Selam P90X-Tr Ailesi. Nereden başlasam bilmiyorum ama içimden geldiği gibi yazmaya çalışacağım…
Belki de hayatımı değiştirmeme neden olan olay, geçen sene müzik hocamın beni tahtaya kaldırıp, baştan aşağı süzdükten sonra, bana “oğlum bu kilo ne” demesidir! O gün o laf benim içime iyice oturmuştu. Zaten ardından çok düşünüp, soluğu spor salonunda almıştım. Salonla 85 kg’dan ancak 80 kg’a düşmüştüm fakat oradan da sıkılınca ve istediğim faydayı alamayınca evde kendimce spor yapmaya başladım. Aynı zamanda basketbol da oynuyordum. Sanırım herkesin hayalidir, belki bir kere de olsa basketbol potasına smaç vurabilmek veya çembere asılabilmek :-) Ben de onlardan biriydim. Sıçrama teknikleri ile ilgili metodları araştırırken, Plyometrics çıktı karşıma ansızın. Youtube’da gezerken bir kişinin P90X Plyometrics yaparkenki inanılmaz videosunu görünce, bu konu üzerine biraz araştırma yaptım ve çekmiş ve bu sitede buldum kendimi :-)
Şimdi dönüp, P90X’teki ilk haftamı hatırlıyorum… Hangi sporu yapıyor olursanız olun, şu P90X’in o ilk haftasındaki ağrıları hiç bir yerde bulamazsınız! Ama programa yeni başlayacaklar korkmasın, belki 1 hafta sonra videodakilere meydan okuyabilirsiniz. İlk günümde Chest & Back vardı, Göğüs ve Sırt. Bir barfiks barımın olmayışı ve bizim kapılar da eski kapı olunca, kendimce o tutamaçlı yerlerden tutup barfiks çekmeye çalışmam başlı başına bir eziyetti. Ama başlangıçta 1 tane bile barfiks çekemeyen ben, şu an çok daha fazlasını yapıyorum. Ve biliyorum ki, daha da fazlasını yapacağım. O yüzden bugün hala “daha fazlasını” hedefliyorum. Her seferinde 1 tane fazlasını yapmaya çalışarak. İlk gün kullandığım ağırlıklar 4 kg iken, şimdi 10 kg kullanıyorum. Başlarda 8 tane şınavda tükenirken, şimdi 26-27’lerde görüyorum kendimi.
Beslenme konusunda, artık sağlıklı beslenmeyi hayatımın bir parçası yaptım. Ve bu tarzımı da yaşam boyu sürdürebilmeyi istiyorum. Evet belki başlarda kolay olmayabilir ama sonunda aldığınız sonuçlar her şeye değecektir.
Beni en çok mutlu eden şey ise, beni bu yaşama bağlayan vücut transformasyonundan öte “yaşam transformasyonum” oldu. Çünkü ben bu yolları kendi gücümle kuvvetimle katettim ve daha fazlasını da yapacağıma inanıyorum. Sizler de kendinize inanın. İstediğiniz an her şeyi başarabilirsiniz, yeter ki siz önce isteyin.
Bugün ardıma baktığımda, iyiki de böyle bir programla tanışmışım diyorum. Açıkçası güç mü, dayanıklılık mı, özgüven mi, sıçrama kabiliyeti mi, Plyometrics’in boy uzamasına bulunduğu katkı mı, bilmiyorum… Ama ben bunların hepsine bu program ile kavuştum. Ben basit bir sıçrama metodu araştırmasından yola çıkarak buralara geldim. Ama siz bugün bu satırları okuyorsanız, aslında çok daha şanslısınız, böyle bir kaynağa sahip olduğunuz için. Ben yapabildiysem, siz de yapabilirsiniz!
Son söz olarak şunları eklemek istiyorum…
Okul, önce dersi öğretiyor sonra dersi veriyor. Ama hayat, önce testi verip sonra dersi öğretiyor. Ne bekliyorsun, fırsatın ayağına gelmesini mi? Bir sabah uyanıp, ansızın daha sağlıklı ve fit olmayı mı? Hayat o kadar kolay mı? Fırsatı sen yaratacaksın! Kendi ellerinle, zorluklarla savaşarak yaratacaksın. Bir gün amacına ulaşmak için her gün hayalini yaşa, artık fırsatını yarat.
Bu bir 13 Haftalık program değil, bu bir yaşam programı, bir tutku. Bu, çok daha iyi bir hayatın kapısı. Bir daha dönüp arkana bakmamacasına o kapıdan geç ve hayatı yaşa…
Artık hayat çok güzel!..
Metehan