Merhaba herkese. Öncelikle kendimi tanıtmak isterim. Adım Can, 21 yaşında mimarlık öğrencisiyim. Çocukluğumdan beri sporun değişik türleriyle ilgilendim. Son 3-4 yıldır vücut geliştirmeyle de uğraştım. Zamanımın ve hayat şartlarımın el verdiği ölçüde.
Okuduğum bölümün zorluğu spordaki verimime hep olumsuz etki etti. Düzensiz beslenme, düzensiz uyku, okul sonrası 2 saatlik trafiğinin üzerine yapılan antrenmanlardan dolayı 2 adım ileriye attıysam, 2 adım da geriye gittim hep. Bunun üzerimdeki etkisi bir hayalkırıklığının yanında boşa giden çabaların verdiği özgüven kaybıydı.
En formda olduğum zamanlarda bile göbeğim benimleydi. Bu sporla uğraşan herkesin bildiği bir şey vardır. Bu spor 3 kavramdan oluşur: Antrenman, beslenme ve uyku. Ben bunların 2 tanesini müthiş şekilde yapsam bile mutlaka 1 tanesinde başarısız oluyordum. (Projeler, projelerin aldığı zaman, düzensiz beslenme, proje sabahlamaları… vb) Dolayısıyla sonuç yine hüsran. Bu duruma deli oluyordum. Bu yüzden “1 ileri 2 geri gitmektense hiç yapmam” diye düşündüğüm, aylarca spor yapmadığım zamanlar oldu. Sonuç olarak fazlasıyla kilo aldım. O eski kaslardan da eser yoktu :-(
En sonunda bu düzensiz düzenden bıktım. Buna bir son vermeliydim. Peki bunu nasıl yapıcaktım? Önce şu yağlardan kurtulmak lazımdı. Kas yapmak kolaydı, gerisi gelirdi. Ama ben kardio yapmaktan nefret ederdim. Saatlerce önündeki TV’ye bakarak robot gibi koşmaktan ne zevk alırdı insanlar hiç anlamazdım (hala da anlamam:) Bana değişik şeyler lazımdı. Önce Crossfit diye birşey duydum. Keyifli geldi. Ancak bu ülkede bu sporun çok yaygın olmaması ve yapılan bir iki yerin de ticari amaçlar peşinde olmasından dolayı bu spordan soğudum, 2 ay yapıp gittiğim yeri bıraktım. Sonra bir süre daha kendi imkanlarımla internetten bulduğum hareketlerle devam ettim. Sonra o da azalarak bitti. Sonra Youtube’da gözüme bir video takıldı. “P90x transformation” adında bir video. İzledim ve bende müthiş bir duygu uyandırdı. Acaba gerçek miydi? Bence gerçek olamazdı. Ama müthişti. Aradığım tam da buydu. İyice araştırdım. Ölçtüm, biçtim, tarttım. 2 hafta boyunca düşündüm, en sonunda “ben bu işi beceririm” dedim. Şu zamana kadar bir sürü şey denemiştim zaten. Ne kaybederdim ki. Denemeye değerdi.
P90X’e başlamadan önce bayağı korkuyordum. Extreme hareketler içerdiğinden ötürü sakatlanma riski beni düşündürüyordu. Bu yüzden seti edindikten sonra bile, başlamadan önce 2 hafta boyunca her antrenmanı demo tadında yaptım. Kendimi çok zorlamadım. Daha çok programı uygulamalı incelemek gibiydi. Bunun bana kattığı şey, 2 hafta boyunca vücudumu bu programa hazırlamak oldu. Bu adaptasyon sürecini, kasların hamlık ağrılarını başlamadan önceki 2 hafta çektiğim için başladıktan sonra ağrılardan dolayı antrenmanlarım hiç aksamadı (yalnız ilk hafta Plyometrics sonrası 3 gün yeni sünnet olmuş gibi gezdiğimi çok iyi hatırlıyorum onu söylemeden geçemeyeceğim :) Antrenmanları aksatmadım. Bana gereken tek şey kendimi haftanın 6 günü antrenman yapmaya hazırlayacak motivasyondu. Bu da tabiki geçmiş tecrübelerim ve başarısızlıklarımdı. Michael Jordan’ın müthiş bir sözü var; “I’ve failed over and over again. This is why I succeed – Geçmişte tekrar tekrar başarısız oldum, işte bu gün bu sayede başarılıyım.”
Beni antrenmanlarda en çok zorlayan Yoga olmuştu. Yoga X… Allah kahretsin onu :-) Hayatımda böyle bir şey görmemiştim. İlk zamanlar yarım saat dayanabiliyordum. Zamanla tamamlamayı başardım ve anladım ki bu programın yarısı Yoga X. Tamamlamaya başladıktan sonra bu diğer antrenmanlarıma da olumlu etki yaptı. Tekrar sayılarım arttı, ağırlıklarım arttı. Stamina olarak da yüzde 30 diyebileceğim bir artış sağladı. Herşeyden önemlisi, iyi hissediyordum.
