P90X Türkiye’de sürekli olacak ve bazı haftasonları güncellenecek bir yazı dizisi daha. Özellikle haftasonlarında, kapalı alışveriş merkezi ziyaretleri, saatler süren futbol programları ya da “Pazar Magazini” programları izlemenin yanı sıra, sizi gerçekten pozitif yönde motive edecek sinema filmi önerileri bu başlık altında olacak. Bazen tek bir filmden tek bir sahne bile, sizi hayatınıza dair iyi birşeyler yapmaya itebilir…

Siz de yorumlar bölümünde kendi favori motivasyon filminizi paylaşabilir ve sayfada yer almasını sağlayabilirsiniz.

Generation Iron 2 (2017)

Vücut geliştirme dünyasında oldukça ses getiren Generation Iron (1) filminin yönetmeni Vlad Yudin‘den, serinin devam filmi… Hemen söyleyelim, maalesef bu filmde, ilkindeki gibi Mickey Rourke‘un o tok sesli anlatımı yok (ilkini izleyenler eksikliğini hemen hissedecektir), bu sefer yönetmen Vlad Yudin, dökümanter seslendirmesini kendi yapmayı tercih etmiş. Ama onun dışında, sizi filme bağlayacak, gerçek hayattan yine çok sayıda, fazlasıyla renkli karakter mevcut. Örneğin; Rich Piana, Kai Greene, Calum Von Moger, Big (Mamdouh Elssbiay) Ramy  gibi… Vücut geliştirme dünyasının bu süper-starlarının “senaryolu olmayan” hayatlarına yakında bakabileceğiniz bu dökümanter filmi seveceğinizi ve kendi alanlarında başarılarını motive edici bulacağınızı tahmin ediyoruz.

Filmden bir sahne: Yönetmenin mikrofon doğrulttuğu Big Ramy’e: “Vücut geliştirme sporunda, kadınların rolü hakkında ne düşünüyorsun?” sorusuna, Big Ramy’nin “Kadın mı? Bu röportajı karım da izleyecek” deyip, utana sıkala, kendine has sevimliliği ve mahçupluğu ile gülümseyip sorudan kaçması…

Creed – Efsanenin Doğuşu (2015)

Sayfanın en en aşağısına indiğinizde, bu efsanevi yazı dizisinin yine bir Rocky (IV) ile başladığını görebilirsiniz. Şimdi, 1946 doğumlu Sylvester Stallone‘nin Rocky serisinin 7. sayılan yeni bir filmle karşımıza çıkıyor olması sürpriz değil de, filmin hala güzel, izlenebilir ve farklı bir perspektiften de olsa o nostaljik Rocky filmlerinin tadını bize verebiliyor olması gerçekten sürpriz. “Farklı perspektif”ten kastımız, artık 69 yaşında olan Rocky’nin bu filmde çıkıp ringde dövüşeceğini beklemeyin. Gerçi yine ringe bolca çıkıyor, ama bu sefer antrenör olarak. Hem de kimin antrenörü dersiniz? Belki Rocky kadar bu seriye hayat veren, Rocky IV’te ise ringin ortasında can veren eski rakip sonradan dost Apollo Creed‘in öz be öz oğlu Adonis Creed’in koçu olarak. Sonuç olarak; bugüne kadarki her yeni Rocky filminde, içimizden muhtemelen “yok artık, bundan sonra olmaz” desek de, hala bizlere aynı keyifle izletebilmesi müthiş!

Filmden bir sahne: Hayatının boks maçına çıkmadan bir gece önce, sürpriz yaparak otel odasına gelen kız arkadaşıyla sevişmemesini tembihlemek adına; Rocky’den Adonis’e: “Kızlar bacakları güçsüzleştirir, bu gece uzak dur!”

