Bu yazı, P90X’i yarım bırakanlara ya da yarım bırakmayı düşünenlere gelsin…
“Kariyerim boyunca 9000’den fazla atış kaçırdım. 300’den fazla maç kaybettim.” – Tüm zamanların en iyi basketbolcusu Michael Jordan.
“Kitabım en sonunda yayınlanmadan önce 12 farklı yayın evinden ret cevabı aldım.” – Harry Potter serisi ile dünyanın ilk self-milyarder yazarı JK Rowling.
“Tüm televizyon kanalları tarafından, TV’ye çıkamayacak kadar ÇİRKİN olduğum söylenmişti.” – ABD’nin en başarılı kadın programcısı Oprah Winfrey.
“2001-2005 arası dört kere Ronnie Coleman’ın ardından ikinci olduğumda bile, birinciliğin peşini kovalamayı bırakmadım” – 2006-07-09-10 Mr. Olympia birincisi vücutgeliştirmeci Jay Cutler.
Bu liste daha çoook uzayabilir… Steve Jobs, Benjamin Franklin, Muhammed Ali, hatta Atatürk… Bu insanların hemen hepsinin ortak yönü, sıfırdan gelmeleri ve defalarca “düşüp”, ardından daha güçlü “kalkmaları”dır. Bilin ki çoğu zaman “başarı” size altın tepsi ile sunulmaz.
Hiç şüpheniz olmasın, aynısı P90X için de geçerli. Kolay olsa idi, herkes yapardı! Sağınızda solunuzda 6-pack’ler, alabildiğine fit insanlar görürdünüz. P90X kolay değil, ama fazlası ile yapılabilir! Siz de 300’den fazla maç kaybeden Michael Jordan ya da romanı yayınlanmadan önce 12 farklı yayın evi tarafından reddedilen Harry Potter’ın yazarı gibi, belki önceki P90X deneme(leri)nizde hüsrana uğradınız. Belki bir bayram tatili ya da akşam zamansız gelen bir misafir kadar basit bir olay sizi yolunuzdan alıkoydu, soğuttu. Ama başarı, başarısızlıkların küllerinden doğar. Sizi öldürmeyen şey sizi güçlendirir. Geçmiş yanlışlar, ilerideki doğruları bulmanızı sağlar.
Dünya mükemmel değil. Ben de dahil, P90X’i bitirenlerin %99.9’unun, takvimlerinde başlangıcı işaretlediklerinin tam 90 gün sonunda programı eksiksiz bitirdiklerini zannetmiyorum. Ama yarım-yamalak da olsa, düşe-kalka da olsa, offlaya-pufflaya da olsa, bir şekilde sonunu görenler, hayatlarının en iyi fiziklerine ve de mental açıdan en sağlıklı zihinlerine kavuştu.
P90X’i belki de çevrenizdeki çoğu şeyden ayıran özelliği, sonunda %100 başarının sizi bekliyor olması. En iyi okullarda okuyabilirsiniz ama Üniversite sınavında en iyi üniversiteyi kazanacağınızın bir garantisi yoktur. En iyi okulu kazandınız, bu sefer en iyi işe gireceğinizin bir garantisi de yoktur. En iyi sandığınız işe girdiniz, ama bir süre sonra sizi maddi ve manevi açıdan tatmin edeceğinin de bir garantisi yoktur. Ama P90X Programı’nı uyguladığınızda, sadece 90 günün sonunda şu an olduğunuzdan çok daha iyi bir yerde (fiziksel ve zihinsel) olacağınızı garanti ediyorum.
Tekrar başa dönersek, bu “başarı”, yukarıdaki örneklerin her birinde olduğu gibi, size altın bir tepsi içinde sunulmayacak belki. Ama şu an bu satırları okuyorsanız, tüm başarısızlıklarınızın ardından yükselip, sonunda başarmanın gücü ve kudreti sizde, sadece ve sadece sizde…
Hocam elinize kolunuza saglik biliyosunuz ki hali sag yuzundn ayagimi sakatladk. Yani sakatligim gecmrdi ama :) su anda su yaziyi okuynca gecti :)) saka saka gercrktende cok gecerli bir yazi olmuss sizin sozunuz vardi onu hic unutmuyorum p90 kisa kosu yada siprint kosu degil daha cok uzun bir maratona benzet ozzman daha iyi olafaktir demistiniz :)) cok sagolun hojam
Aykut Hocam, tüylerim diken diken oldu.
