Biliyorsunuz P90X bir “Ev Fitness” programı ve biz de genel olarak evde fitness’a teşvik eden bir web platformuyuz (en büyük! :)

Ama bir de şöyle bir durum var. Spor salonları ve müdavimleri, P90X’in çok daha kısa sürede aldırdığı inanılmaz sonuçlardan mütevellit, P90X’e çok da sıcak bakmazlar ya da inanmak istemezler (“Hayır, gerçek olamaz bu gördüklerim, biz yıllardır boşuna mı uğraşıyoruz?!…” hesaaaabı :-)

Oysa bunun tam tersi olarak bizler “spor salonlarına” karşı değiliz! Sizi miskin miskin kanepede elde kumanda pinekletmek yerine, yerinizden kaldırıp egzersiz yaptıracak her türlü unsurun, bilakis destekçisiyiz!

O zaman eğer tercihiniz spor salonlarıysa, salonlarda uyulması gereken bazı kuralları sıralamak istedik. Bu kuralların çoğunun, kendi evinizin konforunda vücudunuzu şekle sokacağınız ev fitness programlarında olmadığını hatırlatmaya gerek yok :-)

Spor Salonu Görgü Kuralları!

1) Aldığını Yerine Koymak

Eğer makine/alet değil de serbest ağırlıkları kullanıyorsanız (dambıl & bar gibi), bir numaralı kural, aldığınız ağırlıkları işiniz bittiği yerde bırakmak değil, aldığınız yere geri koymak olmalı. Böylece gym arkadaşlarınızın “cık cık”lamasından ve kötü bakışlarından kurtulabilirsiniz.

2) Bardaki Plakaları İndirmek

İri kıyım bir delikanlısınız ve Bench-Press’te gücünüzün son damlasına kadar kullanarak 100 küsür kilo bastınız gururla! İşiniz bittikten sonra o kiloları o barda bırakmayacaksınız. Herkes sizin gibi iri kıyım olmayabilir! Ya da sizden daha iri kıyımı da çıkar! Sizden sonra gelecek olana düşünceli olmalısınız.

3) Kibar Olun

Tam da o an ihtiyacınız olan ağırlığı başkası mı kullanıyor? Gıcık gıcık burnunun dibinde beklemek yerine, kibarca set arasında ağırlıkları ortak kullanıp kullanamayacağınız sorun. (Genellikle) kibarca sorarsanız kibarca karşılık alırsınız. Kendinize davranılmasını istediğiniz gibi başkalarına davranın (hayat kuralı!).

4) Havlu…

Spor salonuna kendi havlunuzla gitmek, bir lüks ya da lütuf değil, bir zorunluluktur. Bir önceki kullananın terinden vıcık vıcık olmuş bir alet ya da bench, insanı ömrünün sonuna kadar spordan soğutacak bir travmaya yol açabilir! (zaten biraz da gönülsüz iseniz :) Fazla terliyor olsanız da olmasanız da, kullandıktan sonra cildinizin temas ettiği yerleri havlunuzla silin.

5) Kulaklık Takanlarla Muhabbet Etmeye Çalışmayın

Bu madde enterasan ama gerçek. Eğer salonda biri kulağında kulaklıkla takılıyorsa, amacının muhabbet etmek değil, sevdiği müzikle sadece egzersizine konsantre olmak olduğunu daha açık şekilde belli edemez! %100 zorunlu olmadıkça, bağırarak ya da ağız / el-kol hareketleriyle birşeyler anlatmaya çalışmayın.

6) Telefon?!

Bu da hassas bir konu… Genel olarak spor salonlarında her daim elinde telefonlarıyla haşır neşir olanlardan nefret edilir (doğru). Özellikle yoğun ve sıra beklenilen bir aletin başına elinde telefonu ile oynayan birini görmekten daha gıcık bir durum yoktur. Ama genelleme yapmaktan da kaçının. Çocuğunu bakıcıya bırakmış genç bir annenin pekala gerektiğinde telefon kullanması hoş karşılanabilir. Sizin de gerekli bir iş için telefonunuzu kullanmanız gerektiğinde, bunu mümkün olduğunca sessiz sedasız ve kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde hallettiğinizden emin olun. Unutmayın, böyle ortamlarda insanlar başkalarının konuşmalarına / muhabbetlerine çok takarlar ve biraz da istemsiz olarak kulak kabartıp dinlerler. Kimsenin egzersiz konsantresini bozmayın.

