17 Haziran 2016 – Cuma… Okulla, çocukla veya karne ile alakalı olmayanların, bugün AVM’lerde “bu ne kalabalık” demesine yol açan, okul çağında olanlar için ise daha anlamlı, “oh be, tatil geldi!” dedirten gün…

Her ne olursa olsun, yoğun bir yıl geçirmiş olan öğrencileri, ortalama 3 aylık bir tatil bekliyor! Eee, tatil tam 3 ay olur da şimdi biz “haydi spora” çığırtkanlığı yapmaz mıyız?! Gerçekten de sınav-stres “bahanelerinden” uzak bir tatil, sadece fiziğinizi değil, beraberinde muhtemelen tüm hayatınızı değiştirecek bir değişim göstermeniz için en ideal zaman olabilir.

O zaman, bu yaz tatilini “miskin-miskin” değil de, en verimli şekilde geçirmek isteyenler, ev fitness programlarını daha önce duymuş-denemiş ama bu sefer farklı bir kararlılıkta yeniden başlayacaklar ya da hayatlarında yepyeni bir sayfa açmaya şimdi hazır olanlar için kısa kısa…

– P90X neden bu kadar etkili, işe yarıyor ve sonuç veriyor? Öncelikle hemen şunu peşinen söyleyelim; çevrenizdeki P90X’i hiç duymamış (araştırmamış) ve es kaza birkaç “Öncesi & Sonrası” değişimlerini görmüş olan kişiler genellikle skeptiktir, yani P90X’e şüphe ile yaklaşacaktır (bunu çok doğal karşılıyoruz :-) Öte yandan hayatını spor salonuna adamış salon fanatikleri ise kesinlikle P90X düşmanıdır (hiç P90X yapmamış olanları). Çünkü işin doğrusu, P90X adil bir program değildir! Başka yöntemlere kısayla, çok kısa sürede çok etkili sonuçlar vermesi yönünden… 

Şöyle düşünün; bilişim çağı günümüzde pek çoğunuz için belki bir yıl öncesi teknolojisinin cep telefonu bile yetersiz kalmakta, herkesin elinde son model cepler… Öte yandan spor salonlarında koşu bantları, cardio makineleri ve ağırlık setleri, neredeyse 60 yıl öncesinin teknolojisiyle çok da farklı sayılmaz. Oysa P90X’in ortaya çıkış modeli olan “Muscle Confusion” yani “Kas Şaşırtması”nda, adı üzerinde vücudunuz adeta şaşıracak! Durağanlıktan (teknik terimi olan Plato’dan) çıkacak, değişmeye adeta mecbur kalacak. O yüzden sözün kısası tavsiyemiz, programa uyun. Oradan Yoga’yı çıkarıp, buradan şunu ekleyip vs… programı değiştirmeyin. Çünkü siz alışık olduğunuzun dışına çıkmadıkça, tahmin edin… vücudunuz da alışık olduğu halin dışına pek çıkmayacaktır. P90X’in sizi alışılmışın dışına çıkaracağına, ama sonucunda da %100 istediğiniz sonuçları getireceğine emin olabilirsiniz. Son olarak, o skeptiklerin P90X sonuçlarını Photoshop sanması… biz P90X’çiler için aslında en büyük iltifattır :-)

– P90X bir “sistem” ve bu sistemin içerisinde aslında işinizi kolaylaştıracak pek çok şey de düşünülmüş. Sizin için hazırlanmış 90 günlük Program Takviminizin 1. 30. 60. ve 90. günlerinde, küçük bir fotoğraf makinesi görseli ve “Fotoğrafınızı Çekin!” yazısı göreceksiniz. Bu 4 önemli dönüm noktasından aslında en önemlisi 1. gündür. Mutlaka 1. gün fotoğrafınızı çekmenizi tavsiye ederiz. Bu size, program ilerledikçe tahminlerinizin de ötesinde bir motivasyon sağlayacaktır, buna emin olabilirsiniz. 90 günün sonunda 1. gün ve 90. gün fotoğraflarınızı yan yana görmek (ve eşe-dosta göstermek) paha biçilmezdir!

– Egzersizlerinizi sabah mı yoksa akşam mı yapacağınızın, sonuçlar açısından fazla bir önemi yok. Biz sadece, kısa sürede bir alışkanlık oluşturması adına (yatmadan önce diş fırçaladığınız gibi) başta genellikle benzer saatlerde yapmanızı tavsiye ediyoruz. Yoğun günlük (ve gecelik) hayatı olan ve özellikle akşam saatlerinde önüne her an bir engel çıkması muhtemel kişilerden iseniz, sabah erken saatlerde yapıp kurtulmayı(!) tercih edebilirsiniz.

