P90X’te (ve daha önce dediğimiz gibi, aynı zamanda hayatın hemen her alanında) başarı için sıradaki Kanun, “Gerçeklik”.
Buradaki gerçeklik, “gerçekçilik”ten aslında çok farklı. Gerçekçilik sözü daha çok, hayallere ket vurma, kısıtlama anlamında kullanılır. Ama bir önceki maddede Visyon Tahtası, yani bir nevi Hayal Tahtası’ndan da bahsettiğimiz gibi, bizim burada istediğimiz hayallari ya da hedefleri kısıtlamak değil.
Gerçeklik’ten kasıt, geçmişte ya da gelecekte yaşamayı bırakın. Şu anki durumunuzun tümüyle farkında olun. Geçmişinizde takılıp kalmak, sizi “ben bunu yapamam, çok zor, vücudum hazır değil” düşüncesine sevk edecektir. Geleceğinize takılıp kalmak ise, bir türlü faaliyete geçiremeyeceğiniz hayallerde yaşamaya, planları sürekli ertelemeye, belki haddinden fazla detaylı araştırıp, aslına bir türlü başlayamamanıza sebep olacaktır.
Siz sadece “şu anki” durumunuza odaklanın. Şu anki durumunuzdan %100 memnun değil misiniz? Daha iyisini yapabileceğinizi biliyor musunuz? Çözümü de bulduğunuza inanıyor musunuz? O zaman faaliyete geçin. Sadece bu, geçmişte ya da gelecekte kalmadan.
Gerçeklik’te başlangıç “kabul” ile başlar. (Bu konuda İbrahim’in Bizler İçin Yaşam Yaşamıyor yazını okumanızı öneririm). Başlamanın ve ilerlemenin ilk yolu, kabul etmekten geçer. Yani gerçeklikten. O ilk gün fotolarının çekilmesinin sebebi de budur. Normalde kimse, ilk gün fotolarından çok hoşlanmaz ve gurur duymaz. Ama Gerçeklik ilkesini uygulamanız için, çok hoşlanmasanız da şarttır. 90 gün sonrasındaki fotoğraflar ile arasındaki, sadece yüz ifadelerindeki fark bile çok açıktır. Önce, gerçeklik kabul edilmiş, ve ardından ilerleme sağlanmıştır.
Bunun dışında Gerçeklik İlkesi’nin uygulaması, sadece programa başlama öncesinde değil, program süresince de karşınıza çıkacak. Asla gerçekliği unutup, egonuzun esiri olmayın. Kaldıramayacağı ağırlığın altına girmek (mecazi ya da gerçek anlamda), bir program yerine iki program yapmaya çalışmak, ama sonunda hep yarım bırakmak, hep bununla açıklanır.
Unutmayın, sizi sizden iyi kimse daha iyi bilemez.
Çok güzel ve açıklayıcı bir kanun yazısı olmuş Aykut hocam.