7) Güüüüüm! Pısss’lamak, Tısss’lamak…

Çok motive olabilirsiniz… Mr. Olympia yarışmasına hazırlanıyor ve deli gibi ağırlıkların altına giriyor da olabilirsiniz… Ama ağırlıkla işiniz bittikten sonra, onu başınızın ya da hadi belinizin seviyesinden “Güüüüüm!” diye yere atmanıza; ya da ağır tekrarlarda Sharapova gibi inlemenize, nefes verirken pısss’layıp tısss’lamanıza gerek yok. Belki inanmazsınız ama ABD’de Planet Fitness adlı spor salonu zincirinde, bahsettiğimiz “pısss’lama – tısss’lama – inleme ve gümletme” sensörleri mevcut ve bunları yaparken yakalanırsanız, sorgusuz sualsiz salondan atılıyorsunuz (gerçek!).

8) Burda da mı Selfie?

Bu da derin bir konu ama sanki kendimiz için değil, biraz sosyal-medya için yaşar olduk (bu yazının yazarı “sosyal-medya-free”dir :-) Oooo mükemmel bir enstantane, bir selfie çek. “Kardeş, bi selfie’mi çeksene (o ne demekse!)”… Protein shake’i çek, Instagram’a koyarsın… Onu çek, bunu çek, şunu like’la… Lütfen spor salonunda aklınızdaki birincil öncelik “bu kare sosyal-medyamı nasıl sallar” değil de, sadece egzersizinizi yapmak olsun.

9) Ayna Ayna Söyle Bana…

Spor salonların dört bir tarafı ayna ile kaplıdır. Buradaki asıl amaç, hareketi yaparken doğru yapıp yapmadığınızı kontrol edip görebilmenizdir. Yani hiçbir hareket yapmazken, her 2 dakikada bir, (varsa) 6-pack’lerinizi açıp kendinize bakmanız, ya da genellikle bayanlar için “ne güzel popom var” diye Kim Kardashian pozları vermeniz değildir amaç. Aynaları amaçlarına uygun kullanınız.

10) Amaç Başkaysa, İzdivaç Programına…

Spor salonlarında asıl amaç, adı üzerinde “spor” yapmaktır. Eğer sizin birincil amacınız spor yapmak değil de kız arkadaş ya da koca bulmak ise, lütfen bunun için izdivaç programlarını tercih edin. Tahmin edilenin aksine, spor salonuna gelenlerin büyük çoğunluğunun amacı gerçekten sadece spor yapmaktır. Eğer siz bunlardan biri değilseniz, diğerleri tarafından çok çabuk mimlenebilirsiniz. “Gym-Rat” denilen salon farelerinden olmayın. O işler ya da genel olarak sosyalleşmek için dışarıda yüzlerce alternatif var.  Spor salonu ile kız/erkek tavlamanın dolaylı bir ilişkisi olabilir. Spor salonuna gider, spor yapar, fit olur, ve bu amacınıza daha dolaylı bir yoldan erişebilirsiniz. Salona sadece spor yapmak için gidin, yapın ve çıkın.

* Başta da söylediğimiz gibi, Türkiye’nin en büyük Ev Fitness sitesi olarak spor salonların kesinlikle karşı değiliz, bilakis sporun her türlüsünün yanındayız. Ama yine de bunca kuralı sıraladıktan sonra, yazıyı “neden spor salonu yerine ev fitness” üzerine keyifli bir kaç görsel ile bitirelim :-)

Neden Salon Yerine Ev Fitness… Kadın Gözünden

---

Neden Salon Yerine Ev Fitness… Erkek Gözünden