P90X-Türkiye olarak 2 yılı aşkın bir süredir, öğrendiğimiz tek bir şey var ise o da, insanların P90X’i zor olduğu ya da sonuç alamayacaklarına inandıkları için değil, temelde sadece ve sadece motivasyon eksikliği yüzünden bıraktığıdır. Zira, ne dünyada ne de Türkiye’de P90X’i bitirip de sonuç almayan henüz yoktur!

Bazı fitness posterlerinde ya da spor salonu muhabbetlerinde kulağınıza çalınmıştır; “sonuç almanın %50’si egzersiz ise %50’si de beslenmedir” vs. diye… Bu yüzdeler de habire değişir zaten. Biz ise ısrarla söyleriz ki, sonuç almanın %100’ü önce motivasyondur.

Aslında düşünürseniz, hayatta hemen her şeyin kaynağı motivasyondur. Zamanın tüm yokluklarına rağmen Çanakkale Savaşı’nı zaferle kazandıran da, UEFA Kupasını Galatasaray’a kazandıran da (buna birazdan değineceğiz)…

Peki motivasyon için bir numaralı kural nedir derseniz, o da önce “amacınızı” net bir şekilde belirlemektir. Herkesin P90X gibi ekstrem bir programa başlama amacı farklıdır. Kimi; aylar sonra katılacağı bir nikah ya da daha önemlisi kendi nikahı için, kimi yeni doğan evladına ileride daha fit ve iyi bir örnek olabilmek için, kimi onun poposuna tekmeyi vuran eski sevgilisini morartmak için, kimi onu habire tartaklayan okuldaki kötü çocukların karşısına Karate Kid gibi dikilebilmek için, kimi artık aynada görmekten nefret ettiği bedeni değiştirmek için… Bu liste sayfalarca da uzatılabilir. Ama işin özü, amacınız kafanızda ne kadar net ise, devamındaki motivasyonunuz da o kadar net olacaktır.

İşte P90X’lerinin ilk turunu inanılmaz başarıyla bitiren kişiler bile (bu sitede örneklerini bulabilirsiniz, ki eminim yorumlar kısmında da bunu belirteceklerdir), hemen bir ivme ile başladıkları ikinci turlarının başlarında, genellikle bir motivasyon düşüklüğü ile pençeleşirler. Bunun yegane sebebi, ilk turlarındaki amaçları ne ise, sonunda ona ulaşmış ya da oldukça yaklaşmış olmalarıdır. Ve kendinize aynı kuvvette yeni bir amaç belirlememişseniz, o önceki motivasyonunuz gidecektir. Bu yüzden ister ilk kez başlıyor olun, ister ikinci-üçüncü turunu yapan bir P90X gediklisi olun, her durumda kuvvetli bir amacınız belirlenmiş olsun; bu da motivasyonunuzu sürekli kılacaktır.

Şimdi yukarıdaki örneğe değinelim. Aşağıdaki kısa videoda UEFA Finali öncesi Galatasaray soyunma odasında, teknik direktör Fatih Terim’in futbolcularıyla konuşmasını bulacaksınız. Herkes Fatih Terim’in zaten nasıl bir motivasyoncu olduğunu bilir ama, karşı taraf olan İngilizler kupayı kendilerinin kazanacaklarından emin, muhtemelen ayna karşısında saçlarını jölelerken, aynı anda diğer soyunma odasında böyle bir motivasyon patlaması, beraberinde çok farklı sonuçlar getirir; getirmiştir de…

Örneğimizden devam edelim… Aynı oyuncular o inanılmaz kupa zaferinden sadece bir hafta sonra, bu sefer Türkiye Kupası finalindedir, Diyarbakır’da. Ne olmuştur? Bir Avrupa kupası kazanılmıştır, kafalardaki o en büyük amaç gerçekleşmiştir (P90X’in ilk turunun mükemmel başarıyla bitirilmesini hatırlayın). Muhtemelen bu sefer maç başlamadan Galatasaray’lı oyuncular ayna karşısında saç jölelemiş (bu arada yıl 2000, saç jölelemek daha bir moda!), maçın birinci yarısı da tel tel dökülmüştür. İşte aynı Fatih Terim’in aşağıdaki videosu, o tel tel dökülünen ilk yarının ardından, devre arasında çekilmiştir…

İşte bu motivasyon aşısından sonra, ikinci yarıyı tahmin etmek çok zor değildir… Galatasaray, Antalyaspor karşısında sürekli geriden geldiği maçı 5-3 kazanarak kupayı almıştır. Ve Fatih Terim’in o motivasyonu da fenomenleşmiştir. Peki aynı Fatih Terim keni amaçlarını yitirdiğinde, yani motivasyon gittiğinde ne olur? Onu da görüyoruz…

Sonuç olarak siz de bu yazıyı okuyorsanız, bundan çıkarmanız gereken kıssadan hisse; motivasyondur. Kendinize önce sağlam bir “amaç” seçin, o beraberinde motivasyonu getirsin. Çünkü motivasyon, istediğiniz sonuçları ve başarıyı %100 getirmeye yetecektir.