Southpaw – Son Şans (2015)

Öncelikle, güzel türkçemize neden “Son Şans” diye çevrilmiş bilinmez (gerçi bizde film isimleri çoğu zaman birebir çevrilmez zaten) ama en azından burada önce, filme ismini veren “Southpaw”ın ne demek onu açıklayalım. Southpaw, boks literatüründe “sol elini kullanan” demek, yani solak boksör! Bu kısa bilgiden sonra, son yılların popüler, Oscar adayı oyuncusu Jake Gyllenhaal’ın, bir kaza sonucu karısını ve her şeyini kaybeden, ve ikinci şansını arayan (hah, filmin Türkçe ismi buradan geliyor olsa gerek :) bir boksörü canlandırırken, bu işin gerçekten hakkını verdiğini teslim edelim. Eğer Rocky filmleri klasiklerine hayransanız, size bir anlamda o tadı vermeye oldukça yaklaşacaktır. Bu arada, sert (ve kanlı) dövüş sahnelerinin yanında, daha “soft” bir baba-kız ilişkisi içerdiğini de hatırlatalım.

Filmden bir sahne: Bir kaza sonucu ölmeden önce, Billy Hope’un eşi Maureen’den: “Anlıyorum, her yumruk yediğinde daha sert vuruyorsun. Ama bu kadarı da fazla. Bu şekilde dövüşmeye devam edemezsin. Kızını düşün!”

Delicesine Bir Değişim

Sırada, belki de aşağıdaki yüksek bütçeli Hollywood filmlerinden çok çok daha özel bir film var (aslında bir film bile değil, henüz bir fragman!). Ama daha önce kaçırmış olabilecekler için hatırlatmak istedik.

Yönetmeni “Aykut Hoca”, başrolünde ise “Teoman” oynuyor… Başlığımız “Motivasyon için film tavsiyeleri” ve bu 1 dakika 2 saniyelik fragmanın sizi motive edeceğine emin olabilirsiniz. Teoman’ın inanılmaz değişiminin şerefine hazırladığımız bu etkileyici fragmanı, soldaki fotoğrafa tıklayarak ya da buradan izleyebilirsiniz :-)

Fragmandan bir sahne: İstemediği bir vücuda hapsolmuştu… Ne olursa olsun değişmeliydi… Tek ihtiyacı olan bir ışıktı… Ve onu buldu… Şimdi değişim başlasın… Teoman: “Durmak yok, yola devam…”

The Fighter – Dövüşçü (2010)

İrlandalı boksör Mickey Ward’un gerçek hayat hikayesinden uyarlanan “Dövüşçü”, Ward’un orta karar ilerleyen boks kariyerinin, üvey ağbisi ve aynı zamanda antrenörü Dicky Eklund tarafından zirveye çıkarılışını anlatıyor. Estetik boks sahnelerinin haricinde The Fighter aile ilişkileri, sadakat ve hayata dair sorular sorduran bir dram. 2010 yapımı filmde başrolleri Mark Wahlberg ve Christian Bale paylaşılıyor (daha ne olsun!).

Film 2011 Oscar ödüllerinde Bale’a en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazandırmıştı. IMDB puanı 7.9

Filmden bir sahne: Mickey Ward (ringteki rakibinin ne kadar iri olduğunu gördükten sonra): “Hiç de kanepeden yeni kalkmış birine benzemiyor. Eğer öyleyse, ben de o aynı kanepeden istiyorum!”

Whiplash (2014)

Motivasyon Filmeri köşesindeki bu filmimizin, sporla uzaktan yakından ilgisi yok, baştan söyleyelim. Ama azimle ve başarmakla çok ilgisi var!

Film, gelecek vaadeden genç bir bateristin, müzik tutkunu hocası tarafından nasıl son limitlerine kadar zorlandığını anlatıyor. Limitlerine kadar derken… saatlerce çalmaktan ve prova yapmaktan kan revan içinde kalan ellerden artık bateriye sıçrayan kanları görmeye hazır olun! Doğrusu bu tema üzerine, Geoffrey Rush’ın “Shine”ından beri bu kadar etkileyici bir filme rastlamamıştık. Yazının yayın tarihi itibariyle filme ortalama 8.7 puan veren 40,000’e yakın IMDB’ci de aynı düşünüyor olmalı. Özetle bu film; azmetme, çalışma ve başarma konusunda sizi MOTİVE edecek!

Filmden bir sahne: Orkestranın (biraz da psikopat şefi!) Fletcher’dan: “Benim görevim, insanları kendilerinden beklenilen limitlerin de üzerine itmek. Bunun tamamiyle bir gereklilik olduğuna inanıyorum.”

