, bir şekilde (sesi bir süre sonra sizi ifrit etse de) insanları kesinlikle daha fazla su içirttiğine ikna oldum ve yükledim.

Bu arada, yazıyı yazmadan önce Android’in yanında iPhone uygulaması olup olmadığını da kontrol ettim ve var. Ama dipnot, sanırım niyeyse hep iPhone kullanıcılarının Android kullanıcılarına göre daha varlıklı(!) olduğu düşünülüyor ki, Android’de bedava olan applikasyon, iPhone’da 0,99 cent!

Neyse, karar sizin. Bence Android’iniz varsa hiç durmayın, veya iPhone kullanıyorsanız yine bir düşünün. Sonuç olarak bu applikasyon, bir dahaki kan bağışında benim kanımı daha hızlı akıtacak gibi duruyor…

Son Not: Bugünkü kan verme olayı biraz vukuatlı olunca hemşireler bir gün boyunca spor yapmamamı söylemişlerdi ama yine kendimi tutamadım ve günlük minimum 10,000 adım hedefimi 11,358 adım ile tutturdum; buyurun kanıtı :-)