İyi Görünen Kötüler – 7: Kahveli İçecekler

“İyi Görünen Kötüler” serimize, soğuk kahveli içeceklerle devam ediyoruz… Aslında, tüm marketlerde, benzin istasyonlarında vs. bolca bulunan bu buzlu kahveli içecekler, çok da “iyi görünen” kötülerden sayılmaz, bariz “kötü görünen kötülerden” de diyebiliriz ama kendilerini pre-workout (spor-öncesi) olarak kullanan geniş bir kitle olduğundan, bu ürünlere biraz daha yakından bakmak istedik.

Dediğimiz gibi, genellikle 250 ml’lik albenili minik kutularındaki bu soğuk kahve içeceklerini, tüm market ve benzin istasyonlarında bulmak mümkün. Önce sizi caydırması yönünden, fiyatı ile başlayalım… Bu minik kutuların fiyatı, satıldığı markete göre değişiklik göstermekle birlikte, genellikle 3,75 TL civarında. Yüksek fiyatı sizi caydırmaya hemen yetmediyse (tuzunuz kuruysa) biraz da içeriklerine bakalım.

Ürünün Original, Cafe Choco, Cafe Vanilla ve Black Roast gibi farklı seçenekleri bulunmakta ve tahmin edebileceğiniz üzere, besin değerleri (değersizlikleri) de bu çeşitlere göre farklılık göstermekte. Örneğin, kulağa ve damağa en hoş gelen, 250 ml’lik Cafe Vanilla’sında:

130 Kalori – 3 gram Yağ – 22 gram Karbonhidrat – 4 gram Protein – 20 gram Şeker bulunmakta.

Bu değerlerden “şeker”e dikkat! Biliyorsunuz, bir küp şeker ortalama 4 gram saf rafine şeker içerir. Yani 250 ml’lik bu ufak şirin içeceği kafaya dikerken, sanki 5 tane küp şekeri ard arda “kıtlama” yaptığınızı hayal edin.

“Kıtlama” ile ilgili yazarın bir anısı: Bilmeyenler için Anadolu’da, çay içerken “kıtlama”, çok kullanılan eski bir yöntemdir. Çayın içine şeker atılıp çay kaşığı ile karıştırılmaz, onun yerine küp şeker iki dudağın arasına sıkıştırılarak, çayın içilirken yavaş yavaş o şekeri eritmesi suretiyle şekerli çay içilmiş olur. Ben de bilmiyordum, nasıl mı öğrendim?

Askerliğimi yaparken, Kars Sarıkamış’ın ücra bir köyünde, bir köy kahvesinde çaycıdan naçizane bir çay isterim. Çay gelir, yanında da sert bir küp şeker, ama kaşık yok! Sağa bakarım, sola bakarım, hiçbir masada kaşık yok. Kibarca elimi kaldırıp, çaycıdan bir çay kaşığı isteme gafletinde bulunurum.

-“Pardon, kaşık gelmemiş, bir çay kaşığı rica edebilir miyim?”

O anda çaycıyla birlikte kahvedeki yaklaşık 40’a yakın kafa aynı anda bana döner şaşkınlıkla. Ve çaycı sertçe der ki:

– “Hele sen hırtlama içmirsen?!”

İşte bendeniz de “hırtlamayı” yani kıtlamayı, bu şekilde öğrenmiş olurum :-)

Uzun lafın kısası… Eğer 250 ml’lik ufacık bir içecek ile adeta küp küp şeker yemek istemiyorsanız, bu içeceklerden uzak durmalı (çok merak ettiyseniz ve kırk yılda bir içecekseniz, en az kalorili ve şekerli Black Roast çeşidini deneyebilirsiniz). Amacınız, size enerji verecek kafeinin etkisi ise, hazır kutulanmış içecekler yerine, kendi hazırlayacağınız sade bir filtre kahveyi tercih edebilirsiniz yine.

Ve her zaman dediğimiz gibi, özellikle içecek ihtiyacınızı, her ne olursa olsun “şeker” içeren içecekler yerine, sadece bildiğiniz anam-babam “SU”dan yana kullanmanızı şiddetle öneririz.