– Yoğun iş/okul hayatı ya da bir seyahat/özel sebep kaynaklı, programınızı bir ya da birkaç gün aksatmak zorunda kalmak durumu… Merak etmeyin, %1’lik şanslı dilime girmiyorsanız er ya da geç sizin de başınıza gelecek! Ama panik yok… P90X bir sprint koşusu değil, bir maraton. Yani arada bir ya da birkaç gün kaçırmak çok normal bir durum ve ipin ucunu kaçırmadığınızda sonuçlarınız kesinlikle negatif etkilemeyecektir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda “Eyvah! Bugün Yapamadım, Peki Şimdi Ne Olacak?” yazısı sizin için yol gösterici olacaktır. 

– Beslenme konusunda, P90X kendinizi “diyet psikozuna” sokacağınız bir program değil! DVD başına ortalama 600-900 kalori yakacağınız programda, klasik “şu dakika şunu yemelisin” tarzı diyetlerde olduğu gibi vücudunuzu aç bırakmanıza da gerek yok. Hem “sağlıklı beslenmeyi” bir yaşam tarzı haline getirdiğinizde, bu işin sonunda alacağınız sonuçlar da geçici değil, kalıcı olacaktır. 

– Bir önceki maddede beslenmeye değindik; hani bu işin %50’si egzersiz %50’si beslenme derler ya… Yalan! Bu işin %100’ü MOTİVASYON’dadır bizce. P90X’e başlayıp da yarım bırakanların hiçbiri, işe yarayacağından bir dakika bile şüphe ettiklerinden bırakmamışlardır. Aynı şekilde tüm başarılı P90X Mezunları’nın sırrı da, bir şekilde motivasyonları kaybetmeyip, devam etmiş olmalarıdır. Mutlaka kendinize güçlü bir motivasyon kaynağı bulun ve motive kalın (yazıları ve kullanıcı yorumlarını takip ettiğiniz bu site, motivasyon için essiz bir kaynak olacaktır). 

– Yine beslenme konusunda hatırlamanız gereken bir detay, vücudumuzu zamanla deforme eden aslında “ne” yediğimizden çok “ne kadar” yediğimizdir. Ve büyük çoğunluğumuz gün içerisinde olması gerekenden büyük porsiyonlar ve genel olarak ihtiyacımızdan fazlasını tüketiyoruz. Bunu engellemek için, ya da en azından gözümüzün açılması için, fazla değil sadece 1 hafta boyunca, günlük boğazınızdan geçen herşeyi not alacağınız bir “Beslenme Günlüğü” tutmak çok faydalı bir yöntem olacaktır. Bunun ne kadar faydalı olacağını pek çok kişi bilir, pek az kişi gerçekten zahmet edip uygular. Siz uygulayanlardan olun, beslenmenizin ne kadar hızlı düzene gireceğini göreceksiniz!

– Beslenmeden devam ediyoruz… Bir önceki maddede bahsettiğimiz porsiyonları küçültmenin yanı sıra, “yavaş yemek” de oldukça etkili bir yöntemdir. Midemiz beyne “doydum” komutunu yaklaşık 20 dakikadan önce vermez. Eğer yemeklerinizi bu süreden önce hızlı hızlı yiyenlerdenseniz, yanlış yapıyorsunuz. Ne yediğinizden bir şey, ne de doyduğunuzu anlıyorsunuz demektir. Yavaş yemek, yemek yerken çatalı ara sıra elden bırakmak ve iyi çiğnemek… altın kurallar. 

– Evet P90X, vücudunuzu şekle sokmada dünyanın “en etkili” programı kabul ediliyor… Ama “en kolayı” değil! Bu da demek ki, başlangıçta zorlanacaksınız ve belki ekranda gördüklerinizin sadece yarısını, belki daha azını yapabileceksiniz. Problem yok! Programın sloganlarından bir tanesi “Sen Elinden Geleni Yap, Gerisini Boş Ver!”… Siz de aynen bunu yapın. O “Play” tuşuna basın ve elinizden geleni yapın. Zaten egzersizlerdeki performansınızın her geçen gün arttığını görmek sizi motive ve mutlu edecek. Bu arada, “P90X’in En Zor 10 Hareketi” yazı dizisindeki 1 numaralı en zor hareketin, o “Play” tuşuna basmak olduğunu hatırlatalım. Yani onu yaparsanız, zamanla diğer hepsini de yapabileceksiniz.