American History X – Geçmişin Gölgesinde (1998)

Edward Norton’u Edward Norton yapan film olarak bilinir… (Fight Club’dan 1 sene önce çekildiğini hatırlatalım – IMDB Puanı: 8.6).

Öncesinde hayatını ırkçılığa adamış Derek Vinyard’ın (Edward Norton), vahşice işlediği ırkçı bir cinayetin ardından düştüğü hapishane sonrası değişimi konu alıyor. Irkçılık temasının çerçevesinde, aslında dokunaklı bir abi-kardeş hikayesini ve aile yaşantısını da çok güzel bir şekilde işliyor. Yine, ne kadar radikal olursa olsun, insanların “değişebileceğini” göstermesi açısından da etkileyici bir hikaye.

Filmden bir sahne: Derek’in hapishanedeki zenci çamaşırhane arkadaşından (burada onun azınlık olduğunu ima ederek): “Unutma, artık burada zenci olan ben değil, sensin!” 

I Am Legend – Ben Efsaneyim (2007)

Tamam, son ikisi üst üste ve listedeki 3. Will Smith filmi olacak ama, Will Smith için zaten Hollywood’un en motive edici karakterterlerinden biri olduğu söylenir; her ne yaparsa yapsın.

“Ben Efsaneyim” filmi, direkt egzersiz ya da spor ile ilgili bir film değil; ama kapak fotoğrafı seçtiğimiz soldaki karede de olduğu gibi, küresel bir hastalık sonucu dünyada kalan (ya da kaldığını zannettiği) son insan olarak dahi, yaşama bir şekilde, egzersiziyle, köpeğiyle… artık elinde ne var ise tutunmayı ve “salmamayı” anlatan etkileyici bir film.

Filmden bir sahne: Will Smith’in oynadığı Neville karakterinden, dünyada kalan son dostu olan köpeğine… “Sebzelerini yemelisin. Onlarla oynayıp durma, ye! Şaka yapmıyorum!”

Ali (2001)

Motivasyon filmleri listesinde Will Smith’ten bir film daha… Bu sefer, gelmiş geçmiş en iyi boksörlerden biri olarak kabul edilen Muhammad Ali Clay’in etkileyici biyografisinde.

Filmi, sadece bir boks filmi zannetmeyin… Cassius Clay’in, diğer tarihi bir kişilik Malcolm X ile yakın arkadaşlığı, Müslümanlığı seçmesi, kölelik ismini reddederek Muhammad Ali adını alması ve aykırı kişiliği ile aynı zamanda güçlü bir sosyo-politik film. Ama sadece inanılmaz motive edici boks sahneleri için bile tavsiye edilir.

Filmden bir sahne: Muhammad Ali’nin ringte efsaneleşmiş sözü… “Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım. Rakibim gözlerinin göremediğine, elleriyle de vuramaz! – Float like a butterfly, sting like a bee. His hands can’t hit what his eyes can’t see!“

Limitless – Limit Yok (2011)

Başrollerini duayen Robert De Niro ve belki geleceğin duayenlerinden Bradley Cooper’ın oynadığı Limitless fiminin de direkt olarak sporla ve egzersizle ilgisi yok aslında. Ama hayatı baştan aşağı değiştirmek adına oldukça motive edici olduğu kesin! Gerçi bunu biraz da kolay yoldan tasvir ediyorlar, NZT 48 adlı mucizevi bir hapın kerameti ile!

Yine de iyi gitmeyen hayatınızı değiştirmek adına sizi oldukça motive edebilecek bir film. Sadece, amman bu filmden sonra internette ilanları çıkmaya başlayan sahte NZT haplarına itibar etmeyin (bu sitenin bilinçli üyelerinin zaten buna kanacaklarını sanmıyorum), çünkü reklamı yapılan bu ürünler, 3. sınıf vitamin haplarından başka birşey değil :-)

Filmden bir sahne: Eddie (Bradley Cooper): Günde bir tablet ve artık benim için limit yok…  – A tablet a day and I was Limitless…

The Pursuit of Happyness – Umudunu Kaybetme (2006)