P90X’e Eylül 2012’de başladım. O zaman okul daha başlamadığı için rahatça kafamı buna verebiliyordum. Yüzde 100 verimli antrenman ve sağlıklı beslenme. Okul açıldıktan sonra 1 ay daha direndim bu sporu yapmak için. Okulum varsa yorgun geleceğim için ağır antrenmanlarımı sabah yapıyordum. Akşama bırakmamaya çalışıyordum. Ve okulda da beslenmeme dikkat etmeye çalışıyordum. Evden ara öğünler getiriyordum. Böyle böyle direndim 1 ay daha. Ancak sonradan tekrar projeler, projeler, projeler… Beni her geçen gün uzaklaştırmaya başlıyordu P90X’ten. Direncim azalıyordu, motivasyonum kırılıyordu. Düşünün; teslim zamanları bütün gün çizimdi, maketti derken yemek yemeyi bile unutuyordum. Yediğim yemeklerin kalitesi düşüyordu zamansızlıktan ötürü. Sonra antrenmana gidiyordum. Bu antrenman kaliteme de yansıyordu. Antrenmandan sonra sabahlara kadar tekrar proje… Uykusuz halde tekrar okula proje dersine ve dönüşte gündüz 4’ten gece 3’e kadar deliksiz uyku. Sonuç olarak bozulmuş bir uyku düzeni, bozuk bir beslenme ve dolayısıyla mahvolmuş dinlenememiş yorgun bir vücut. Vücudum bu tempoya daha fazla dayanamazdı. Kendime zarar verdiğimi bu programın hakkını veremediğimi düşündüm ve P90X’i 2.ayımın sonunda bıraktım. Ne yazık değil mi? 1 ay kalmıştı sadece…
Kasım 2012’de bıraktıktan sonra 2 ay içinde hızla eski halime döndüm. P90X’e başlamadan önce 77 kiloydum. 2 ayda 70’e düşmüştüm. Bıraktıktan sonra 2 ayda 75 kiloya çıktım. O zaman P90X’e söz verdim: “İşleri yoluna koyup tekrar döneceğim”.
Verdiğim sözü tutmanın zamanın geldiğine karar verdim. Kafa olarak kendimi hazırlamam bir süre aldı. Mart 2013’ün sonlarına doğru tekrar başladım. Tabi yine 2 hafta hazırlık yaptım. Yeni başlayacak olanlara bunu şiddetle öneriyorum gerçekten işe yarıyor. 7 Nisan ikinci P90X serüvenimin ilk günüdür. Bu sefer hiç bir mazeret kabul etmeyecektim. Her türlü işleri yoluna koyacaktım, bahaneler yerine çözümlerle ilgilenecektim. Müthiş bir motivasyon sağlamıştım. Gerekirse sosyal hayatımdan kısıp antrenmanlarıma odak veriyordum. O dönem yağ yakımım hızlansın diye yağ yakıcı kullanmıştım. Müthiş bir enerji veriyordu ama felaket bir uykusuzluğa sebep oluyordu. Gece 4’lere 5’lere kadar uyuyamıyordum. Bu da antrenman ve beslenme kalitemi düşürüyordu. İşe yarıyordu ama zararı yararına eşitti. 1 ay kullanıp bıraktım. Supplementlerden mucize bekleyen arkadaşlar… her şey diyetten ibaret. Diyetinize uyarsanız yağ yakıcılara zaten gerek yok. Bıraktıktan sonra tekrar uyku düzenimi ayarladım, diyetime uymaya devam ettim, zaten asıl patlama ondan sonra oldu. Hayatımı da düzene soktum. Projelerimi de son gecelere bırakmak yerine günü gününe azar azar yapmaya başladığım için sabahlamama çok gerek kalmadı. Bunların hepsi P90X sayesinde oldu. Bu programın yaşam kalitesini her yönden arttırdığına ilk elden şahit oldum.
P90X’e başladığımda 20 şınavı zor bitiren ben P90X’i bitirirken 50-60’a kadar çıkıyordum. Aynı şey barfiks için de geçerli. Başlangıçta 3 taneyi ıkına sıkıla çeken ben, son haftalarda 20’yi görüyordum. Bunda programın başarısı tartışılmaz ancak gereken bir şey daha varsa bu da motivasyon ve limitleri zorlamak. Geçmiş başarısızlıklarım limitlerimi zorlamama yardım ediyordu. P90X’i bu sefer bitirdiğimde başlamadan önceki yağ oranım yüzde 17’den 12’ye düşmüştü. Aynada kendime bakınca farkı görebiliyordum. Ancak asıl şoku “Before & After” fotorafını görünce yaşadım. Bu inanılmazdı. Başardığımı görebiliyordum. Bu program bana müthiş bir özgüven kazandırdı. Bu özgüvenin kaynağı aynada gördüğüm vücut değildi. Asıl, birşeyi başarmanın verdiği özgüvendi.
P90X’in bana kattıkları; dayanıklılık, güç artışı, aynada görmek istediğim fit bir vücut, çalışma disiplini, beslenme disiplini, sorumluluk bilinci, düzenli bir hayat, makineyle yarışır hızda bir metabolizma, özgüven ve en önemlisi… Başaramayacağım birşeyin olmadığının bilincine varmam.
Siz de başarısızlıklarınızın üzerine gidin çok çalışın boyun eğmeyin ve istediğinizi alın.. İyi günler :-)
2012 de yapmışsınız, şimdi bozulma var mı vücudunuzda?