Okula başlamadan 3 hafta kadar önce karar verdim P90X’e başlamaya. Arkadan sesler geliyordu: “Yatılı okulda kalıyorsun, yapamazsın!” diye. Kulak asmadım tabi bunlara. Bahaneler üretiyordu beynim kendi kendine. Tembellik içime mi işlemiş ne? Sonradan o bahanelerin hepsine bir çözüm buldum tabi.
En büyük sorun bu videoları nereden izleyeceğimdi. Malum, yurtta bilgisayar yasak. Telefona artardım DVD setimi. Aklıma bir spor mağazasında tesadüfen gördüğüm bir şey geldi. Taktım koluma. Aşağıdaki fotoğrafta da görülüyor zaten.
Yatakhane arkadaşlarımın ortasında, ilk başlarda şaşkın gözlerle bana baksalar da hiç utanmadım başladım yapmaya. Takmadım onları adeta. Bir süre sonra alıştılar tabi :-) Artık ilgiyle bakmıyorlardı. Normal olmuştu onlar için. Benim için de tabii. Bir yığın ders ve ödev olmasına rağmen devam ettim. Çok yararıma oldu benim bu spor. Hiç zaman kaybettiğimi düşünmedim. Asla düşünmem. Çünkü bana bazı alışkanlıklar kazandırdı. Alışkanlıklar insana şans getiriyormuş. Öyle diyorlar. Aynen de öyle oldu. P90X gibi bir programı aralıksız yapmayı göze aldıysam, ders de çalışabilirim diye düşündüm. Bundan önce düzenli bir ders çalışma alışkanlığım olmamıştı. Hem de hiç. Başladığım her şeyi yarım bırakıyordum. Artık o ataleti kendimce yendim diyebilirim. Derslere de bir ilgim oldu nedense. P90X’ten midir yoksa YGS-LYS’nin yaklaşmasından mıdır bilmem. Bu programa başlamadan sık sık baş ağrısı çekiyordum. O da gitti Allah’a şükür. Ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz… Beynime oksijen gitti sanki. Artık okulun bize uyguladığı ağır programına bile dayanıyor.
Özgüven var ya hani, herkesin sahip olmak istediği duygu, işte ona sahip olmuştum. Hemen hemen her şeyde, yapabilirim edasıyla başlıyordum her işe, bana zor gelse de… Böyle bir program insana bu kadar değerli şeyler katabilir mi? Katıyormuş demek ki. Arkadaşlarıma spor yaptığımı söylediğimde aldığım tepki: “Uuu! Sık bakayım karnını.” Ve karna gelen bir yumruk!
Ailem başta pek fazla önem vermediler. “Yine bırakır bunu da, yaptığı her iş gibi…” dediler. Ama bu tavırları beni “gaza” getirdi adeta. Siz misiniz bana yapamazsın diyen, deyip bastım “Play” tuşuna!
Okuldayken tabi bazı zorluklar olmuyor değil. “Gel gidelim boş ver sporu, bugün yapma yiyelim bir çiğ köfte kendine gelirsin!” Kıramıyorsunuz tabi böyle davetleri . Tabi ardından gelen pişmanlık duygusu… Çiğ köfteciye olan gıcıklık… Ne diye açtın şu dükkanı kardeşim? Milletin spor yapmasına engel oluyorsun. Yok şimdi nankörlük yapmayalım. Gayet güzeldi çiğ köfteler :-)
Gelişimi gördükçe daha fazla özgüven geliyor. İlk gün 5 çekilen barfiks, 30. Günde 16 ya çıktı. Hayatımda hiç bu kadar barfiks çekememiştim. Bunlar beni çok sevindiriyor işte :-)
İşte benim 30 günlük P90X Maceram bu. 90 günlük “Önce & Sonra” resimlerimi de bir sıkıntı çıkmazsa 90 gün sonra paylaşacağım. Ama şu kadarını söyleyeyim, aynaya baktığımda artık daha fazla gülüyorum, gurur duyuyorum her bakışımda. Siz de hissedin bu duyguyu. Tavsiyemdir ;-)