Hepinizi Lazar’a dönüştürmeyecektir muhtemelen ama kıvılcımı çakabilir. Aaaa… Hakikaten de öyle… der misiniz? Bakın bakalım belki de dersiniz. Kıvılcımınız bol olsun.
Yetişkin bir fil hortumuyla 1 tonluk bir ağırlığı kolayca kaldırabilir. Peki sirklerde küçücük bir kazığa bağlanmış filler nasıl olur da o kazıktan kurtulamaz? Filler henüz küçük ve güçsüzken zincirlerle kazığa bağlanırlar. Kurtulmaya çalışan küçük fil, zinciri kıramadığını görünce denemekten vazgeçer. Ne yaparsa yapsın kazığı çıkartamayacağını, zinciri kıramayacağını öğrenir. Fil ne kadar büyürse büyüsün, ne kadar güçlü olursa olsun baş ucunda çakılı duran kazığı gördükçe hareket edemeyeceğine inanmaya devam eder ve zinciri kırmaya uğraşmaz. Çaresizliği öğrenmiştir…
Bir kaç pireyi bir kavanoza atıp kapağını kapatırsanız, pireler zıplayabildikleri kadar yükseğe zıplayıp kavanozdan çıkmaya çalışır. Ancak her defasında kafalarını kapağa çarpıp sersemlerler ve bir müddet sonra yükseğe zıplamaktan vazgeçerler. Kapağı açtığınızda pireler hala zıplamaktadır ancak, kavanozdan çıkabilecek kadar yükseğe değil. Sadece rahat ve canlarını yakmayan yüksekliğe kadar zıplarlar. Oysa özgürlükle aralarında duran kapak artık yoktur. Pireler çaresizliği öğrenmiştir…
Bir akvaryum, cam bir bölme ile 2 parçaya bölünmüştür. Bir tarafına uskumru balıkları, diğer bölmeye de barracuda balığı konulmuştur. Barracuda suya bırakıldığı an, uskumrulara saldırmaya çalışır ancak her defasında cam bölmeye çarpar. Bir süre sonra denemekten vazgeçer. Cam bölme kaldırıldığında da sonuç değişmez, barracuda eskiden cam bölmenin olduğu yere kadar gelip durur. Barracuda engeli aşamayacağını öğrenmiştir…
Kim bilir, belki bizlerin de hedeflerimizle aramızda var olduğunu sandığımız engeller sadece hayal ya da korkularımızdan ibarettir…
Bitmedi…
bu resme koymuş olduğunuz fil bi sirkte kendisine kötü davranan bakıcısını öldürdüğü için 2500 kişi önünde asıldığını biliyor muydunuz ? :)
Güzel bir yazı olmuş teşekkürler az önce yorumda verdiğiniz güzel haberi gördüm :-) çok soğutmadan başladığınıza hiç pişman olmayacaksınız
Ohhh bee… 14 gun aradan sonra tekrar play tusuna bastim gecen surede sanirim vucudum dinlenmis zorlanmadan gayet guzel bir omuz kol antrenmani oldu. Simdiden P106x oldu umarim baska fire vermeden devam edebilirim. Valla cok rahatladim uzerimden yuk kalkti sanki.
aynen öyle, yeter ki motivasyonunu kaybetme.
Sizin başaracağınıza inanıyorum.Bende günlerdir öksürükten bir hal olmama rağmen her p90x antrenmanı sonrası huzurla cd’yi çıkarıp yerine koyuyorum.
Sizde yeniden başlayacaksınız ama bugün ama yarın.Yapacaksınız,biliyorum :)
Umudunuzu kaybetmeyin.
Tesekkurler toy. Bir hafta aradan sonra gecen hafta baslamistim aslinda ama terlemek ve efor cigerlere iyi gelmedi mecburen tekrar ara verdim. Bugun baslamayi hedefliyorum hatta su an yoldayim eve varir varmaz tv nin basina gecmek planim. Umarim bu sefer bi aksilik cikmaz. Kendimi iyi hissediyorum.
Umarım çıkmaz :-) .Antrenmanınızda başarılar dilerim :)
Yazının daha başını okurken, bu deneyin akvaryum ve cam ile olan versiyonu da vardı diye içimden geçiriyordum ki… o da geldi :-) Mümin Sekman’ın şu an adını hatırlamadığım bir kişisel gelişim kitabında geçer. Yenilgiyi kaybetmek ve hiç denememeyi seçmek, öğretilmiş güdüdür.
Aslına bakarsanız dünkü yazının (http://www.p90xtr.com/mukemmel-vucut-denince-googleda-ilk-cikan) ana fikri de bu idi, bazı yanlış anlayanlar oldu. “O yapabiliyorsa, ben de yapabilirim” diyebilmek…