Hemen hatırlatalım, bu başlık altındaki filmler illa fitness motivasyonu ya da “6-pack” içermek zorunda değil. Öncelikle “yaşam motivasyonu”, zaten egzersiz motivasyonu gibi, diğer hemen her şeyi de beraberinde getirecektir. Tıpkı “Umudunu Kaybetme”deki gibi…

Yaşanmış bir hikayeyi konu alan filmde,  ciddi derecede geçim sıkıntısı çeken bir babayı oynayan Oscar’lık performanslı Will Smith‘e, gerçek hayattaki oğlu eşlik etmekte. Özellikle, parasızlık ve kalacak yeri olmadığından oğluyla bir tuvalette sabahlamak zorunda kalma sahnesi, gözünüzden birazcık yaş getirebilir (itiraf!)

Filmden bir sahne: Bir babadan oğluna… “Kimsenin sana bir şeyi başaramayacağını söylemesine izin verme; benim bile!… Bir hayalin varsa, onu korumalısın. Kendi başlarına birşey başaramayan insanlar, sana da başaramayacağını söylerler. Eğer bir şeyi istiyorsan, git ve yap.“

The Karate Kid – Karateci Çocuk (1984)

Karate Kid filminin 2010’lu yıllardaki Jackie Chan’li yeni versiyonundan bahsetmiyoruz ama, bir klasik olan 1984 versiyonu, muhtemelen gençleri spora teşvik edici en iyi filmler arasında gösterilebilir.

Okulda dalga geçilen ve dayak yiyen bir çocuk olan Daniel, çareyi ve çıkış yolunu yaşlı bir Sensei’den aldığı karate (ve hayat) derslerinde bulur.

Saçına taktığı bandanası ve tek ayağını sakatlamasına rağmen, diğer ayağı üzerinde zıplayıp, aynı ayağı ile tekme atıp, yine aynı ayağı üzerine inme hareketi klasikler arasındadır.

Filmden bir sahne: Daneil’in Sensei’sinin çin yemeği çubukları ile havadaki sineği yakalaması, refleksi anlatan bir sahne olmasının yanında, sonrasında pek çok komedi filmine de konu olmuştur :-)

Enough – Yeter (2002)

Başrolünde Jennifer Lopez‘in oynadığı “Enough“, hayallerinin erkeği ile evlendiğini zanneden bir annenin, giderek gerçek yüzünü görmeye başladığı kocasından kaçışının hikayesini anlatıyor.

Filmin sonunda, aldığı kick-box dersleri ile kendisini zamanında defalarca döven kocasını bu sefer kendi benzetişini görmek, özellikle Kenpo için iyi bir motivasyon kaynağı olabilir.

Filmden bir sahne: Jennifer Lopez’in karakteri Slim ile eski kocası Mitch’in birebir kavga öncesi diyaloğu…

Mitch: Tamam… Erkeğe karşı kadın. Bu adil mi?

Slim: Bakalım kim için adil değil?! (Aldığı Kick-box dersleri sonrası, bir kadının erkeği yenebileceğini göstermeden hemen önce)

Fight Club – Dövüş Kulübü (1999)

Fight Club’sız bir “Motivasyonel Filmler” listesi düşünülemez! Bunun sebebi sadece Brad Pitt‘in filmdeki “beachbody” fiziği değil, gerçekten zamanının en kült filmlerinden biri de olmasıdır. Filmin konusu, Edward Norton‘un karakteri ile Tyler Durden‘in (Brad Pitt) kurduğu, illegal bir yeraltı Dövüş Kulübü’nün çevresinde gelişiyor.

Herkesin bilmediği bir ayrıntı, Brad Pitt’in Fight Club’daki kilosunun, 1.80 boyuna karşın, aslında sadece 70 kg (155 lbs) olduğudur. Normal koşullarda bu oranın onu “sıska biri” yapması lazımken, pekçok kişinin imrendiği, yağ olranı oldukça düşük bir fizik sergiliyor.

Filmden bir sahne: Tyler Durden, başına silah dayayıp, iki hafta içerisinde okuluna tekrar başlamazsa onu öldürmekle korkuttuğu birinin ardından der ki: “Yarın onun hayatının en güzel günü, yaptığı kahvaltı, hayatının en lezzetli kahvaltısı olacak.”

