Şu cümlenin doğruluğuna canı gönülden inanıyorum. “Sporda harcadığınız zamanı, hayattan kazanırsınız.’’ Bu cümleye inanmayanlar, yazının bu tümcesinden itibaren okumayı bırakabilirler. Kendileri için günde 1 saatini bile veremeyecek insanlara benim de bir şey anlatabileceğimi sanmıyorum.

Eğer kendiniz için bir şey yapmak istiyorsanız , tam yerine geldiniz. Bu siteye girmeniz bile sizin spor yapmaya fit duruma gelmeye yönelik bir çabanız olduğunu acıkça ortaya koyuyor.

Bu çabanın karşılığı da P90X!

P90X size yeni bir hayat sunuyor. İlk başta çok klasik bir cümle olsa da durum gerçekten bu. Üstelik P90X sadece dış görünüşünüzü değiştirmekle kalmıyor. Zihinsel olarak adete yeni doğmuş bir ruh haline sahip oluyorsunuz… Benim P90X ile tanışma serüvenime geleyim.

Her şişman insan gibi fit bir vücut benim de hayalimdi. Bunun için spor salonları olsun, evde tek başıma yaptığım hareketler olsun, hepsinde motivasyonumun süresi tabiri caiz ise balondan çıkan hava kadardı. Anlık hırslardı. Paramın bir kısmı (ya da hepsi) mutlaka boşa giderdi. Bir de salonda her çalışan sizden önce yazılmış ise kesinlikle bir bilgiçlik taslama durumu oluyordu. Bazen de sıra bekleme gibi durumlar olmuyordu değil. Aynı spor aletinin başında 3 kişi. Ne sinir bozucu bir şey…

Evde nasıl kilo veririm diye araştırıyordum fakat çok da umursamadım, imkansız diye herhalde. Bir gün Youtube’da futbol videoları bakarken o meşhur sağ tarafta, aynen aktarıyorum “P90X – My Body Transition” başlıklı videoyu gördüm, ilgimi çekti. Sonra diğeri, sonra diğeri derken… bayağı bir ‘’yabancıların’’ tranformasyon videolarını izledim. İnanılmaz bir özgüven doğdu tabii. Videoları izlerken içimden geçiridiğim yorumlar da çok iyiydi. “Lan bu herif bile bu hale geldiyse ben kim bilir nasıl olurum!’’ :-)

Daha sonra kendi vücut tipime benzer videoları aramaya başladım. “O da ne… aman Allahım… bu gerçek olamaz… napmış bu… vay anasını ya… oha 90 günde hem de…” iç geçirmelerimden sonra o an aklımdan geçen tek düşünce, ben bunu yapacağım oldu.

Ardından P90X yapan Türk var mı sorusu geldi, hemen arattırdım. Ve karşıma gelen sitelerden arama motorunun en başındaki Blog sitesine tıkladım. Bloğun sahibi olan Abi bayağı emek harcamış, sorulan her soruya cevaplar vermiş… Bu insanda bir güven oluşturuyor. Gerekli malzemeleri öğrenince hemen tedarik işlemlerine koyuldum.İlk sefer için dambıl set ve kapı barfiksi aldım. Video setini de edindikten sonra… başladım.

İlk haftanın tarifi çok zor. Maksimum 1-2 şınav, “sıfır” barfiks ile başladım. Halk tabiriyle kız şınavını bile zor çekiyordum. İlk hafta pestilim çıktı! Yataktan düşerek kalkıyordum. Kendi kendime olacak bu iş, pes etme nidalarında bulunuyordum. 3 haftadan sonra ise uçmaya başladım. Hayatımın ilk barfiksini çektim. Bu benim için büyük bir olaydı. Şınav sayımda nizami olarak 15-16’lara çıkmıştı. İlerleyen haftalarda bu sayı giderek arttı ve de artıyor.

Fiziksel olarak durum buydu ancak beni asıl sevindiren olay ÖZGÜVEN. Kendimde inanılmaz bir özgüven inanılmaz, bir hava hissediyordum. Olayın aslı da bu; bana göre fiziğimin insanları kıskandıracak kadar çok iyi olmasına gerek yok. Ben zaten sporu kendi sağlığım adına yapıyorum. Sıra beklemeden… Her ay para ödemeden… Gerisinin kendiliğinden geleceğini biliyorum.

Bu süreçlerde motivasyonum bir dağ gibiyken o dağ hiç yavaş yavaş erimedi mi ? Tabii ki zaman zaman gerçekleşti bu hadiseler de. Ancak tam gerektiğinde P90X-TR, o dağı tekrardan yükseltmeyi, motivasyonumu her zaman yukarıda tutmayı bildi.

Eğer kendiniz için P90X’e başlayacaksanız, düşünmenize bile gerek yok, hemen başlayın!

“Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen çözüm bulur, yapmak istemeyen bahane bulur.”