Bu yazıyı iyi ki yazmışsınız ve iyi ki pazartesi sabahı okumuşum. Çok yorgun olmama rağmen içimde dehşet bir başarma arzusu doldu.
teşekkürler
Merhabalar,
birçok kişisel eğitim kitabı okumuş onlarca seminere katılmış olarak iç disiplinimi bir türlü sağlayamadım.
P90X başlarında da aynı sorunu yaşadım.Bir gün atlamalar ara verilen 3 gün ve tabi imdat freni Aykut hoca.
Ve sonucu gördükçe daha mutlu bir ben.İllaki hayat toz pembe değil her zaman engeller var ama önemli olan engelleri nasıl aşabileceğimiz sorunu nu çözmek. Gerçektem başarı kimsenin ayağına gitmez elmas arıyorsak 500 metreye inmeyi ve kömürün içinden elması çıkarmayı göze almak gerekiyor.
Ve işte bu mücadele ruhunu kazandırdığı için de 90 gün değil hergün p90X.
Sınırları çizende sonuçta kendimizsek neden sınırları genişletmiyelim ki.
Herkese sağlıklı günler…
Hocam nerden başlasam bilemiyorum ama artık o eski formum o eski kaslarımdaki dolgunluğu hissetmiyorum durağanlık sürecine girdim kaslarımı şaşırtmama rağmende hacimimde hiçbi değişiklik yok karbonhidrat ve protein alımımı arttırdım fakat bu seferde yağlandığımı farkettim yani hocam hacim istiyorum ve sırt kaslarım diğer bölgelere göre çok zayıf sırtımı nasıl doldurabilirim ne yapsam olmuyor hocam sizden yardımlarınızı bekliyorum ama şimdiki önceliğim 2 haftalık bi dinlenmeye alıcam kendimi sonra tekrardan :Body Beast ile başlayacağım.
Yardımlarınızı bekliyorum Hocam..
Öncelikle hocam yine çok başarılı bir yazı olmuş,emeğinize sağlık.Hocam kaç zamandır size ulaşmaya çalışıyorum,yeni bir programa başlayacağım hybrid biteli 3 ay oluyor…
Koç aykut yine harika bir yazı olmuş…hepsi çok önemli örnekler bunların sanırım hayat neyi çok istersek onu önümüze serecek kadar cömert….(sanırım sözcüğü hala çok istemem den kaynaklanıyor) aslında kesin olarak böyle..
Çok sevdiğim bir bakış açısıyla yazılmış çok güzel bir yazı :) Teşekkürler Koç!
Bir başarısızlık hikayesi örneği de ben vereyim: Whatsapp’ın kurucularından Brian Acton, 2009’da hem twitter’a hem facebook’a iş başvurusu yapıyor ve iki başvuru da reddediliyor. Sonra Jan Koum ile birlikte Whatsapp’ı kuruyor ve geçen sene whatsapp’ı 19 milyar dolara, daha önce reddedildiği facebook’a satıyor :)
Başarıyla başarısızlığı birbirinden ayrı değil, beraber ortaya çıkan durumlar olarak düşünmek lazım bence. Başarıya giden yol; denemelerden+başarısızlıklardan+öğrenmelerden+başarılı sonuçlardan oluşan tek bir yol yani. Bir amaca yönelik sürekli bir şekilde emek harcadıktan sonra eninde sonunda başarıya ulaşılıyor, o yüzden arada yaşanan arızaları iyiye yormak lazım :)
Çok iyi bir motivasyon yazısı olmuş aykut hocam ellerinize sağlık. Recovery haftamda olduğum şu günlerde programların hafifliği ve temposuzluğu beni soğutuyor gibi hissediyorum ama vazgeçmek yok başladık bir kere. :)
Çok teşekkürler :-) Geçmişte denemek ve yarım bırakmak sorun değil, sonunda bitirin yeter. Tabii bu kadar ilerlemişken, ilk seferde sonunu görmek daha da iyi.