300 – Spartalı (2006)

Özellikle “6-pack” motivasyonu arıyorsanız, “300” filminden dahi iyisini bulmak zor… Sonuçta filmde 6-pack baklavaları olmayan bir erkek yok!

Film, sadece 300 gözüpek savaşçı askerden oluşan grubun, kendilerinden sayıca kat ve kat üstün Pers ordusuna karşı epik mücadelesini anlatıyor. Her ne kadar konusunun ve tarihçesinin doğruluğu çoğu kaynak tarafından tartışılsa da, görsel bir şölen olduğu kesin. Çok yakında (Türkiye için 7 Mart) filmin devam serisinin de vizyona gireceği düşünülürse, hem hafızaları tazelemek hem de biraz 6-pack motivasyonu için izlenebilir.

Filmden bir sahne: 300’ün lideri Leonidas: “Spartalılar! Kahvaltınıza hazırlanın ve kuvvetli yiyin… Çünkü bu akşam yemeğini, cehennemde yiyeceğiz!” – Filmin fragmanını yorumlar bölümünde bulabilirsiniz.

The Wrestler – Şampiyon (2008)

Popülerliğinin ve kariyerinin zirvezinin üzerinden 20 yıl geçmiş, eski bir Amerikan Güreşçisi’nin etkileyici dramı… Artık sağlık problemleri ile boğuşan, geçimini sağlayabilmek için bir yandan hala 3. sınıf gösteri müsabakalarına çıkıp diğer yandan yarı-zamanlı olarak süpermarkette çalışan, gençliğinde terk ettiği kızını geri kazanmaya çalışırken, bir striptizci ile yaşamaya başladığı duygusal yakınlığı da anlatan etkileyici bir hikaye.

Film, En İyi Erkek Oyuncu (Mickey Rourke) dahil 2 dalda Oscar Adayı.

Filmden bir sahne: Amerikan Güreşçisi ‘The Ram’, ringin dışını gösterir ve der ki: “Canımı acıtacak tek yer bu ringin dışı, içi değil”

Million Dollar Baby – Milyonluk Bebek (2004)

İşte sadece bayanları değil, herkesi motive edebilecek bir öykü… İyi bir boksör olmayı kafasına koyan Maggie‘nin (Hilary Swank), çok kolay olmasa da Koç Frankie‘yi (Clint Eastwood) kendisini eğitmeye ikna etmesi ve devamında verdiği mücadeleyi konu alıyor.

Filmin, özellikle Kenpo-X için iyi bir motivasyon kaynağı olabileceğinin yanısıra, En İyi Film Oscar’ı ödüllü olduğunu da hatırlatalım.

Filmden bir sahne: Başlangıçta bir “kızı” eğitme fikrine hiç sıcak bakmayan Hocası Frankie’nin Maggie üzerindeki otoritesi üzerine…

Frankie: Kum torbasına vur!

Maggie: Böyle mi? (Ve bir tane vurur)

Frankie: Dur!

Maggie: Niye, yanlış birşey mi yaptım?

Frankie: İki tane yanlış şey yaptın. Birincisi, soru sordun; ikincisi, tekrar soru sordun!

Rocky IV (1985)

Böyle bir liste yapıp da Rocky’den bahsetmemek tabii ki olmaz! Aslında Sylvester Stallone‘nin (1946 doğumlu) 60 yaşındayken oynadığı “Rocky Balboa” filmi de dahil, serisin tamamı güzel filmlerle doludur. Ama soğuk savaş teması eşliğinde Rus Dev Ivan Drago (Dolph Lundgren) ile karşılaşmayı anlatan Rocky IV’ün yeri bir başkadır. Rus Ivan Drago, teknolojinin son harikaları ile müsabakaya hazırlanırken, Rocky’nin dağlarda bayırlarda kendi imkanları ile (o dönemde P90X olsaydı inanın o küçük dağ kulübesinde onunla çalışırdı) sonunda onu yenmesi her zaman izlemeye değer.

Filmden bir sahne: Ringde Rocky’nin dostu Apollo Creed’i öldüresiye döven Ivan Drago’ya mikrofon uzatıldığında, yerde can çekişen rakibine bakar ve “Ölürse ölür (If he dies, he dies)” der…